Kulaklarım yanlış duymuyorsa teyzem annemin biriyle konuşucak olmasından bahsetiyordu. Hatta normal konuşma değildi bu. Evliliğin ilk adımıydı bence. Olucak mı? Olmayacak mı? Tamamen bu görüşmeye bağlıydı. Annem yeniden evlenmek istiyor muydu? İstemiyor muydu?
"Aman be iki dakika tutamadın dilini" teyzeme söylenen anneme baktım.
"Bunu ne zaman söyleyecektin bize?"
"Bir şeyler ciddileşene kadar söylemeyi düşünüyordum" dediğinde halının desenlerine çevirdim bakışlarımı. Bu halı yeni miydi?
"Anladım" dediğimde sesim kısık çıkmıştı.
Annem durumu anlamış olsa gerek gelip bana sarıldığında bende ona sarıldım. Onun mutlu olmaya ihtiyacı vardı. Yaralarının sarılmasına. Güvende olmaya ihtiyacı vardı belkide. Evde tek başına yaşıyordu. Ne kadar yeni bir "baba" istemesemde onun iyiliğini düşünmek zorundaydım. Onun arkadında olmak zorundaydım. Eğer arkasında olmazsam onu yine çok kırmış olurdum. Yine ağlatırdım belkide. Yine bu sıkıcı hayatına devam ederdi. Onun arkasında olmak zorundaydım. Çünkü o en güzel hayatı hak ediyordu.
"Esin sen istemezsen görüşmem biliyorsun değil mi kızım?"
"Evet annecim biliyorum. Ama bunu istemiyorum. Sen mutlu olucaksan ben her konuda senin arkandayım" dediğimde daha sıkı sarıldı. Bu sarılma içimdeki acıyı yok ediyordu adeta. Kendimi daha güçlü hissediyordum sanki. Daha harika, daha enerjik ve daha mutlu. Evet, kesinlikle daha mutlu hissettiriyordu bu sarılma.
"Anne kız gecesi yapalım mı bu gece?" dediğimde annem benden ayrılıp,
"Yapalım kız" dedi gülümseyerek.Annemle birlikte olduğumuz zaman anne kız gecesi yapardık. Hep olmazdı bu. Yılda bir iki defa yapardık bunu. O yüzden çok seviyordum bu zamanı. Genelde anlatıcağımız şeyler biriktiğinde, bizde birbirimize arkadaş olup dertleştiğimiz zamandı bu. Hani nadir olan şeyler hep daha mükemmel olur ya insanların gözünde. Onun gibi. Çok yapmadığımız bir zaman çeşidiydi bu. Başka böyle bir zaman çeşidimiz yoktu. Bu yüzden çok özeldi.
Teyzemide evine yolculadıktan sonra pijamalarımızı giyip televizyondan bir film actık. Annem hep yaptığı gibi koltuğa yerleşmişti. Bense onun önüne yere bağdaş kurup oturmuştum. Annem saçlarımı taramaya başlayınca gecemize acılış yapmış bulundu. Babam olayı hariç çoğu şeyden konuşmuştuk.
"Konuşacağın adam nasıl biri?" diye sorduğumda ördüğü saçımı bozup yeniden örmeye başladı.
"İyi birine benziyordu, teyzen bana anlatırken. Bilmiyorum."
"Peki evlenicek misin onunla?" dediğimde ise derin bir nefes verdi.
"Bilmiyorum Esin. Onu tanıyınca vericem kararımı. Ama ilk önce zamana bırakıcam. Zaman göstericek sanırım ne olucağını"
"Anladım" dedim bütün sormak istediğim ama soramadığım soruları bir kenara atarken. Sormak istediğim çok fazla soru vardı. Hatta sırf sorularımdan dolayı belkide o adamla konuşmaktan bile vazgeçebilirdi. Ama yapmayacaktım. Çünkü mutlu olmayı hak ediyordu artık annem.
"Abimin haberi var mı?"
"Teyzen onada söyledi yanlışlıkla. Ama kararımı daha vermedim diye biliyor. Onunlada konuşucam."
"Tamam" dedim bunuda kestirip attım. Annem sacımı bitirince onun yanına geçip dizine yattım.
"Şimdi sıra sende. Kimdi bu günkü yakışıklı delikanlı?"
"Nerden biliyosun yakışıklı bir delikanlı olduğunu?"
"Anneyim ben. Ben bilemicemde kim bilcek?" dediğinde dizinden kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURLU
Chick-Litİnsanların evlerinin kapılarını kapattıktan sonra ne olduğunu bilemeyiz. Kapanan kapıların ardında neler yaşandığını, ne bağırışlarının olduğunu yada ne kadar göz yaşı döküldüğünü bilemeyiz. Benim hayatım gibi. Odamın kapısı kapandığında kimsenin bi...