"Bir daha habersiz kimsede kalmıyorsun Savaş!" Diye bağırdı babam. "Bak ne kadar endişelendik?!" Diye bağırdı annem. "Azarlayacak biri olmadığı için sıkılmışsınızdır." Dedim umursamazca. "SAVAŞ!" Diye bağırdı babam öfkeyle. Oflayarak salondan çıkmak için adımladığımda babam hızla kolumu tuttu. "NEREYE?!" Diye bağırdı. "Odama." Dedim sakince. "İsterseniz bağırışlarınızın bitmesini bekleyebilirim." Diye ekledim. "Git odana." Dedi annem. Babam kolumu bırakınca odama gittim.
Yağız bir anda odama girip yanıma oturdu. "Ne oldu?" Diye sordum. "Annemlerle kavga etme sonra benim götümde patlıyor." Dedi Yağız. "Ya Yağız bir siktir git. Senin götünde patlıyor, benim ağzımda patlıyor amına koyayım." Dedim. Ayağa kalktım. Erdem'i aradım.
"Efendim?" Diyerek açtı Erdem. "Yanına geliyorum. Boş musun?" Diye sordum. "Boşum gel." Dedi Erdem. Telefonu kapatıp odamdan çıktım. Evden de çıkıp Erdem'in evine doğru yürümeye başladım.
-
"Oğlum anlat lan." Dedi Erdem elime bira tenekesini tutuştururken. Açıp kafama diktim ve yarısını bitirdim. "Ya bak mektup arkadaşım Yankı vardı ya." Dedim. "Ee? Onun Kadem'le ne ilgi-" derken aniden sustu ve gözleri açıldı. "NE?!" Diye bağırdı bir anda. "TAŞAK GEÇİYORSUN SAVAŞ!" Diye bağırdı Erdem. "Keşke amına koyayım keşke." Dedim. "Nasıl fark ettiniz bunu?" Diye sordu Erdem. "Bir gün yalnızdık. İkimizde telefonları elimize aldık. Yankı bana birinden hoşlandığını ve karşılıklı oturduklarını falan yazdı. Bende öyle dedim. İşte öyle fark ettik." Dedim kısaca. Fazla uzatmanın lüzumu yoktu.
Elimdeki birayı bitirip yenisini açtım. Telefonuma gelen bildirimle telefonum aydınlanırken elime aldım.
Kadem Yankı: Napıyorsun?
Savaş: Erdem'e geldim
Savaş: Bira içiyoruz sen napıyorsun?Kadem Yankı: Oturuyorum bardayım yine
Savaş: Geleyim mi?
Kadem Yankı: İstiyorsan neden olmasın?
Telefonu kapatıp birayı hızla bitirdim. "Nereye lan?" Dedi Erdem. "Kadem'in yanına." Dedim sırıtarak. "Oğlum bak aklım almıyor. Çok hızlı gelişti sizinki." Dedi Erdem. "Hem sen onu sevdiğinden emin misin? Bak adamın kalbiyle oynama. Sen öyle birine bağlı kalamazdın." Diye devam ettiğinde ayağa kalktım. "Eminim Erdem." Dedim. "Lan adamın içini bilmiyorsun! Sadece dışını seviyorsun bence." Dedi Erdem. "Ya seviyorum diyorum!" Dedim kaşlarımı çatarak. "Tamam Savaş. Hadi siktir git. Sonra tartışırız." Dedi Erdem gülerek. Bende güldüm.
"Ben bırakırım seni." Dedi Erdem. "Yok lan sağ ol. Giderim ben." Dedim ama Erdem izin vermedi. "Sus. Ben götüreceğim." Dediğinde itiraz etmedim.
-
Araba girişin önünde durduğunda Erdem'e baktım. "Teşekkür ederim." Dediğimde güldü. "Hadi siktir git. Rica ederim." Dediğinde gülerek indim ve içeri girdim. Etrafta kimse yoktu. Arka tarafta olmalıydı. Arka kapıdan dışarıya çıktım ama oradada yoktu. Tekrar içeri girdim. "Kadem!" Diye seslendim.
İçeriye giren Enes'i görmemle hemen yanına gittim. "Aa hoş geldin." Dedi Enes. "Hoş buldum. Kadem nerede?" Diye sordum. "Geçen sizin oturduğunuz VIP odada." Dedi Enes. "Sağ ol." Dedim ve hızla oraya ilerledim. İçeriye daldığımda gömleğinin düğmelerini ilikleyen Kadem'i görmemle duraksadım. Daha yeni kapatmaya başlamıştı. Karın kasları bana bakarken gözlerimi yavaşça Kadem'in yüzüne çıkardım. Yüzünde yavaşça bir sırıtış oluştu.
Derin bir nefes alıp kapıyı arkamdan kapattım. Kadem'in karşısına gidip durdum. "Ne kadar bira içtin?" Diye sordu Kadem. "2 kutu. Neden sordun?" Diye sordum. "Ne kadar sarhoş olduğunu merak ettim." Dedi sırıtarak. Aniden beni kendine çekip sarıldı. Burnuma dolan alkol kokusu sırıtmama sebep oldu. Kadem sarhoştu. Ama hiç belli etmiyordu. Burnunu boynuma sürttüğünde yutkundum. "Kadem.." dedim fısıldarcasına. "Mh?" Diye mırıldandı. "Ne içtin?" Diye sordum. Kadem burnunu boynuma sürtmeye devam ediyordu.
"Rakı." Dedi kısaca. Dudaklarını belli belirsiz boynuma bastırdığında Kadem'i hafifçe ittirip kafasını kaldırdım. Onu yavaşça arkasındaki koltuğa oturtup yanına oturdum. Gözlerine baktığımda normalden çok daha yoğun baktığını hissettim. Kadem kafasını eğip tekrar boynuma burnunu sürttüğünde bir elim göğsüne gitti. Sıcak nefesi boynumda dolanırken yutkundum. "Kadem.. Dur." Dedim.
Odanın kapısını aniden açıldı. Gözlerim hızla kapıya dönmüştü. "Abi ben geld-" diyerek içeriye giren Bensu bizi gördüğü an duraksadı. Daha abisini tam olarak kabullenemeden böyle görmek zor olmalıydı. Kadem kafasını hafifçe kaldırıp Bensu'ya baktı. "Söyle." Dedi oldukça soğuk çıkan bir sesle. Kavga etmişler gibi soğuk çıkmıştı sesi ama kavga etmediklerinden adım gibi emindim. Kadem muhtemelen anı bozduğu için içten içe sinirlenmişti.
"Beni eve bırakır mısın diyecektimde.. Enes abiye söylerim.." dedi Bensu. Kadem hiçbir şey olmamış gibi tekrar boynuma dönerken alt dudağımı ısırdım. Bensu şokla bize bakarak dışarı çıktı ve kapıyı kapattı.
"Kadem." Dedim titrek bir nefes vererek. Kafasını kaldırıp alnını alnıma yasladı. "Dinliyorum." Dedi fısıldayarak. "Sarhoşsun yapma." Dedim sakince. "Sana sarhoşum." Dediğinde sırıtışımı zorlukla sakladım. Dudaklarımı hafifçe dudaklarına bastırıp geri çekildim. Kadem'in gözlerimde olan gözleri dudaklarıma kaydı.
Kadem'in kafasını yavaşça bacaklarımın üstüne koyduğumda itiraz etmedi. Hatta daha çok böyle yapmamı bekliyormuş gibiydi. Bir elim saçlarına giderken o da gözlerini kapattı. Buz mavisi gözleri göz kapaklarının arkasına saklanırken yutkundum. "Savaş." Dedi Kadem. "Mh?" Diye mırıldandım. Gözlerim yüzünde gezinirken Kadem'in dudakları hafifçe tebessüm etti.
"Seni seviyorum."
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup / bxb
RomanceSavaş arkadaşlarıyla isimsiz bir mektup yazıp rastgele birine yollar..