Mesajlaşma

356 14 1
                                        

Yine Algan Bar'a gelmiştik. Kadem ve Enes aynı yerinde oturuyordu. Güven ya gelmeyecekti ya da gelmemişti bilmiyordum. Telefonumun titremesiyle elime aldım. "Kim?" Diye sordu yanımda oturan Arda. "Bilinmedik numara." Dedim.

05: Adım Yankı. Gerçekten eğleniyorsan diyecek bir şey bulamadım doğrusu. Genelde soğuk biri olduğumu söylerler.

Sırıttım.

Savaş: Soğuk değilsin demedim. Eğlendiğimi söyledim.

Yankı: Soğuk olduğumu kabul ediyorsun yani?

Savaş: Evet. Nerede yaşıyorsun bu arada?

Yankı: Dünyada.

Savaş: Gizemliyim diyorsun yani?

Yankı: Bilmem.

Savaş: Evcil hayvanın var mı?

Yankı: Neden soruyorsun?

Savaş: Seni tanımaya çalışıyorum?

Yankı: Neden?

Savaş: Ne neden? Yaşını söyle o zaman.

Yankı: Çok sosyal insan vibe veriyorsun. 40 yaşındayım. İki köpeğim var.

Savaş: 40 mı? Fiziksel özelliklerini anlatsana bana.

Yankı: Kahverengi gözlerim, siyah saçlarım ve göbeğim var. Biraz sakalım var. Yüzüm çizik içinde. Dışarıdan serseriye benzediğim söylenir. Daha bilmek ister misin?

Savaş: Bende 22 yaşındayım amcacığım ya. Hayatımda ilk defa 40 yaşında adı Yankı olan bir amca duyuyorum ŞAKSŞAKDLWJD

Yankı: Sen nasıl birisin evladım?

Savaş: ADLSLSKSLDKALDKD
Savaş: Siyah saçlarım ve mavi gözlerim var. Senin aksine az da olsa kaslı bir bedenim var. Yüzümdede hiçbir çizik yok amca.
Savaş: Evet amcacığım şaka faslın bittiyse şimdi gerçek özelliklerini söyle. Ve yaşını.

Yankı: Şaka değil evladım.

Aniden enseme inen elle sıçradım. "Ne sırıtıyon lan?!" Diye bağırdı Arda gülerek. Bende güldüm ve biramı elime alıp biraz içtim. Erdem'le göz göze geldiğimde bana kaş göz yaptı. Sanırım çok dikkat çektiğimi söylüyordu. Etrafa göz attım. Güven'le göz göze geldiğimde sırıttım. Bu sefer Güven ayağa kalktı.

"Geliyor." Dedim sırıtarak. Çok zordu. Benden hoşlanan birinin yanında bile bile başka biriyle flörtleşmek çok zordu. Güven yanımıza ulaştığında ayağa kalkacaktım ki omzuma elini koyunca kalkamadım. "Sizin içinde sakıncası yoksa oturabilir miyim?" Diye sordu Güven. Ersin ve Erdem kafalarını onaylar biçimde sallayınca biraz kenara kaydım ve Güven'e yer açtım.

Güven yanıma oturdu. Rastgele bir konudan sohbet açılmıştı. Güven bir elini bacağıma koyduğunda gözlerim ona döndü. Yüzünde keyifli bir sırıtış vardı. Gözlerim bu sefer Arda'ya döndüğünde dik dik Güven'in eline baktığını gördüm. Güven elini biraz yukarılara kaydırırken Arda bir anda ayaklandı. "Ben bir lavaboya gideyim." Dediğinde hem Güven'in hem benim kalkmam gerekiyordu çünkü Arda duvar kenarında oturuyordu. Ama bunun asıl sebebinin Güven'in elini kısa bir anda olsa benden uzaklaştırmak olduğunu Güven dışında herkes biliyordu.

"Arda iyi misin?" Diye sordum. "İyiyim." Dedi Arda oldukça sakin bir biçimde. "Bende geliyorum." Dedim. Kafasıyla onayladı. Beraber lavaboya doğru yürürken Kadem'le ve Enes'le göz göze geldim. Gözlerimi fazla bakmadan önüme çevirdim. Lavaboya girdiğimizde Arda kabinlerden birine girince bende sırtımı duvara yaslayıp telefonumu çıkardım.

Yankı: Uyudun sanırım iyi geceler

Savaş: Uyumadım amca

Yankı: Amca demeyi keser misin?

Savaş: Seni amca diye kaydetmeye karar verdim.

Yankı: Baş belasısın.

Savaş: Eh olur o kadar amca. Sen anlamazsın.

Yankı: 25 yaşındayım Savaş tamam mı?

Savaş: Tamam amca?

Yankı: Amca demeyi kesmen için gayet gerekli bir neden.

Savaş: Değil amca?

Yankı: Baş belası velet.

Savaş: Yaşlı amca.

Yankı: Aramızda üç yaş var.

Savaş: Tamam fark etmez. Sonuç olarak hala kahve gözlü siyah saçlı ve yüzünün çizikli olduğunu değiştirmiyor ve benden üç yaş büyük olduğunu

Yankı: Ne alaka? Cidden baş belasısın

Savaş: Genelde senin gibiler baş belası insanları sevmezler?

Yankı: Neymişim ben?

Savaş: Amca.
Savaş: ŞWKSŞAKSAKSLAKSLMF

Yankı: BAŞ BELASI!

Arda kabinden çıktığında gözlerim kısa bir an ona bakıp tekrar telefonuma döndü.

Savaş: Gitmem gerek amca. Sonra yazarım

Yazdım ve telefonu kapattım. "Kimle konuşuyon lan? Yüzünde güller açıyor." Dedi Arda ellerini yıkarken. "Hiiç." Dedim. "Sevgili falan mı yaptın?" Diye sordu Arda ellerini kurulayarak. "Yok ya." Dedim.

"Savaş. Güven iyi biri gibi durmuyor." Dedi Arda gözlerime bakarak. "Sevgili değiliz zaten. Sen yokken buraya geldiğimizde biraz kesiştik falan o yüzden. İlerisi yok. Beni biliyorsun." Dedim sakince. "Biliyorum ama yinede dikkat et." Dedi Arda. Birlikte masamıza geri döndüğümüzde Güven yoktu. "Güven nerede?" Diye sordum. "Telefon geldi gitti." Dedi Erdem.

Meşgul bir insan olmalıydı. Önemi yoktu. Gözlerimi tekrar etrafa çevirdiğimde Enes'le göz göze geldim. Bana bakıyordu. Gözleri bir an olsun kıpırdamadan bakıyordu. Benim gözlerim kısacık bir an Kadem'e kaydığında onunda bana göz ucuyla baktığını gördüm. Ona baktığımı fark edince hemen gözlerini önüne çevirmişti. Tekrar Enes'e baktığımda hala aynı şekilde baktığını görmek şaşırtmıştı.

Neden bana böyle bakıyordu? Yani dik dik bakıyordu diyebilirdim. 'Neye bakıyorsun?' Dedim dudaklarımı oynatarak. Okuyabilir mi onuda bilmiyordum ama okuyabiliyor gibi hissetmiştim. Enes sırıttı. 'Sana bakıyorum.' Dedi o da dudaklarını oynatarak. 'Neden?' Diye sordum gülerek. 'Can sıkıntısı.' Dedi o da aynı şekilde gülerek.

Aniden enseme inen elle irkilirken arkamı döndüm. "Lan senin ben!" Dedim kaşlarımı çatarak. "Biranı iç yavrum." Dedi Arda gülerek. "He.. Sağol." Dedim ve bira şişesini elime alıp kafama diktim. Gözlerim tekrar Enes'e dönerken orada olmadığını fark ettim. Kadem oradaydı ama Enes yoktu.

...

Mektup / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin