İtiraf

302 9 0
                                        

Siyah gömleğinin üstten iki düğmesini açık bırakarak giymiştim. Parfümümden iki fıs sıktıktan sonra odamın kapısı açıldı. Annem girmişti. "Nereye gidiyorsun yine Savaş?" Diye sordu kaşlarını çatarak. Oflayarak yakamı düzelttim. "Bara mı yine? Bugünün ne farkı var? Niye giyindin böyle?!" Diye bağırdı annem. Gözlerimi anneme çevirdim. "Değişiklik olsun." Dedim. "Başak!" Diye seslendi babam salondan. "Sonra görüşeceğiz senle." Dedi annem parmağını sallayarak. Ne yaptım sanki?

Telefonumu elime aldığımda Yankı'dan mesaj geldiğini gördüm.

Yankı: Ne yapıyorsun?

Savaş: Hazırlanıyorum sen?

Yankı: Öyle oturuyorum
Yankı: Neden hazırlanıyorsun?

Savaş: Bara gideceğim

Yankı: Sen bara giderken hazırlanmazsın nereye gidiyorsun?

Savaş: Neden merak ediyorsun:)

Yankı: Etmiyorum
Yankı: Senin yaptığın gibi konuşmaya çalışıyorum

Savaş: Yerlerimizi değiştirdik sanırım

Yankı: Aynen öyle 'amca'

Savaş: Baş belası velet
Savaş: Sarmadı böyle yerine dön

Yankı: Öyle olsun baş belası

Savaş: Partiye gideceğim o yüzden hazırlanıyorum

Yankı: Ne giydin?

Savaş: Pantolon gömlek.

Yankı: Kolye tak

Savaş: Kolye olarak sadece zincirim var

Yankı: Doğum günü hediyen belli oldu

Savaş: :)

Yankı: Gülücük atma

Savaş: Neden?

Yankı: O gülücük çok samimiyetsiz geliyor

Savaş: Mal mısın?

Yankı: Ne alaka? Çok yapmacık.

Savaş: Tamam aglama

Yankı: Çağırıyorlar beni sonra konuşuruz

Telefonumu kapatıp cebime attım. Odamdan çıktım ve evin kapısına ilerledim. Salon kapısına yaslanmış olan babamı görmemle durdum. "Otur oturduğun yerde Savaş." dedi babam. Dinlemeyip gitmek için bir adım attığımda babam bir kolumu sertçe kavradı. Gözlerim ona dönerken onun gözleri bendeydi. "Gideceğim baba." Dedim. "Gitmiyorsun!" Diye bağırdı. "Her gün aynı şey, her gün aynı şey!" Diye bağırdı öfkeyle. Kolumdaki eli sıkılaşıyordu.

"Gideceğim. Ne söylerseniz söyleyin." Dedim sakince. Ailemle anlaşamadığımız konulardan biri buydu ve bu konuda iki tarafta çok çirkefleşiyordu. İstemsizce aileme karşı olan saygı çerçevesini kırıyordum. "HALA KONUŞUYOR ŞUNA BAK!" Diye bağırdı babam öfkeyle. "Gidece-" derken aniden suratıma yediğim yumrukla sarsıldım. Aynı zamanda bu darbeyi beklemeyen kafam savrulup kapının pervazına çarpmıştı.

"FATİH!" Diye bağırdı annem. Annem babamı hızla benden ayırırken yutkundum. 'Bir ben çarparım birde duvar' sözü resmen hayat bulmuştu amına koyayım. Annem yüzümü ellerinin aradına aldı. "Savaş! İyi misin!?" Diye bağırdı. Babam ilk defa bana el kaldırıyordu..

Annemin ellerinden kurtulup toparlandım. "İyiyim." Dedim soğuk bir sesle ve evden çıktım. İki elmacık kemiğimde acıyordu ama özellikle kapıya çarptığım daha çok acıyordu. Harika..

-

Barın önüne geldiğimde sıra bekleyen insanları gördüm. Büyük ihtimalle davetiyelerden dolayı böyleydi. Girişteki Kadem'le göz göze geldiğimde Kadem belli belirsiz sırıttı. Yanıma adımladı ve yanımda durdu. "Hoş geldin." Dediğinde sırıttım. "Hoş buldum." Dedim. "Gelenlere hoş geldin demem gerekmez mi?" Diye sordum. "Sende onlardan biri değil misin?" Diye sordu. "Evet de yani onların yanına gidip demiyorsun. Hatta dışarıdan içeriye girenlere bile diyormuş gibi değildin." Dedim.

"Neden kendini onlarla bir tutuyorsun Savaş?" Diye sordu Kadem. Gözlerine baktım. "Değil miyim?" Diye sordum. Kadem resmen onun gözünde önemli ve özel biri olduğumu söylüyordu. "Değilsin Savaş. Aç gözünü ve gel benimle." Dedi Kadem. Beraber sıradan çıkıp en öne yürüdük. Girişte bekleyen korumalar bizi görünce tam davetiyeyi çıkaracaktım ki Kadem bileğimi tutup beni durdurdu. Hiçbir şey söylemeden içeri girdik.

İçerisi hafif loştu. Kadem bizi VIP kısmına götürdü. Burası normal bir o da gibiydi. İçeride ana alandaki koltuklardan bile daha rahat olan koltuklar vardı. Kadem'le karşılıklı oturduk.

Gözleri kısa süre yüzümde gezindi. "Yüzüne ne oldu?" Diye sordu kapıya çarptığım tarafa hafifçe parmağını sürterek. Kalbim anında istemsizce hızlanırken yutkundum. "Kapıya çarptım." Dedim. Kadem'in gözleri kısılırken kaşları çatıldı. Kafamı hafifçe geri çektiğimde Kadem elini çekmedi. Eli yüzüme değmiyordu. "Daha yaratıcı olsaydın keşke?" Dediğinde öfkelendiğini hissediyordum. "Hem sadece o taraf değil ki bu tarafta aynı sadece daha az morarmış. Bak bunlar daha morarır. Başlangıç daha bu." Dedi Kadem.

"Burayı gerçekten kapıya çarptım." Dedim. "Ne oldu?" Diye sorduğunda gözlerime bakıyordu. "Yani nasıl oldu?" Diye ekledi. Babamla olanı aslında anlatmak istemiyordum. Ama Kadem bana öyle bir bakıyordu ki.. "Babam.." dedim. "Buradan vurdu. Sonra bir anda ne olduğunu anlayamadım bu tarafta kapı pervazına çarptı." Dedim masaya bakarak. "Gözlerime bak Savaş." Dedi Kadem.

Yutkundum ve gözlerimi gözlerine çevirdim. Kadem ayağa kalkıp yanıma geldiğinde kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Aniden kapı açılınca Enes ve üç köpek içeri girdi. Zeus, Ares ve adını bilmediğim rottweiler cinsi bir köpek. "Enes!" Diye bağırdı Kadem. "Durmadılar en azından burada dursunlar." Dedi Enes. "Tamam." Dedi Kadem. Enes giderken Kadem tekrar karşıma oturdu. "Bu Ado mu?" Diye sordum. Kadem kafasıyla onayladı. Ares hızla koltuğa çıkıp yanıma yattı ve kafasını kucağıma koydu.

Sessizlik oluştu. Telefonumu çıkarıp Yankı'nın sohbetine girdim.

Yankı: Savaş ben galiba birini seviyorum

Savaş: Galibası yok bu işin seviyon mu sevmiyon mu?

Yankı: Galiba dememin sebebi o erkek ve ben daha önce hiçbir erkekten hoşlanmadım o yüzden emin değilim
Yankı: Yardım et bana
Yankı: Kabul edemiyor gibiyim..?

Savaş: Aşıksın
Savaş: Ne diyim şimdi Yankı
Savaş: Amına koyayım sevdiğini düşünüyorsan git söyle ne bekliyon
Savaş: Sırf erkek diye onu sevemezsin diye bir şey yok
Savaş: Kadında olsa erkekte olsa ne değişir ki? Hiçbir şey

Yankı: Şu an karşımda oturuyor
Yankı: Sürekli bakmak istiyorum ama bakamıyorum
Yankı: Seviyorum sanırım

Savaş: Şansa bak benim hoşlandığım kişide karşımda oturuyor
Savaş: Seviyorsun

Yankı: Köpeğimde onun kucağında oturuyor

Savaş: Benimkinde de iki köpek oturuyor
Savaş: Siktir..

Yankı: Ha siktir..

...

Mektup / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin