Aniden kolumun acımasıyla bağırarak gözlerimi açtım. Etrafa bakarken herkesin bana baktığını fark ettim. Siktir ya.. Dersteydik. "Özür dilerim." Dedim utançla.
Gözlerim arkadaşlarıma döndüğünde hepsi kıs kıs gülüyordu. "Şerefsizler yapılır mı lan bu?!" Dedim öfkeyle. Ses tonuma dikkat etmiştim. Bütün uykumunda içine sıçmışlardı.
-
"Ahh!" Diye bağırdı Arda benim taklidimi yaparken. Sertçe Arda'nın omzuna geçirdim. "Bu gece neredeyiz?" Diye sordu Erdem sırıtarak. "Yeni bir yer keşfettim. Algan Bar. Puanlaması çok yüksek." Dediğimde herkesin yüzü gülmüştü. "Erdem akşam alırsın bizi koçum." Dedi Arda gülerek. "Alırım alırım. Arda sen saat 00.00'de. Ersin sen 00.10'da. Savaş sende 00.20'de kapının önünde ol." Dedi Erdem. "Anlaştık patron." Dedi Ersin. "Akşam görüşürüz." Dedim ve yürümeye başladım. Neyseki evim yakındı.
Eve girdiğimde annem mutfaktan seslendi. "Savaş! Gel yemek ye!" Dediğinde gülümseyerek mutfağa gittim. "Ne var yemekte?" Diye sordum. "Tarhana çorbası, tavuklu pilav." Dedi annem bir kase çorbayı önüme koyarken. "Akşam Erdem'lerle çıkıyorum." Dedim. "Nereye?" Diye sordu annem. "Çıkıyoruz işte anne." Dedim. Annem barlara gitmemden hoşlanmıyordu. Ve ne zaman konusu açılsa sürekli laf ettiği için üstü kapalı biçimde söylemeye çalışıyordum.
"Akşam babanla konuşursun Savaş." Dedi annem sinirle. "Anne ya." Dedim ve bir kaşık daha çorbadan içtim. "Her gece başka bir yerdesin!" Diye bağırdı annem. Oflayarak ayağa kalktım. İştahım kaçmıştı. "Otur ye." Dedi annem tepkili bir biçimde. "Doydum. Eline sağlık." Dedim ve mutfaktan çıkıp odama geçtim. Yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım. Biraz uyusam fena olmazdı.
-
Gözlerimi açtığımda telefonum çalıyordu. Elime alıp kim olduğuna bakmadan açtım. "Efendim?" Dedim. "LAN GERİZEKALI NERDESİN?!" Diye bağırdı Arda. "Saat kaç lan?" Diye sorduğumda Arda derin bir nefes aldı. "00.30." Dedi Arda. Geç kalmıştım. "Bekleyin beş dakikaya geliyorum." Dedim ve hızla telefonu kapatıp ayağa kalktım. Kapıya koştuğumda babam önümü kesti. "Nereye?" Diye sordu. "Erdemlerle dışarı çıkacağız anneme söylemiştim." Dedim babamın gözlerine bakarak. "Annen bara gittiğini söyledi." Dedi babam kaşlarını çatarak.
"Baba eve gelince kız geç kalıyorum." Dedim ve babamın yanından geçip evden çıktım. Arkamdan küfür yediğimi bilsemde önemli değildi. Kapının önünde bekleyen beyaz arabaya bindim.
Arda sertçe omzuma vurdu. "AĞAÇ OLDUK LAN OROSPU EVLADI!" Diye bağırdı. "Dur oğlum yeni uyandım ya.." dediğimde herkes güldü. Esnemek için ağzımı açtığımda Arda bir anda elimi ağzıma sokunca esnemem yarıda kesildi. Hızla Arda'nın elini çektiğimde Arda yarıla yarıla gülmeye başladı. "Mal mısın amına koyayım?" Dedim. "Oğlum siz yan yana gelmeyin." Dedi önde oturan Ersin.
Arda'nın kafasına vurdum. "Onu boşverinde aklımda harika bir şey var." Dedi Arda sırıtarak. "O güzel kafana yine ne geldi?" Diye sordu Erdem. "Birine mektup yazıp yollayacağız. Ama kim olduğunu bilmeyeceğiz." Dedi Arda. "Lisede miyiz Arda?" Dedi Ersin Arda'nın bütün enerjisini çekerken. "Amına koyayım değiliz de.. Lisede gibiyiz. Bizim ortamımız lise. O yüzden asla itiraz istemiyorum." Dedi Arda. "Tamam Arda ağlama." Dedim. Arda sırıttı.
Araba durduğunda "Geldik." Dedi Erdem. Dışarıdan dikkat çeken ama sade bir görünüşü vardı. Beraber arabadan inip içeri girdiğimiz ben şimdiden gözüme iki kişiyi kestirmiştim. "Savaş. Bak şu kadın tam senlik." Dedi Arda direkt. "Oğlum gayim ben unuttun mu?" Dediğimde Arda aydınlanma yaşamıştı. Unutmuş olmalıydı. Ya da unutmuş gibi davranmıştı. Beraber bir masaya oturduğumuzda etrafı süzüyordum. Gözüme iki kişi kestirmiştim. Yan yana direkt içkilerin önünde oturuyorlardı. Barmen onlara birer içki verdiğinde aynı anda birer yudum aldılar. Çok uyumlu görünüyorlardı.
Tam önüme dönecekken aniden ikiside bana baktığında önüme dönemedim. Birinin gözleri masmaviydi. Buz gibi görünüyordu. Çok açık bir tondu. Koyu kumral gür saçları, gözleri ve kocaman bedeninden sonra en çok dikkat çeken yeriydi. Ayrıca sol gözünde kaşından elmacık kemiğine kadar uzanan bir yara izi vardı. Diğer adamsa siyah saçlıydı. Kahverengi gözleri vardı ve etraf çok aydınlık olmamasına rağmen o kahvenin hafif açık bir ton olduğunu görebiliyordum. İkiside çok yoğun bakıyorlardı.
Önüme döndüğümde bakışlarını bir süre daha üzerimde hissettim. "Oğlum daldın gittin viskimiz geldi." Dedi Erdem. Bardağımı elime alıp yarıladığımda gözüme başka birini daha kestirmiştim. Siyah saçları aynı biraz önceki adam gibiydi. Yeşilin koyu bir tonu olan gözleriyse harika görünüyordu. "Hadi mektubu yazalım!" Dedi Arda.
Gözlerim tekrar masaya dönerken bardağımı bitirdim. Arda bir kağıt ve kalemi önüme itti. "Sen yaz." Dedi Ersin. Sırıttım ve kalemi elime aldım. "Aşk mektubu yaz bence." Dedi Erdem gülerek. "Nasıl başlayayım?" Diye sordum. "Sevgilim diye başla." Dedi Arda.
Sevgilim..
Ah bir bilsen ne kadar aşığım sana..Keşke görsen.. Hep belli etmeye çalışıyorum ama dibinde olmama rağmen görmüyorsun. Artık içimde tutamıyorum. Ama kim olduğumu söyleyecek cesaretim de yok...Görüşmek üzere sevgilim..
Yazıp kağıdı masanın ortasına ittim. Herkes okuduktan sonra kağıt bana tekrar geldi. Arda bana zarfta verdiğinde alıp kağıdı içine koydum. "Ersin verip gelsene." Dedi Erdem. "Kime?" Diye sordu Ersin. "Rastgele bir adres vereceksin." Dedi Arda. Ersin ayağa kalktı ve zarfı aldı. O bardan çıkarken ben bardağımı yine bitirdim.
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup / bxb
Storie d'amoreSavaş arkadaşlarıyla isimsiz bir mektup yazıp rastgele birine yollar..