Aldatılma

305 8 0
                                        

Aynamdan bedenime baktığımda Kadem'in bıraktığı izlerle dolu olduğunu gördüm. Dolabımı açıp en uzun boğazı olan dar kazağımı üstüme geçirdim. Dar ve ince olduğu için bedenimi ortaya koysa da sorun yoktu. Altımaysa bol pantolonumu giydim. Yerdeki çantamı alıp evden çıktım. Kapının önünde beni bekleyen Erdem'in arabasına bindim.

"Bak, sana bir şeyler oldu." Dedi Erdem. "Ne oldu?" Diye sordum. Cevap vermedi. Erdem'e döndüğüm gözleri kocaman açılmış biçimde boynuma baktığını gördüm. Aniden eli boynuma atılınca elini tuttum. "LAN!" Diye bağırdı. "DUR!" Diye bağırdım. Erdem üstüme çullanırken bense onu engellemeye çalışıyordum. Aniden geriye doğru düştüm. "AHH!" Diye acıyla bağırdığımda arabadan düştüğümü anlamam uzun sürmedi. Zaten azda olsa acıyordu şimdi götüm kesin kırılmıştı. "Savaş! İyi misin?!" Diye bağıran Erdem hızla arabadan inip yanıma geldi.

"NE İYİ MİSİN LAN?! KIÇIM KIRILDI AMINA KOYAYIM ŞEREFSİZ PİÇ! NE ARABADAN İTİYON HAYVAN!" Diye bağırdım öfkeyle. "İtmedim amına koyayım!" Diye bağırdı Erdem. "Kıçımı kırdın hayvan oğlu hayvan!" Diye bağırdım ellerimi yere bastırıp ayağa kalkarken. Kıçımın üstüne düşmemde çok saçmaydı! Sırtımın üstüne düşmem gerekmez miydi?!

"İyi misin?" Diye sordu Erdem. "İyiyim!" Diye bağırarak arabaya bindiğimde Erdem kapımı kapattı ve önden dolaşıp yanıma oturdu. "Boynunu aç." Dedi direkt olarak. "Seviştim amına koyayım tamam mı!?" Dedim öfkeyle kazağın boğazını kıvırırken. "Oğlum o seni sikmemiş yemiş amına koyayım." Dedi Erdem. "Sus Erdem sus!" Diye bağırdım kazağı eski haline döndürürken. "Ve abartma." Diye ekledim. Yani belki boynumda değildi ama üst bedenimde bir sürü iz vardı.

-

Derse gelmiştik. Ersin'de yanımızdaydı. Ama bir eksik vardı. Arda yoktu..

Oysa bizden uzak bir noktada oturuyordu.  "Arda çok pişman." Dedi Ersin durduk yerde. "Niye söyledin?" Diye sordum umursamazca. Evet umurumda değildi. "Bilmeni isterdi." Dedi Ersin. "İstemiyorum." Dedim telefonumu çıkarırken.

Kadem'in numarasına girip Kadem Yankı yerine 'Bebeğim' olarak kaydettim. Ardındansa mesaj uygulamasına girdim.

Savaş: Günaydııınn

Bebeğim: Günaydınn bebeğim

Savaş: Akşam ne yapıyorsun?

Bebeğim: Yine barda olurum neden?

Savaş: Yanına gelirim

Bebeğim: Tamam
Bebeğim: Dersin başlıyor ona odaklan

Savaş: Her şeyide bil zaten

Yazıp uygulamadan çıktım ve telefonu kapattım. Tam bıraktığım anda da hoca içeri girdi.

-

Üzerimdeki boğazlı kazağı değiştirmemiştim. Kadem ortalıkta olmasada Enes'le yan yanaydık. İkimizde viskilerimizi içiyorduk. "Dün sizin yüzünüzden içeriyi boşaltmak zorunda kaldım." Dedi Enes. "Niye?" Diye sordum. "Duvarlarda ses için yalıtım olsada o yalıtımı aştınız amına koyayım." Dedi Enes. Aniden kahkaha atmaya başlarken Enes omzuma vurdu. "Gülme ya! Komik mi?!" Diye bağırdı öfkeyle. Gülüşümü zorlukla durdururken Kadem'le göz göze geldim. "Savaş kaçar!" Diyerek ayağa kalktım.

Ona doğru yürürken gözlerini karşısında konuşan kadına çevirdi. Kadın muhtemelen işle ilgili biriydi. Tanıdığı biri gibi duruyordu. Samimi bir sohbet içerisindeydiler. Yanlarına ulaşmama bir kaç adımlık mesafe kalmıştı. "Bebeği-.." kelimelerim boğazıma doluşurken durdum. Kadem gözlerimin içine baka baka kadını belinden tutup kendine çekmiş ve dudaklarına yapışmıştı.

Ne?

Neden?

Nasıl?

Gözlerim istemsizce dolarken karşımda şehvetle öpüşen Kadem ve kadından gözlerimi bir an olsun çekemiyordum. İkisinin dudakları ayrılınca Kadem'in gözleri bana döndü. "Buyrun?" Dedi. Kadem canımı yakmak istiyordu..Hemde fazlasıyla..

Savaş, aşkım, bebeğim, canım, güzelim demedi. Tanımıyormuş gibi 'Buyrun?' Dedi...Gözlerimden birer damla yaş süzülürken yutkunamıyordum. Kelimeler boğazımdan yukarıya tırmanamıyordu.

Arkamı döndüm ve koşarak bardan çıktım. Hıçkırıyordum. Bu durumda dün yaşadıklarımız kocaman bir yalandan ibaretti. Kadem'in dediği her şey kocaman bir yalandı. Nasıl inanabilmiştim ona? Nasıl fark edememiştim? Bizim ilişkimizin temelini Kadem'in bana oynadığı oyun kurmuştu... Yani yalanlardan ibaretti..

Hata zaten bendeydi. Bu kadar kısa sürece güvenmem saçmaydı. Ona çok hızlı güvenip çok hızlı aşık olmuştum..

Sırtımı bir ağaca yaslayıp telefonumu çıkardım. Her ne kadar aldatıldığıma inanmak istemesemde gözümle görmüştüm. İstemesemde inanmalıydım. Zorundaydım. Ayrıca sırf yanında o kadın var diye beni tanımıyormuş gibi yapması çok koymuştu. Asıl canımı yakanda oydu. En azından kenara çekilip konuşabilirdik ama yapmamıştı. Ben giderken beni durdurmamıştı. Beni tanımayan bir kişi rolünü oynamıştı..

Telefonumdan Kadem'in sohbetine girdim. Aklıma Frida Kahlo'nun da bir sözü geliyordu. Bir kaç kez bir şeyler yazıp sildikten sonra mesajımı yolladım.

Savaş: Yalan söylemene gerek yoktu..
Savaş: Ya da söylüyorsan en azından beni tanımıyormuş gibi yapmasaydın Kadem..
Savaş: Frida Kahlo'nun bir sözünü söylemek istiyorum..
Savaş: Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın..

02.13

(Görüldü)

02.13

('Bebeğim' Yazıyor..)

02.13

(Bu kişiyi engellediniz)

02.13

Bu söz tam olarak şimdiki halimi yansıtıyordu. Kadem ona aşık olduğumu anlamıştı ve buna rağmen canımı yakmıştı..

Telefonumu cebime koyup ellerimin tersiyle yüzümü sildim. Derin bir nefes aldım. Gökyüzündeki aya bakarken güldüm. Acıydı..

Telefonum çalmaya başlayınca cebimden çıkardım.

Bebeğim Arıyor...

Aramayı meşgule attım. Konuşmak istemiyordum. Ve zaten üstüne konuşulacak bir şey yoktu. Daha ne söyleyebilirdi ki? Arayıp beni nasıl aldattığını anlatsa onu gülerek dinlerdim..

...

Mektup / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin