Mektup / bxb

Duvar

Yine bardaydık. Saat sabah 2'ye geliyordu. Ayağa kalktığımda aniden Demir'le göz göze geldim. Gözlerimiz birbirine kenetlenirken yutkundum. Hızla yerime oturdum. "Ne oldu güzelim?" Diye sordu Kadem. "Hiç.." dedim bardağımda kalan viskiyi bitirerek. Kadem öfkeyle baktığım yere baktığında Demir'i gördü. Ayağa kalkıp benide kaldırdı. "Enes Demir'i evine bir şekilde yolla." Dedi Kadem öfkeyle.

"Bebeğim bizim okulun oradaki kahveciden kahve alalım mı?" Diye sordum. "Bu saatte kapalıdır?" Dedi Kadem. "Yok orası hep açık." Dedim. "Tamam." Dedi Kadem ve bardan çıkıp arabaya bindik.

20 dakikalık yolculuğun sonunda kahveciye varmıştık. Beraber arabadan inip kahvelerimizi aldık. "Dolaşalım." Dedi Kadem. "Tamam." Dedim. Fakültenin etrafında yürümeye başladık. Kadem bir kolunu rahatça omzuma attı. Karanlık bugünlük işimize yarıyordu. "Seni seviyorum." Diye mırıldandı Kadem kahvesinden bir yudum almadan önce. Gülümseyip kafamı omzuna yasladım. "Bende seni seviyorum." Dedim.

Bir kaç kez turladıktan sonra kahvelerimiz de bitmişti. Boş kartonları çöpe attık. Okulun arkasındaydık. Issız bir yerdi ve ışık yok denecek kadar azdı. Bir tarafımız okulun duvarı diğer tarafımızsa yüksek bir binanın yanıydı. Kadem bir anda sırtımı duvara yasladı. "Özledim." Diye mırıldandığında bir anda dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Dudaklarına ulaşmam için kafamı duvardan kaldırmam gerekmişti ama sanırım bu Kadem'in hoşuna gitmemişti. Dudaklarımızı ayırmadan üstüme yüklendiğinde bedenim tamamen duvara yapıştı.

Kadem alt dudağımı dudaklarının arasına alırken bende üst dudağını aldım. Bir eli kalçama kayıp sıktığında göğsündeki ellerim yumruk haline geldi. Gömleği ellerimin arasında kalırken Kadem dudağımı ısırınca kısık bir inleme boğukça çıktı. Dudaklarımızı hafifçe ayırıp dudaklarımı Kadem'in dudaklarının kenarına bastırdım. Yavaşça çenesine ardındansa boynuna kaydığımda Kadem beni mümkünmüş gibi daha da kendine bastırdı.

Durdum. Nerede olduğumuz aklıma gelince durdum. "Neden durdun!?" Dedi Kadem öfkeli bir fısıldamayla. "Nerede olduğumuzun farkında mısın?" Diye sordum fısıldayarak. "Evet ve senin içini burada doldurmak istiyorum." Dedi Kadem. "Ya duyulursa?" Dedim. "Sesini kısarız bebeğim sorun mu bu?" Dedi Kadem sırıtarak. Sırıtışını tam göremesemde hissediyordum. Eli kalçamdan yavaşça önüme kaydığında yutkundum. Yavaşça aletimi pantolonumun üstünden kavradığında titrek bir nefes verdim.

"Daha şimdiden sertleşmişken bana karşı koyamazsın." Dedi Kadem. "Koyarım." Dedim alayla. İkimizde birbirimizle taşak geçiyorduk. "Kendine kıydın. Bana da mı kıyacaksın?" Diye sordu ve bir elimi tutup kendi erkekliğine bastırdı. Yutkundum. "Kıyacağım." Dedim sırıtarak. "Ama ben izin vermeyeceğim." Dediği anda beni çevirip göğsümü duvara sırtımıysa kendi göğsüne yasladı. Yüzüm duvara yan biçimde yaslanmışken Kadem'in nefesi kulağımdan boynuma doğru akıyordu. "Sen kıyabilirsin ama ben kıyamam güzelim." Dedi Kadem. Dudakları her kelimesinde tenime değerek değdiği yeri yakmıştı.

"Kadem.." dedim fısıldayarak. Eli karnımdan aşağıya kayıp kendine bastırdığında belim gerilmek istemiş ama beni duvarla arasına sıkıştıran Kadem'in bedeni izin vermemişti. Kadem mümkünmüş gibi bedenini daha da üstüme yığınca erkekliğimin üstünde duran eli canımı acıtmıştı. İnlememek için alt dudağımı ısırdım. "Çok sıkıştırdın.." dedim yutkunarak. "Sende beni içindeyken çok sıkıştırıyorsun bebeğim. Ödeşelim." Dedi Kadem sırıtarak. Dudakları belli belirsiz omzumla boynumun birleşme yerine değdi.

"Sikeyim! Neyin var senin?!" Dedim fısıldayarak bağırırken. "Bütün duvarlarımı yıkmışsındır belki?" Dedi Kadem. Milimetrik geri gitti ve elini yukarı kaydırıp pantolonumdan içeri gönderdi. "Düğmeyi aç." Diyerek bana emir verdiğinde itiraz etmedim. Düğmeyi açtım. Eli rahatça aşağıya kayıp beni avuçladığında dudaklarımdan çıkan inlemeyi son anda alt dudağımı ısırarak kestim. "Neden sesini kesiyorsun bebeğim? Mh?" Dedi Kadem. Nesi vardı bugün?! Neden bu şekilde konuşarak beni daha da tahrik ediyordu?! Ses tonu ayrı konuştukları ayrı etki yaratıyordu.