2 yıl sonra...
"Bebeğim! Hazır mısın?!" Diye seslenen Kadem'le odadan çıktım. "Hazırım!" Diyerek yanına gittim. Üstüne giydiği kömür karası gömlek ve altındaki aynı renk pantolonla harika görünüyordu. Göz göze gelirken gözleri beni baştan aşağı süzdü. Karşıma kadar yürüyüp durdu. "Anlamadığım tek şey şu... Aile yemeğine Erdem, Ersin ve Enes neden geliyor?" Diye sordum. "Israr ettiler. Reddetmedim." Dedi Kadem. "Ayrıca programımızın adı 'Aile Yemeği' değil 'Aileler Buluşuyor'." Dediğinde kahkaha attım.
"Çok şık olmuşsun." Diyerek sırıttığımda Kadem'de sırıttı. Eli belimi kavrayıp kendine çekerken yüzlerimiz yakınlaşmıştı. Dudaklarımız birleşmek üzereyken ikimizde birleştirmiyor sadece gözlerimize bakıyorduk. "Mükemmelsin.." dedi Kadem sırıtarak. Sırıttım. "Seni seviyorum." Diye mırıldandım. "Sana aşığım." Dedi Kadem ve dudaklarını yavaşça dudaklarıma bastırdı.
Kısa süre sonra geri çekilince telefonum çalmaya başladı. Kadem kolumu belimden çekti ve o da telefonunu çıkardı. "Efendim Erdem?" Diyerek açtım telefonu. Kadem beni dinliyordu. "Hadi oğlum ağaç olduk kapının önünde." Dediğinde güldüm. "Gitsenize bizi beklemeyin." Dedim. "Lan hadi! Arabadayız." Dedi Erdem. "Oğlum farklı araçlarla gideceğiz neyi bekliyorsunuz?" Dedim. "Sizi." Dedi Erdem ve telefonu suratıma kapattı.
"Erdem bizi bekliyormuş. Hadi gidelim." Dediğimde Kadem gülümsedi. Beraber evden çıktığımızda arabanın arkasına park etmiş olan Erdem'i gördüm. Erdem hızla arabadan indiğinde yan kapıdanda Ersin indi. İkiside normalde giyindiklerinden daha şık giyinmişlerdi.
Kısa bir göz temasından sonra Kadem ve ben arabaya bindik. Onlarda bindiler. Birlikte buluşacağımız yere giderken Kadem'e bakıyordum. Oysa arada bir gözlerini bana kaydırıyordu.
"Dik dik bakma kaza yapacağız." Dedi Kadem gülerek. "Niyeymiş?" Dedim bende. "Sen bana bakarken sana bakmayınca eksik oluyor." Dedi Kadem. "Hayır olmuyor." Dedim. "Oluyor." Dedi Kadem. "Olmuyor." Diyerek direttiğimde Kadem yola bakıp kafasını tamamen çevirdi ve bana yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Fazla kalmadan gerilerken gözleri önüne dönmüştü.
"Dudaklarımdan hiç ayrılmamak istiyorum." Dedi Kadem bir anda. Güldüm. "Ee ayrılma." Dedim sırıtarak. "Bebeğim." Dedi Kadem. Sırıtmaya devam ettim. "Yapma böyle. Arabayı durdurmak zorunda kalmayayım." Dedi Kadem. Güldüm. "Durdur." Dedim. "Yemeğe gidiyoruz." Dedi Kadem beni reddederek. Bozularak önüme döndüm. Kadem güldü.
-
Tabağımdaki eti keserken Kadem tabağıma salatadan bir kaşık daha koydu. "Ya aşkım yeter!" Dedim kaşlarımı çatarak. "Ye sen ye." Dedi Kadem. Annem gülerek Kadem'in tabağına bir kaşık salata koydu. "Ye sen oğlum ye." Dediğinde ben güldüm. Masamızda Demir yoktu. Babam sessizdi. Yemek yerden Kadem'in pantolonunun cebinde duran bir şey dikkatimi çekti. Tam olarak sığmadığı için cebi şiş duruyordu. Annem, Malik Bey, Erdem, Ersin ve Yağız konuşmaya girmişlerdi. "Bu ne?" Diye sordum cebini göstererek. "Peçete." Dedi Kadem. "Niye cebinde bu kadar fazla peçete taşıyorsun?" Diyerek güldüm.
"Lazım olur. Malum nerede sevişeceğimiz belli olmuyor." Dedi Kadem fısıldayarak ve sırıtarak. Sırıttım ve kestiğim et parçasını ağzıma attım. Ve tabağımdaki salata dışında her şeyide bitirmiş oldum. Kadem bardağını alıp su şişesine çarptırdı ve diğer eliyle şişeden bardağına su doldurdu. Herkes bize dönerken Kadem suyu içip bardağı bıraktı. "Biz biraz ayrılıyoruz. Siz devam edin." Diyerek benle beraber ayağa kalktı. "Tamam." Dedi babam gülümseyerek.
Ailemin bizi göremeyeceği bir yere gelmiştik. Ağaçların arasında bir boşluktaydık. Güzel bir ışıklandırma yapılmıştı. Kadem'e sırıtarak baktım. "Görüyorum ki bekleyemedin." Dedim cilveli bir şekilde. Kadem sırıttı ve yere eğilip açılan bağcığını bağladı. "Evet bekleyemedim." Diyerek elini cebine attı ve kalkmadan cebinde küçük kırmızı kadife kutuyu bana uzattı. Gözlerim kocaman açılırken yutkundum. Kutuyu yavaşça açtığında içindeki yüzüğü görmemle istemsizce gözlerim doldu. "Belki kanunen evli olamayız ama bu hayatlarımızı birleştiremeyeceğimiz anlamına gelmiyor." Dedi Kadem gülümseyerek.
Gözyaşlarım yavaşça akmaya başlarken etrafımıza toplanan ailelerimizi gördüm. Gülerek hıçkırdım. "Savaş benimle hayatını birleştirir misin?" Diye sordu Kadem gülümseyerek. "Evet!" Dedim sevinçle ve Kadem'in yerden kalkmasını bekleyemeden hızla ona sarıldım. Ailelerimiz bizi alkışlarken bense ağlıyordum. "Ağlama bebeğim." Dedi Kadem gülerek. "Elimde değil." Dedim gülerek. Hem ağlayıp hem gülmek hem güzel hemde çok kötü bir histi.
Kadem kollarımı yavaşça gevşetip ayağa kalktı ve bir eli yüzümü kavradı. Diğer eliyse belimdeydi. Yüzük kutusu belimdeki elinde olmalıydı ki onu hissediyordum. Dudaklarımız yavaşça birleşirken annemin mutluluktan dolayı dolan gözlerini, babamın dudaklarındaki hafif tebessümü, Erdem ve Ersin'in yüzündeki mutluluğu, Malik Bey'in yüzünde ne yapacağını şaşırmış ama heyecanlı olan ifadeyi ve son olarak Bensu'nun memnuniyetsiz suratına kısaca baktıktan sonra gözlerimi kapattım.
Hayatımda en huzurlu ve mutlu olduğum günlerlen biriydi. Kadem'le dudaklarımız ayrılırken buz gözleriyle göz göze geldim. Gözlerinin hafif dolu olduğunu görmemle güldüm ama gözlerimden birer yaş daha düştü...
Ve son...
...
SELAAAAAMMMM
Bir kurgunun daha sonuna geldik..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup / bxb
RomanceSavaş arkadaşlarıyla isimsiz bir mektup yazıp rastgele birine yollar..