Ersin mektubu yollayıp yanımıza gelmişti. Arda deli gibi sarhoştu. Erdem de Arda'ya göre daha iyiydi ama yinede çok sarhoştu. Ben iyi olduğumu düşünüyordum. Ersin hepimizden iyiydi. Hatta o neredeyse içmemişti. "Hadi gidelim." Dedi Erdem. Herkes ayaklanırken ben gözüme kestirdiğim adamlara bir kere daha baktım. Hepsi hala aynı yerindeydi. Mavi gözlü adamın yanındaki adam kafasını koymuştu. Uyuyor gibiydi.
Biz oradan çıkarken Arda salağı yürüyemiyordu bile. "Siz gidin." Dedim ve kapıda durdum. "Sen?" Dedi Ersin. "Ben kendim giderim." Dedim. "Savaş saçmalama. Sarhoşsun." Dedi Ersin. "Bir şey olmaz siz gidin." Dediğimde Ersin kararlıydı. "Ya gelirsin ya senle kalırım." Dedi Ersin. "Oğlum git sen." Dedim. Ersin oflayarak kolunu Arda'nın omzuna attı. Onlar giderken ben tekrar içeri girdim.
Etrafın boşaldığını görmek beni şaşırtmıştı. Sadece o iki adam vardı. Aniden önümdeki köpek havlayınca sıçradım. Hayır köpekten korkmuyordum ama kocaman bir doberman karşımda duruyordu. Gözlerim açılırken bir adım gerilediğimde köpekte bir adım attı. Al işte Savaş boku yemedin mi sen şimdi?
Aniden koşmaya başladım. Köpek peşimdeydi. Bir masanın üstüne çıktığımda o da çıktı. "LAN SİKTİR GİT!" Diye bağırdım korkuyla. Başka bir masaya atlayıp öyle koşmaya devam ettim. Masaların üzerinden atlaya atlaya koşarken "Ares!" Diye bağırdı biri. Onun sesiyle iyice korkarken ayağım kaydı. Yere düşerken gözlerimi sımsıkı kapattım.
..
Yere düşmemiştim. Gözlerimi yavaşça araladığımda buz mavisi gözler ve semsert bakışlar beni karşıladı. O gördüğüm ve gözüme kestirdiğim adamlardan biriydi. Beni yavaşça yere bıraktı. Diğer adam köpeği tutuyordu. "Tek istediği senin onu sevmendi." Dedi buz gözlü adam. Köpeğe yaklaştığımda hemen oturdu. Elimi koklamasına izin verip kafasını sevmeye başladım. "Sizin mi?" Diye sordum köpeğin yanındaki adama bakarken. "Hayır. Onun." Dedi adam buz gözlü adamı göstererek.
"Adınız ne?" Diye sordum. "Kadem." Dedi buz gözlü adam. "Barın sahibi." Dedi arkamdaki adam. Gülümseyerek Kadem'e baktım. Benden bir kaç yaş büyük olmalıydı. Ama yinede bu yaşta bir bar açtıysa ve de tuttuysa onun adına sevinmiştim. "Enes. Ares'i arkaya götür." Dedi Kadem. Böylelikle diğer adamında adının Enes olduğunu öğrenmiştim. Eğildiğim yerden kalkıp Kadem'e yaklaştım. Çok güzel bir ismi vardı.
Acaba yürüsem geri dönüş alır mıydım? "İsminin anlamı ne?" Diye sordum. "Uğur." Dedi. "Uğurlu bir insan mısın?" Diye sordum gülümseyerek. "Pek değil." Dedi Kadem. Zorla konuşturuyor gibi hissediyordum.
Boyu benden biraz daha uzundu. Çok kapalı bir kişiliği vardı. "Gözün." Dedim. "Nasıl oldu?" Diye eklediğimde bakışları başka bir yöne döndü. "Anlatmak tercihim değil." Dediğinde üstüne gitmedim. "Görüşürüz o zaman." Dediğimde Kadem yalnızca elini kaldırıp salladı. Gözlerine bir kez daha baktım. Baktıkça bakasım geliyordu.
Bardan çıktığımda Arda bir anda sırtıma atlayınca irkildim. "Dur lan!" Dedim Arda'yı tutmaya çalışırken. "Savaş!" Diye bağırdı Arda. Sırtımdan indiğinde ona döndüm. "Niye gitmedin lan?" Diye sordum. "Sen götür beni." Dedi Arda sırıtarak. "Senin ev çok uzak bize gidelim." Dedim. "Tamam." Dedi Arda. "Lan." Dedim. Arda hiç sarhoş gibi değildi. "Taşak mı geçiyon?" Diye sorduğumda Arda sırıttı. "Sarhoş değilsin oğlum sen." Dediğimde sırıtışı büyüdü. "Değilim." Dediğinde kafamı yavaşça iki yana salladım.
"Ne iş?" Diye sordum. Arda sırıtmaya devam etti. "Seninle zaman geçirmek istedim." Dediğinde gülümsedim. "Babamın bize kızmasına hazırsan gidelim." Dediğimde Arda kolunu omzuma attı. Birlikte yürüyerek eve ulaştık.
Kapıyı anahtarımla açtığımda salonun ışığı bir anda açıldı. "Siktir ya." Diye mırıldandım. "Savaş!" Diye seslendi babam. Saat sabahın 4'ü olmasına rağmen işsiz gibi beni beklediğine inanamıyordum. Arda ile beraber salona girdik. "Selamlar Fatih Amca." Dedi Arda. "Habersiz geldim kusura bakmayın." Diye devam etti Arda. "Yok oğlum sorun yok sende bizim çocuğumuzsun." Dedi annem gülümseyerek. Bakışları bana dönünce gülümsemesi soldu.
"Bir daha bar için bu evden gece çıkılmayacak!" Diye bağırdı babam. "Baba ben yirmi iki yaşındayım!" Dedim. "Bu evde yaşadığın gerçeğini değiştirmiyor Savaş Bey!" Dedi babam sinirle. "Gece geldiğinde Yağız uyanıyor Savaş." Dedi annem. "Anne Yağız gece uyumuyor ki uyansın!" Dediğimde babamın zaten çatık olan kaşları iyice çatıldı. "Neyse ne Savaş! Gece çıkmana bir şey demiyoruz zaten sadece bara gitme diyoruz!" Dediğinde derin bir nefes aldım. "Sarhoş olup salak salak konuşmamdan mı korkuyorsunuz? Eğer sebep buysa sarhoş olacak kadar içmiyorum." Dediğimde babamın sinir katsayı bir anda arttı. "GECE EVDEN ÇIKILMAYACAK DEDİM!" Diye bağırdı babam. "Şşt! Fatih bağırma!" Diye bağırdı annem.
Salona giren Yağız'la bütün gözler ona döndü. Uykulu gözlerle girmişti içeri ama aslında uyanık olduğunu sadece ben biliyordum. "Neler oluyor?" Diye sordu. "Abin işte!" Diye bağırdı babam. "Görende her gece çıkıyorum sanacak." Diye mırıldandım ama tabiki babam duymuştu. "ULAN HER EVE ÇIKMIYORSUN BİR GÜN RÖTARLA ÇIKIYORSUN?! NE DEĞİŞTİ?! ÜST ÜSTE İKİ HAFTA ÇIKTIĞIN ZAMANLARIDA BİLİYORUZ?!" Diye bağıran babamla annem ayağa kalkıp babamın kolunu tuttu. "Bağırma Fatih! Komşular duyacak ya!" Diye bağırdı.
"Git odana!" Diye bağırdı babam. Uzatmadım. Arda ile beraber odama gittik. "Her gün aynı şey amına koyayım." Dedim kapıyı kapatırken. "Salla oğlum. Yakında kendi evine çıkarsın." Dedi Arda.
Kısa süre sonra Yağız odama girdi. "Abi. Annemlerin sana olan bütün güvenini kırıyorsun." Dediğinde omuz silktim. "Ayrıca bir daha beni ispiyonlarsan sigara içtiğini söylerim." Dediğinde güldüm. "Git söyle Yağız uğraşamam." Dedim. Yağız'ı seviyordum o da beni seviyordu ama bazen ters düşebiliyorduk. O her şeyini bana anlatırdı bende ona anlatırdım ama birbirimizi tehdit ettiğimizde çok büyük şeylerle tehdit etmezdik. "İnanmadılar zaten salla." Dediğimde Yağız odamdan çıktı.
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup / bxb
RomanceSavaş arkadaşlarıyla isimsiz bir mektup yazıp rastgele birine yollar..