"Christopher!" Olivia, Chan'ın sesini telefondan duyduğunda ve ardından çehresini kamerada görünce heyecanla bağırdı.
Jeongin bilinmeyen bu yüksek ses yüzünden irkildiğinde Seungmin de biraz endişeli şekilde etrafına baktı. Felix onları suçlayamazdı, kız kardeşinin sesi her şeyden çok yüksekti ve bir çığlığa benziyordu. Özellikle konuya Chan dahilse çok normal bir tepkiydi onun için. Ama ikisi de neler olduğunu ve Felix'in kız kardeşinin onlarla Facetime'da olduğu bilmedikleri için irkilmişlerdi. Chan tek kaşını kaldırarak sesin geldiği yere baktığında telefonun ekranında gözüken kişiyi görünce gülümsedi.
"Bu küçük Oli mi?" Olivia küçük bir çocuk gibi gibi kıkırdayarak Chan'ın kameraya yaklaşmasını izledi.
"Chris!" kameraya enerjik bir şekilde el sallayarak büyüğünün ismini haykırdı.
"Üzgünüm, sen gelmeden önce onunla görüntülü konuşuyorduk.." Chan piyanonun yanına, Felix ve Hyunjin'in oturduğu yere yaklaşıp telefona doğru eğilince fısıldayarak durumu açıkladı.
Chan'ın duyurmak istediği bir şey olduğunu biliyordu ve Olivia kesinlikle onunla olabildiğince fazla konuşmak isteyecekti. Bu durum herkes için işleri yavaşlatıyordu. Chan'ın duyurusunu yapmasını engelliyor ve hepsi için çalışmayı geciktiriyordu. Ama Chan bir sorun olmayacağının garantisini verecek şekilde gülümsedi ve Felix'in başını yavaşça okşadı. Olivia'ya ve yanındaki arkadaşlarına el sallarken kameraya bakacak şekilde eğildi.
"Nasılsın küçük hanım?" kendisi için çok doğal olan o neşeli gülümsemeyle sordu.
"İyiyim ama seni özlüyorum Chris.." dedi bir çocuk gibi somurtarak.
"Ben de seni özledim bebeğim." Onun söylediği şeye kıkırdarken başını salladı.
Chan'a göre Olivia, Lucas gibi bir kardeşti. Ona her zaman silesinden biri gibi, küçük kız kardeşi gibi davranırdı. Ona her zaman, bazen Felix'ten bile daha fazla bebek bakıcılığı yapardı. Felix Olivia'ya bir çocukmuş gibi davrandığında genç kız şimdi bir kadın olduğunu söyleyerek isyan eder ve beş yaşındaymış gibi davranmayı bırakırdı. Ama Chan aynı şeyi yaptığında, garip bir şekilde onun bu davranışını sevimli bulduğu için kıkırdadı ve onunla istediği şekilde konuşmasına izin verdi. Bu yüzden ona bebeğim dediğinde kıkırdadı, elleriyle yüzünü sakladı. Felix'in yanaklarını her zaman istila eden aynı kızarıklık şimdi onun yüzünü ele geçirmişti. Felix, kız kardeşi ile görüşmenin başlamasından bu yana milyonuncu kez gözlerini devirdi.
Chan telefona bakmak için Hyunjin ile Felix arasına oturdu ve ikisini de farkında bile olmadan ikiliyi birbirinden ayırdı. Bu, Hyunjin'in Felix'e her zamanki gibi bakmasını engellemedi. Felix gözlerini devirdiğinde Hyunjin, Felix'in dikkatini çekmek için ayağıyla dizlerine vurdu. Felix, sessizce bir şeyler söylemeden önce ona gülümseyen Hyunjin'e baktı. Hyunjin'e odaklanarak ne söylediğini anlamaya çalıştı ama diğer çocuk sustuğunda utançtan yanakları kızarmaya başlamıştı. Çünkü Hyunjin ona, "Seni öpmek istiyorum." demişti.
Neyse ki Chan fark edemeyecek kadar ekrana odaklanmış birr durumdaydı ve diğerleri kendi aralarında konuşuyordu. Durumu Seungmin ve Jeongin'e açıklıyor ve her zamanki gibi birbirleriyle uğraşıyorlardı. Hyunjin diliyle alt dudağını hafifçe yaladı ve çocuğun dikkatini dudaklarına tekrar çektiğinde Felix'in tepkisine sessizce kıkırdadı. Her zamanki gibi dikkat dağıtıcıydı. Felix bacağına yumuşak bir şekilde küçük bir tekme attı ve ses sadece dudaklarını oynatarak ona, "Kes şunu." Dedi. Yanakları hafiften yanmaya başlamıştı. Hyunjin'in hiç durmadan cevabını yapıştırdı. "Sustur beni." Dedi sessizce. Felix neredeyse kendi tükürüğünde boğulacaktı. Yüksek sesle öksürmeye başladığında yanakları kızardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Need Of Sunshine | Hyunlix
Teen FictionOkulu bıraktıktan ve ailesi tarafından evinden kovulduktan sonra Felix, eski arkadaşı Chan'a ulaşmak dışında ne yapacağını bilemez. Birdenbire Chan'ın kapısında beliren Felix sadece çocukluk arkadaşıyla değil altı oda arkadaşı ve grup üyeleriyle tan...