27. It's A Party!

508 58 46
                                    


İkili kapıdan gelen ses yüzünden dondu. Kapının kapanma sesi odada yankılanana kadar hareketsiz durdular, sonra Hyunjin yüksek sesle içini çekerek Felix'in üzerine düştü, artık kendi ağırlığını koluyla desteklemiyordu. Felix kıkırdayarak Hyunjin'in kafasını pat patlarken, diğer çocuk hoşnutsuz bir inilti ile yüzünü Felix'in boynuna gömdü.

"Bu evde asla beş dakikadan fazla yalnız kalamayız..." diye şikayet etti, sesinden suratını astığı belli oluyordu. "Onu görmezden gelip burada kalabilir miyiz?" çocukça sordu, burnunun ucunu Felix'in boynuna sürttü.

"Hadi, bunu yapamayacağımızı biliyorsun." Felix usulca güldü, eli şimdi Hyunjin'in saçını okşuyordu. "Yoksa ne düşünürler?"

"Umrumda değil.." Hyunjin, sesindeki aynı çocuksu ton ile karşılık verdi. "Seni kendime saklamak ve sarılmak istiyorum.." Felix'in son derece sevimli bulduğu, biraz ilgiye ihtiyacı olan bir çocuk gibi konuşuyordu.

"Bu gece odamızda kucaklaşabiliriz." Dedi Felix, ses tonu nazik ama eğlendiği belliydi.

Hyunjin, daha önce olduğu gibi kolunun üstünde yükseldi ve hala üstüne uzanırken ağırlığını Felix'ten kaldırarak koluna yasladı. Ona küçük bir gülümsemeyle baktı, gözleri parlıyordu. Başı hafifçe yana eğildiğinde birkaç siyah tutam yüzüne döküldü.

"Bizim odamız" dedin." Dedi şapşal bir gülümsemeyle.

"Ah... Evet.." Felix kıkırdayarak kaşını kaldırdı. Ne de olsa onların odasıydı, buna öyle demek normal bir şeydi.

"...Bunu sevdim..." Hyunjin utanarak itiraf etti.

Felix'in kalbi, Hyunjin'in sevimliliği karşısında dayanamayıp her an patlayabilirdi. Sık sık emir veren, güven ve seksilik dolu ve ona karşı her zaman çok çapkın ve şehvetli davranan bu adam aynı zamanda çok romantik, çok yumuşak bir adam olabiliyordu. Bu, Felix'in kalbini her şeyden daha fazla ısıttı. Parmaklarının ucuyla Hyunjin'in gözlerinin önüne düşen telleri ittirerek kulağının arkasına sıkıştırdı ve ona en sıcak küçük gülümsemesini sundu.

"Eğer yakın zamanda odamıza gelmek istiyorsak, önce diğerlerine katılmamız gerekiyor.." Hyunjin duymaktan çok hoşlanıyor gibi göründüğü için 'odamız' kelimesini tekrar vurgulayarak açıkladı.

Hyunjin'in çocuksu suratı hoşnutsuz bir kaş çatış ile dudaklarına geri döndü ama altında bir gülümseme sakladığı açıktı. Sonunda yüksek sesle içini çekti, kendini yataktan kaldırdı, ayağa kalktı.

"İyi.." ona yardım etmek için elini Felix'e uzattığında homurdanmaya devam ediyordu.

Biraz eğlenerek kıkırdayaran Felix elini tuttu ve Hyunjin'in onu yukarı çekmesine izin verdi. Çocuk ayağa kalktığında elini bırakmak yerine, Hyunjin merdivenlere doğru yürümeye başlamadan önce parmaklarını biraz çekici bir gülümsemeyle iç içe geçirdi ve takip etmesi için Felix'in elini çekiştirdi. Ancak merdivenlerin tepesine vardıklarında, girişe açılan kapının önüne geldiklerinde, eli hala Felix'in etrafına sıkıca sarılmış, başparmağıyla arkasına küçük görünmez daireler çizerken durdu.

"Gitmeden önce en azından bir öpücük daha alabilir miyim?" Diye sordu Hyunjin, Felix'in çok sevdiği o gülümsemeyle, yüzünü Felix'e doğru döndü ve seviyesine ulaşmak için sırtını hafifçe eğdi. Felix başını sallamaktan başka bir şey yapamadı, gözleri beklentiyle Hyunjin'in dudaklarına doğru kaymıştı.

Hyunjin serbest eliyle Felix'in yüzünü tuttu, aralarındaki boşluğu kapatmadan önce biraz yukarı kaldırdı ardından dudaklarını Felix'inkine bastırdı. Hyunjin onu her öptüğünde Felix'in göğsünde çiçek açan his, bu noktada dudaklarının birçok kez dokunmuş olmasına rağmen hiç değişmemişti. Ondan gelen öpücük her zaman midesinde kelebekler yaratıyor gibiydi, kalbinin atmasını sağlıyor, etraflarındaki dünyayı unutturuyordu. Zihni sadece Hyunjin'e ve yumuşak, dolgun dudaklarına odaklanabiliyordu onun karşısında. Bu, giriş kapısı açıldığında neden hemen duymadığını ve sadece bir saniye geç fark ettiğini açıklayabilirdi. Kapı çerçevesinin içinde duran Minho'nun, ikisi hızla ayrılmadan önce Hyunjin ve Felix'in dudaklarının birbirine bastırıldığına tanık olacak kadar uzun süredir oradaydı. İkisi de bir adım geri çekildiğinde Minho'nun aniden ortaya çıkmasından dolayı yüzlerinde şaşkınlık ve şok olmuş bir ifade oluşmuştu.

In Need Of Sunshine | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin