48. Bölüm - Final 💙

11.6K 457 76
                                    

HOSGELDINIZZZ

NABNBER?

Oy ve yorumları unutmayalım.

NOT: Kötü final bu, hikayenin esas finali değil sizin Rus Ruleti oynarken seçtiğiniz final. Gökhan ve Çilek'in cıvıl cıvıl aşkına kötü son yakışmaz dedik. Yine de yazmışken bunu da atıyorum, boşa gitsin istemedim.

Buradakileri Çilek'in bir kabusu olarakta düşünebilirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~

[Birkaç Ay Sonra]

Kaybolmuş gibi hissediyordum, bir yanım eksikti. Boşluktan ibaret gibiydim.

Gözlerimi açtığımda yine keşke uyanmasam dedim, uyusam da Gökhan geldiğinde uyansam ne kadar güzel olurdu değil mi?

Derin bir nefes verip yatakta doğruldum. Telefonumu elime alıp Gökhan'a mesaj attım. Cevap veremiyordu tabi, nasıl versindi ki? Ben yine de ona içimi döküyordum.

Siz: Günaydın sevgilim. Bugün mutsuz hissediyorum, her zamanki gibi. Giderken bana çok tembih etmiştin mutsuz olma diye ama elimde değil. Sen yokken göremiyorum, mutlu olamıyorum.
Siz: Seni çok özlüyorum..

Telefonu bırakıp yataktan kalktım. Yine aynı yavaş adımlarla elimi yüzümü yıkadım.

Çınar'ın minik kıkırtıları mutfaktan gelince gülümsedim. Bir tek minik kardeşim gülmemi sağlıyordu.

Mutfağa gittiğimde annemin bakışları beni buldu. Çınar'a yemek yediriyordu.

"Günaydın yavrum. Gel otur."

Annemde çok üzülmüştü Gökhan'ın gitmesine. Hatta babası gelip bizden özür dilemişti biliyor musunuz?

Fakat her şey için çok geçti.

Sandalyeye oturup Çınar'ın yanaklarını öptüm. Bana gülüşlerini sunduğunda dünyama biraz olsa renk gelmişti. Aylardır aynıydım zaten.

Yemekten sonra yine masadan kalktım. Gökhan gittikten sonra yaz yerini kışa bıraktığından havalar soğuktu. Dışarıda öyle bir yağmur vardı ki, Kasım tatilinde olmamıza şükür ettim.

Acaba Gökhan'da üşüyor mu?

Aklıma vedalaştığımız an geldiğinde ellerimi ağzıma koyup sessizce ağlamaya başladım.

"Hadi ama bana söz vermiştin, hani ağlamak yoktu?" Omzuna sarıldım. Ağlarken sümüğüm bulaşıyordu ama ikimizde umursamıyorduk.

"Özür dilerim, sözümü tutamadım.." Şefkatle yanaklarımı okşadı.

"Üzülme bebeğim, geri geleceğim."

"Biliyorum sen beni bırakmazsın ki."

Ellerimi yüzünde gezdirdim. Çok sevdiğim ama artık olmayan saçlarına baktım. Kısacık olan sakalları bile hiç yoktu.

"Bırakmam, seni nasıl bırakırım ben?"

Bana sarıldığında onunda ağladığını sesinden anladım. Ben onun her şeyini anlardım, tanırdım.

KAHVEYE BAYILIRIM ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin