Bölüm 24

48 2 0
                                    


Bölüm 24

"Sen aklını mı kaçırdın?!"

"James, geri döndüğümüzde her şeyi açıklayacağım..."

"Kendince benim özel jetime uçuş planı hazırladın ve jeti Nevada'ya kadar uçurmayı organize ettin? Ne yaptığını sanıyorsun?"

"Seninle yüz yüze konuştuğumda mantıklı olacak..."

"Ve sonra benmiş gibi davranarak asistanımı aradın! Yani benim pilotum ve mürettebatım için yakıt ikmali yapıp kalkışa hazırlanmak, organize olabilmen için herkesi kandırdın! Tamamen aklını kaçırmışsın. Bunun bir çeşit oyun olduğunu mu düşünüyorsun? Sana inanamıyorum—"

"James, dinle..."

"- bu şirketin siktiğimin jeti, Nate! Bu senin oynayacağın bir oyuncak değil. Önemli toplantılar için müşterileri uçurmak için kullanılıyor, ülke çapında gezmek için değil! O şeyi saklamak bana saatte altı bin dolara mal oluyor. Ve neden sen ve Jesabel Vegas'a gidiyorsunuz? Seni burayı terk etmeye ne sebep olmuş olabilir? Peter ve Angelica haber var mı?"

"Onlara henüz bir şey söyleme..."

"Hiçbir şey söylemeyeceğim. Ayrıca abine emir verir gibi konuşma lan. Ayrıca masamda bıraktığın bu lanet telefonla ne yapacağım?"

"O Noah'nın telefonu. Onu dolabında bırakmış; onu Peter'a ver abi, cevapsız aramayı takip etsinler."

"Kes sesini Nate! Hemen dönüyorsun buraya kendi işini kendin halledersin. Annem aklını kaçırmış durumda."

"Artık bunun için biraz geç James."

"Tanrı aşkına!"

"Bir saat önce yola çıktık."

"Bunu yaptığına inanamıyorum sen delisin..."

"Türbülans var; gitmem gerek James."

"Eve gel Nathan. HEMEN."

Nathan ağzıyla inandırıcı olmayan çalkantılı sesler çıkarmaya başladı.

"Cchrshk - gitmem lazım - shhrk - aradığın için teşekkürler -"

Sonra aniden çok öfkeli bir şekilde kardeşinin yüzüne kapattı. Nathan abisiyle yaşadığı çatışmadan hiç etkilenmemiş görünüyordu. Tembel bir şekilde portakal suyunu yudumlayarak koltuğuna daha da yaslandı.

"İyi misin Jess?"

"Bilmiyorum," diye itiraf ettim zayıfça. "Bu oldukça fazla."

Ben de isteksizce uçağın sunduğu geniş bacak mesafesinin tadını çıkarıyordum. Nathan tam karşımda oturuyordu ve uçağın kendisi oldukça rahat ve küçüktü. İçi içecekler, atıştırmalıklar ve bir şişe soğutulmuş şampanyayla dolu, dik bir masa aramızdaki boşluğu bölüyordu. Son derece yardımsever bir uçuş görevlisi arka planda duruyordu ve anında hizmetlerini sunmaya hazırdı. Bu, çoğu insanın hayatı boyunca asla deneyimleyemeyeceği birinci sınıf bir hizmetti. Daha önce bırakın özel jeti, ticari bir uçağa bile binmemiştim. Uçağın sunduğu üstün konfor ve lüks, sanki ikimizden de çok daha önemli bir statüye sahip kişileri barındıracak şekilde tasarlanmış gibiydi. Sanki tüm bu şatafat, bu zenginlik gösterisi benim üzerimde boşa gitmiş gibi hissetmeden edemedim.

Bunu başkalarının takdir edebileceği şekilde takdir etmeye bile başlayamadım. Nathan'ın doğduğu büyük zenginliğin farkındaydım ancak bunu deneyimlemek tamamen başka bir şeydi. Bütün bu paranın düşüncesiyle başım dönüyordu ve neredeyse midem bulanıyordu.

Yanan Yalancı MumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin