-11-

595 29 3
                                    

Sabah alarmım çalmaya başladığında yerimden fırladım. Banyoda günlük bakımımı hallettikten sonra geri dönüp Dorothy'yi parmak boğumlarıyla gözlerini ovalarken buldum. "Biraz daha hızlı Dorothy!" diye bağırarak dolabımı karıştırmaya başladım.

Evet, odamız dehşet büyük ve herkese ait kocaman dolaplar var.

Göbeğimin üstünde biten beyaz, askılı, salaş bluzumu alıp hızla üzerimden geçirirken Dorothy yakındı. "Saat daha dokuz!"

Bana ikinci bir deri gibi hissettiren taytımı bacaklarımdan yukarı çekerken, "Umurumda mı sence? Şu lanet kıyafetlerini giy ve bir an önce çıkalım!" diye yanıtladım.

Oflayarak yataktan kalktı ve banyoya ilerledi. Bu sırada ben bileğimin hemen üzerinde biten topuklu botlarımı giydim ve o banyodan çıktığında ben siyah tasma kolyemi takmış ve deri ceketimi giymiş bir şekilde kapıda bekliyordum. "Hızlı." diye komut verdim. Mızmızlanarak dolabından lacivert kareli, beyaz bir elbise çıkardı ve üzerine geçirdi.

"Ciddi misin?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. Benim kötü kız imajımın aksine o tam bir cici kız gibi görünüyordu.

"Daha yeni başladım." dedi sırıtarak. Makyaj masasına oturup saçlarını iki yandan ördüğünde çenemin yere değdiğinden emindim. O bu halime sırıttı ve bu sefer kirpiklerine rimel sürmeye başladı. Bu hareket onun mavi gözlerini ortaya çıkarmış ve tam bir şeker kıza dönüştürmüştü.

Onu vazgeçirmenin bir yolu olmadığını bildiğimden-ve biraz da geç kalmak istemediğimden-iç geçirmekle yetindim ve "Hazırsan çıkalım." dedim.

Kafasını sallayarak masadan kalktı ve siyah plaj şapkasını takıp yanıma geldi. Tam dışarı çıkarken bir anda gözlerim karardı. Acıyla inleyip yere çöktüm ve tepinmeye başladım. Dorothy telaşla yanıma oturup elini alnıma dayadı ve iyi olup olmadığımı sordu. Elini alnımdan çektim ve iyiyim dercesine başımı salladım. Kendimi toparlayıp yağa kalktığımda hiçbir şey sormayıp beni rahat bıraktı.

Nihayet kapıya geldiğimizde son sınıflardan bir grupun kapının önünde beklediğini gördüm. Gözlerim direk olarak Jack'in gözlerini bulunca gülümsedim ama o çoktan gözleri büyümüş bir şekilde beni süzüyordu. Bu hareketine kızarmadan edemedim. Ben tam onların tarafa gelecekken Dorothy ve Sam'in sarıldığını gördüm. Hızlıydı.

Jack bana yaklaştığında ben de ona yaklaştım ve sonunda karşı karşıya geldik. "Hoş görünüyorsun." dedi yutkunarak. "Teşekkür ederim. Siz de fena değilsiniz bayım." deyip kıkırdadım. Gülümsedi ve elimi tutarak beni gruba yönlendirdi. Elinin değdiği yerlerde kıvılcımlar çıkarken umursamıyormuş gibi görünmeye çalıştım ama her ne kadar dışarıya yansıtmasam da içimde havai fişekler patlıyordu.

Grupun yanına geldiğimizde tüm gözler önce ikimize sonra da ellerimize dönmüştü. Rahatsız olarak elimi çektim ve elimi çektiğimi fark eden Jack kaşlarını çatarak bana baktı. Daha sonra kaşlarını düzeltip arkadaşlarına baktı ve beni tanıttı. "Gençler bu arkadaşım Amy," diyerek başladı. Arkadaşım kelimesindeki imayı bir tek ben mi fark etmiştim? Pekala, ikimizde arkadaş olmadığımızı biliyorduk ve bu beni bizim ne olduğumuzu düşünmeye itiyordu. Gerçekten, biz neydik ki? Sadece bir kere beni kurtarmıştı ve sonra salonunda karşılaşmıştık. Hepsi bu kadardı. "Kendisi Vomitor'dan geldi ve birkaç gün okulumuza yerleşti. Yanlış hatırlamıyorsam okuldan atılmıştın, değil mi?"

Bunları nasıl bildiği hakkında ufak çaplı bir şok yaşadığımdan soruyu bana sorduğunu yeni idrak edebilmiştim. "Evet, okul müdürünü balkondan ittim ve bacağını kırdı. Sonra bum! Kendimi burada buldum." dedim umursamazca.

Vampirler OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin