Tek kelime.
Karanlık.
Her şey karanlıktı.
Daha sonra aniden ortaya çıkan bir çift yeşil göz ve nefes nefese uyanışı.
O kabusa dair tek hatırladıkları bunlardı.
Amy sadece birkaç saniyeliğine duraksadı. Dolabına doğru ilerlerken kendi kendine mırıldanıyordu. Sadece bir kabustu. Sadece bir kabustu.
Her zamanki siyah kıyafetlerini almak üzereyken annesi aşağı kattan seslendi. "Bugün Sarah teyzenin aldığı pembe elbiseni giy!" Kendini yatağa attı. Gördüğü kabus yetmezmiş gibi bir de bu kabus gibi elbiseyi giyecekti. "Harika," diye düşündü. "Bir de yeni okulumda rezil olmam kalmıştı."
Bu dönem yeni bir okula başlayacaktı. Bir önceki okulu olan West Vampires Academy'den atılmıştı. Sebebiyse Amy'e göre tam bir saçmalıktı. Amy, okulu müdiresi Bayan Crescode'u balkondan itmişti. Bunda müdirenin onu fena halde kızdırmasının da etkisi vardı. Günün erken saatlerinde onu kaptanlığını yaptığı voleybol takımından attırmıştı ve sırf kahvaltıya iki dakika geç kaldığı için akşam bulaşıkları temizleme görevi vermişti. Ondan sadece intikam almak istemişti, ölmeyeceğini zaten biliyordu.
Amy haklı çıkmış ve müdire yarı yolda kanatlarını açmış ,sol bacağını kurtarmıştı. Talihsiz sağ bacağı ise birkaç hafta alçıda durmak zorunda kalmıştı. Ama Amy yine de okuldan atılmıştı.
O gün beşinci defa rüyasını düşündü. Daha önce hiç böyle bir rüya görmemişti, yoksa kabus mu demeliydi? Ardından yataktan kalktı ve pembe elbiseyi çıkarıp incelemeye başladı. Fazla sade bir elbiseydi ama uçlarında Amy'nin nefret ettiği pembe fırfırlar vardı. İstemeyerek giydi ve kahvaltıya indi. O nutellalı kreplerini yerken evlerindeki kuaför saçlarına maşa yapıyordu. Kuaförün işi bitince masadan hızlıca kalktı ve annesi ve şoförle birlikte dışarı çıktı. Şoför arabayı hazırlarken bir süre annesiyle bekledi ve hemen ardından yola çıktılar.
Limuzinleriyle ilerlerken annesi Amy'ye okul hakkında bilgi veriyordu. Amy okulu sevmemişti. Haftada sadece bir kere kana bulanmış biftek veriliyordu ve açık büfe değildi. Aklı bu düşüncelerle doluyken araba bir kavşaktan döndü ve Amy ağzını şaşkınlıktan beş karış açmasına sebep olacak bir görüntüyle karşılaştı.
East Vampires Academy kocaman beyaz duvarlarıyla adeta kudret saçıyordu. Ancak bu kudretle beraber gelen korkunç bir tarafı vardı. Okul Amy'e hapishaneleri hatırlatmıştı. Amy okula yaklaşırken annesinin yüzündeki dehşet ifadesini yakaladı. Bu okula yatılı gitmek istediği en son şeydi. O beyaz duvarların içinde kalmak zorunda olduğu düşüncesi midesini bulandırıyordu. Şimdiden okulundan nefret etmişti.
Araba kocaman kapıların girişlerine izin verecek şekilde açılmasıyla devasa kampüse girdi. Etrafta hiç kimse olmamaması Amy'e şu an ders saati olduğunu düşündürdü. Bu duruma sessizce küfretti. Okul koridorlarının bomboş olduğu bir saate denk gelmesi tam da onun talihine yakışır bir durumdu. Araba nihayet okulun önünde durduğunda Amy isteksizce arabadan indi. Şoför bagajdan valizini çıkarırken usulca okulu izledi. Valizini aldıktan sonra hala arabadan inmemiş olan annesine döndü. "Sen gelmiyor musun?"
Annesi okula girmemek için işini bahane edip kaçarken Amy'e arabadan "İyi şanslar!" diye bağırmayı ihmal etmemişti. Amy kafasını onaylamazca sallayıp önüne döndü. Tekrar karşılaştığı görüntüyle yutkundu. O kocaman beyaz duvarlarla baş başa kalmıştı.
[Multimedya'da Amy'nin o gün giydiği elbise var]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirler Okulu
Vampirİçeriye girdiğimizde Jack, "Bana borçlusun." dedi. "Neden ya? Sadece teşekkür etsem olmaz mı?" diye sordum yakınarak. Başını iki yana salladı. "Zamanı geldiğinde hatırlatırım." dedi. Durdum. O yürümeye devam etti ve bir süre sonra karanlık koridorda...