Barut ve kan kokusunun içinde bile senin kokunu alabiliyorum gül kadın.
Bilesin ki kalbimdeki muharebenin tek sebebi senin varlığın.
***
Bilirsin, gözlerini gördüğün andan beri bedeninin ruhunun her zerresine nakış nakış işlendiğini. Susarsın ama. Dile getiremezsin çünkü bazı şeyleri.
Çoğu geceler düşünmekten bile kaçındığım o şeyi öfkeme yenik düşüp sesli beyan etmiştim. Nereden bilebilirdim ki fırsatçı herifin dinlenme odama girip sinsi sinsi bir köşede ona yakalanmamı beklediğini?
Usta bir avcı edasıyla karanlığın içinden çıkıp beni kıskıvrak avlamıştı. Kıpırdandım ama bedenimi saran güçlü bakışlarının etkisinden kendimi kurtaramadım. O okyanus mavisi gözlerinin kıskacından olabildiğince uzaklaşmak için sırtım duvarla bütünleşmişti. Beni köşeye sıkıştırıp pençeleriyle kıskıvrak yakalamıştı.
Pes ettim ve gözlerimi kaldırıp gözlerine baktım. Karanlıkta bile cam gibi parıldayışından bir şey kaybetmemişti. "Yüzbaşı..." Sesim öyle cılız çıkmıştı ki burnundan güldüğünü işittim. Az önce duyduklarından sonra oldukça keyifliydi baş belası herif.
"Boncuk!"
Ah Güliz. Bir tutamadın çeneni. Bülbül gibi şakıyordum gözlerini her gördüğümde.
Bülbül oydu oysa. Ben güldüm. Ben ne diyordum böyle? Biri beni derhal susturmalı."Limanda bekleyeceğinizi sanıyordum?" Az önceki duyduklarını unutmasını arzu ediyordum. "Çabuk pes ettiniz?"
İmayla güldü. "Ben pes etmem," dedi gözlerini gözlerimden çekmeden. "Hele ki az önce duyduğum şeyden sonra..." Sigara içeli çok olmamıştı. Üzerindeki nikotin kokusunu alabiliyordum. "Buraya gelmem gerekti. Haberi duyduğunu öğrenince endişe etmemen için ayaklarım beni doğrudan buraya getirdi boncuk."
Benim için mi gelmişti? Ben üzülmeyeyim diye buradaydı?
Kaç saniye tutuğumu sayamadığım nefesimi sesli bir şekilde bıraktığımda dudakları aralandı ve gözleri irileşti. "Boncuk," dedi güçlükle. Nefes almamdan rahatsız gibiydi. "Adını böyle sabaha kadar şakıyabilirim."
Sözlerimiz arasında artık mesafe kalmamıştı. Onu gördüğümden beri mesafe neydi ben unutmuştum ki. Karşı koyamıyordum. Ben bu zamana kadar kalbime hiçbir erkeği bu kadar yaklaştırmamışken yüzbaşıyı oradan kovamıyordum.
Birbirimizin gözlerinin içine bakarken soluklarımız karışmaya devam ediyordu. "Sabah seni limanda bekleyeceğim Boncuk." Kirpiklerimi usulca kırpıştırdım. "Seni adadan uzaklaştırmak istiyorum. Buraya çok uzak sayılmayacak mesafede bir ada var. Orayı görmen gerek." Hafifçe kıvrılan dudaklarını ıslattı ve yavaşça nefes aldı. "Geleceğini biliyorum gül kokulu kadın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA BULANMAK "Zindan"
AcciónŞüphesiz bazı hayatların hikayesi geceye karışmak... O geceye sızan ufak bir ay ışığıydı. Bense ölüm ve zulümden başka bir şey görmemiş zifiri karanlık... Aldıkları ceza yüzünden en azılı, psikolojik sorunları olan mahkumların da olduğu büyük bir h...