Şüphesiz bazı hayatların hikayesi geceye karışmak...
O geceye sızan ufak bir ay ışığıydı. Bense ölüm ve zulümden başka bir şey görmemiş zifiri karanlık...
Aldıkları ceza yüzünden en azılı, psikolojik sorunları olan mahkumların da olduğu büyük bir h...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🥀
Dört yıl önce...
Yatağının altında buldukları narkotik ve uyuşturucu maddeler yüzünden askerlikten ihraç edilmiş ve askeriyenin psikiyatristinin koyduğu şizofreni tanısı yüzünden zindandan farksız bir yere tıkılmıştı.
Günden güne çöküyordu. Oysaki ilaçların ona iyi gelmesi gerekmez miydi? Gelmiyordu. Tam bir yıl o hücrede tedavi görmüş ve en ufak bir iyileşme belirtisi göstermemişti. İlaçları içmediği için de bedeni kontrolünün dışına çıkmıştı.
İçeriye giren görevlilere saldırarak kaçmayı başardığında sokaklarda bir hayalet gibi dolaşmaya başlamıştı. Bedeni yoksunluğa girdiği her saniye bir canavara dönüştüğünü fark edemiyordu. Çıkmak için çabaladığı her saniye daha da pisliğe batıyordu. Biliyordu. Bedeninde dolanan her neyse onu kontrol ediyordu. Bildiği tek şey bedeninin altında yatanın kendi olmadığı.
Gideceği tek bir yer vardı. Önünde durduğu kapıya birkaç kez vurdu ve beklemeye başladı. Sevgi, sevgili oldukları dönemde onu Yüzbaşı Alpay'ın arkadaşı Sinan'la aldatmıştı.
Genç kız, Cafer'i karşısında görünce korkuyla kapıyı geri kapatmaya çalıştı. Cafer hızla içeri girince kadına burnundan soluyarak baktı. Kafasının içinden sesler geliyordu ve ne yaptığının farkında değildi. Ağır adımlarla içeriye girerken genç kadın sağına soluna bakındı panikle.
Eline ne geçirdiyse Cafer'in kafasına atarken bir yandan da bağırıyordu. Sevgi ailesiyle yaşadığı sorunlar yüzünden Ankara'da yalnız kalıyordu bir süredir.
Adam, dağınık eve bakarken kaşlarını çatarak yürümeye başladı. Bağımlı olduğunu öğrendiğinde ayrılmışlardı lakin Sevgi'yi unutamamıştı. Genç kadını yakalayıp boğazına sarıldı. "O adamla görüşüyorsun hala değil mi?" Damarlarında dolan o şey gün yüzüne çıkmıştı yeniden. "Bana ne yaptınız, damarlarımda dolanan bu şey ne?"
"Cafer bırak iyi değilsin. Kendinde değilsin ne olur yapma!"
"Sen beni o Gülperi'yi aldatıyor. Arkamızdan gülüp eğlendiniz mi?"
"Cafer saçmalıyorsun."
"O güvendiğin adam sevgilisi ile kaçacak ve sen de bir metres olarak anılarında kalacaksın yalnızca Sevgi. Oysa çok sevilip şımartılabilirdin. Ney farklı geldi? Sana veremediğim neydi?"
Cafer, Sevgi'ye tecavüz ettikten sonra yaptığının farkına varınca her şey için çok geçti. Sevgi'nin bedeni evin tavanında sallanıyordu. Bir kadın daha solarak bu kirli dünyadan sessizce uzaklaşmıştı. Bu ne ilk ne son olarak kalacaktı.