"Sen bir de Kerem'i görseydin, bir havalar falan. Sen gelmesen o peşinden gelecekti."
Burcu karton bardağı dudaklarına götürmeden önce kıkırdadı. Beş günlük iznimden sonra iyi hissettiğime karar vererek işe geri dönmüştüm, bu arada arkadaşlarıma işten çıkarıldığım için değil hasta olduğumdan gelemediğimin bilgisini önceden vermiştim tabii.
Şimdi de hepimiz erkenden geldiğimiz için mutfakta ben yokken olanlar ve daha fazlası hakkında laflıyorduk.
Kerem omzumdan itti. "Tabii ya, Alican'ın götünün keyfine işimizden oluyorduk az daha." Kafasından tutup kendime doğru çekerken saçlarını karıştırıyordum.
"Aslanım benim be, gelecek herhalde. Bu hafta içtiğin ziftler benden." dedim her sabah mutlaka elinde gördüğüm katran karası kahvelerini kast ederek.
"Kesenin ağzını açtıysan benimkileri de ödesene paşam."
Deren karton bardağını yüzüme doğru sallarken kafamı hemen iki yana sallamıştım. "Yok canım, sen ıvır zıvır ne bulursan içiyorsun yetişemem ben ona. Bu adama kahvenin çekirdeğini versen onu da ilaç niyetine yutar." Deren sahte bir üzgünlükle omzunu silkti.
Daha sonra başka konuların açılmasıyla seslerimiz mutfakta yankılanmaya devam etmişti.
Metal bir sesin tıklatılması ile sohbetimiz bölündüğünde başımı omzumun üzerinden kapı tarafına çevirmiştim.
"Berkan, gel bakalım sen de buraya."
Sırtımı yasladığım tezgahtan ayırıp önüme dönerken kollarımı göğsümde birleştirmiştim. Yanında beliren kumral çocuğu işaret edip konuştu. "Arkadaşlar dün size bahsetmiştim. Berkan, Şef bir arkadaşımın tavsiyesiyle yurt dış-" Hapşırmadan önce refleksle elindeki peçeteyle ağzını kapatmıştı.
Boğazını temizledikten sonra peçeteyi uzaklaştırıp devam etti, "Berkan eğitim için yurt dışına gitmeden önce burada bir süre bize yardımcı olacak."
"Alican da döndü Şef." Kerem kolunu omzuma atıp konuştuğunda hiç istifini bozmadan elindeki kağıtları kaldırıp göz gezdirmeye başladı, ben de bir şey söylemedim. Sanırım hayatımın geri kalanını mutfaktaki bir hayalet olarak sürdürecektim, üstesinden gelemeyeceğim bir şey olmazdı.
"Tanışma kısmını aranızda halledersiniz. Ben bugün mutfakla pek ilgilenemeyeceğim. O yüzden Deren al bakalım sen şu listeyi, bunları da dağıt." Deren uzattığı kağıtları alırken başını salladı.
"Ara ara kontrole gelirim, sadece yemeklerle temas içinde olmasam daha iyi olur." Oldukça yorgun çıkan sesiyle konuştu.
Mutfaktan çıkmadan önce Tuğçe seslendi, "Geçmiş olsun Şef." Önlüğümden sarkan ince ip parçası şu an benim için Dünya üzerindeki en ilgi çekici şeydi.
"Teşekkürler Tuğçe, iyi çalışmalar."
Gözlerimiz bir saniyeliğine kesiştiği zaman dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Mutfaktan ayrıldığı gibi koridordan bir hapşırık sesi daha yükseldiğinde Kerem bana döndü, bu sırada kafam eğik bir şekilde yanağımın içini ısırıyordum.
"Salgın falan var herhalde, dikkatli olmak lazım."
Hiçbir tepki vermeden işime döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blind taste |
Fanfiction"... bir gün istifasını vermek üzere son kez işe gelen genç bir aşçı, ve aynı gün tüm bunlara son vermek üzere çıkagelen büyülü bir italyan."