• 17 •

2.4K 187 294
                                    

surprise bitches.

oy & yorumu unutmayın!

(medyadaki şarkı bölüm şarkısı değil ama UZUN bir aradan sonra dinlediğimde kitapla ne kadar uyumlu olduğunu fark ettim. zaten biliyorsunuzdur ama bölümden sonra sözleriyle birlikte dinlerseniz mutlu olurum.)

"Dök, biraz daha dök."

Şişedeki kolonyayı yarım saat içinde dördüncü kez Kerem'in avcuna bocalarken bakışları koltuğa geçtiği andan itibaren olduğu gibi hala duvardaki bir noktaya kilitliydi ve onu izlediğim sırada bunun ne zaman biteceğini düşünüyordum.

Belki de onu geç saatlere kadar yoğun tempoda çalıştığı için beyninin ona bir tür oyun oynadığına ve gördüklerinin gerçek olmadığına ikna etmek, karşılaştığı manzarayı algılayıp kabul etmesini ummaktan daha kolay olurdu.

"Suyu uzat." Burnuna yasladığı elini çekip bana doğru uzattığında diğer elimde tuttuğum su şişesini ona verip suyu ufak yudumlarla içmesini izledim.

Oturduğum koltuğun başlığından kalkıp yavaşça yanına geçerken artık Kerem'in girdiği transtan çıkmasını beklemek yerine benim bir açıklama için bir yerden başlamam gerektiğini biliyordum.

Dirseklerimi dizlerimin üzerine yaslayıp parmaklarımı birbiriyle geçirirken boğazımdaki düğümü çözmek için konuşmaya atıldım. "Aklından geçeni az çok tahmin edebiliyorum ama nasıl bir açıklama yapabilirim bilmiyorum."

"Bir şeyi inkar edecek değilim, zaten göreceğini gördün." Koltuktaki sökük ip parçasını parmaklarımın arasında döndürürken birkaç saniye duraksadıktan sonra devam ettim. "Ama görmeseydin de cesaret edip sana bundan bahsedemezdim."

Derin bir nefesten sonra duvarda tuttuğum gözlerimi ona çevirdim. "Bak, eğer gördüklerin benimle arkadaşlığını gözden geçirmene sebep olacaksa bunu lafı dolandırmadan açıkça söyle, seni bunun için suçlamam."

"Ne zamandır devam ediyor bu?" Söylediklerime bir cevap vermeyip pet şişenin kapağıyla oynarken bana yönelttiği soruya karşılık omuz silktim.

"Bir süredir."

Ve yine bir sessizlik.

Hayır, dramatik davrandığını ya da aşırı tepki verdiğini düşünmüyordum. İçinde olduğum ve istemeden de olsa onu da içine sokmuş bulunduğum durum benim için ne kadar kolay değilse onun bunu sindirmesi de bir o kadar zor olacaktı ve biraz geç olmuş olsa bile artık bunun farkındaydım.

Sadece yaşadıklarımızın ikimiz arasında kalmayacağını ve günün birinde üçüncü bir kişi bundan haberdar olduğunda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeğini görmezden gelecek kadar duygularımı yüksek yaşamayı seçmiştim.

Elindeki şişeyi masaya bıraktıktan sonra oflayarak ellerini yüzüne götürdü, dediğim gibi onu anlıyordum ama bir şey söylemiyor oluşu herhangi bir şey söylemesinden daha kırıcı hissettiriyordu.

"Baksana, bugün iş güç bayağı yordu beni, kafamı kaldıracak halim yok. O yüzden şu an ne söylesem boş boş gevelemiş olurum." Ellerini yüzünden ayırarak ayaklandığında geçiştirmek için kurduğu cümleleri sıralarken gözlerimle onu takip ediyordum.

"Sonra konuşalım, olur mu?" Başımı salladım, o da daha fazla bir şey söylemeden mutfaktan ayrılmıştı zaten. Umarım bu sadece lafta kalmazdı ve sonra konuşabilirdik.

Kerem'in arkasından çok geçmeden ben de otelden çıkmıştım, sokak lambalarının altında ayağıma çarpan yaprakları iterek yürüdüğüm sırada  dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigarayı yakarken ciğerlerime doldurduğum dumanın buz gibi olan havanın etkisini biraz olsun kırmasını ümit ediyordum.

blind taste | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin