13.Bölüm :"PSİKOLOG"

7 4 0
                                    

Hahaha!! Bu bir şaka olmalı değil mi yoksa ben rüyada mıyım? Şu an çok gülüyorum hahaha! Acaba ne psikoloğu ya ne mantıktalar acaba off off. Şu an araba da masum masum oyuncağı ile oynayan kardeşime yumruk çakabilirim o derece sinirliyim resmen. Nasıl benim iznim,fikrim olmadan bana sormadan "psikoloğa gitmene karar verdik" derler benim aklım almıyor veya benim anlama sınırım bu kadar ki öyle düşünmüyorum kesinlikle yaptıklarıyla mantığım almıyor. Sanki işime yarayacak sanki bir şeye yarayacak diye gönderiyorlar. Öff boşversem ya sonuçta bana bir fayda etmeyeceği için boşu boşuna para ödüyorlar ve paralarına yazık yani benimde umrumda değil. Tamam! Tamam! Benim iyiliğimi düşünüyorlar sağolsunlar canım aileme bunu içten söylüyorum ama ne biliyim hiç gitmek istemiyorum. "kanka yaptıklarına akıl sıra erdiremiyorum" evet emrede bana katılıyordu ve sonuna kadar haklıydı kesinlikle. "neyse kanka geldik görüşürüz"
"görüşürüz kanka bay bay" araba durdu kemerimi çıkardım ve arabadan indim. Arabanın kapısı sertçe çarpınca "oğlum bak düzgün davran"
"annecim ben bir şey yapmadım yanlışlıkla oldu"
"tamam oğlum yürü lütfen çekemem seni" şu an gerçekten şaka gibi değil mi? Ayy sinirim tavan gerçekten. Babam ve kaplumbağa gibi yürüyen kardeşim ininve arabadan psikoloğa doğru ilerledik. Çok gerginim ya buralara kadar geleceğimi tahmin bile edemezdim. PSİKOLOG binası 2 katlıydı. Binaya girdiğimizde bir tabela gözüme çarptı. Zemin katta SEVGİ ÇİÇEK PSİKOLOG yazıyordu. 1. Kat yazısının yanında ise DUYGU DEMİR PSİKOLOG yazıyordu. 2. Kat tabelasında da EREN ÖREN yazıyordu. Hımm 2 kadın 1 erkek ve hangisine gideceğim acaba diye düşünüyorum. Zemin katta bir danışman vardı büyük bir yuvarlak danışman masası ise göze çarpıyordu. "oğlum biz danışmaya gidelim senle kardeşinde otur"
"tamam baba" kardeşim direkt sanki onun eviymiş gibi koltuklara koştu. Dört tane koltuk vardı. Bunlardan birisi orman yeşili renginde L tipi bir koltuktu ve hoş bir havası vardı. İkinci koltuk ise LİLA renginde bir koltuktu normal düz bir boyuttaydı. Üçüncü koltukta yani kardeşimin seçtiği masmavi gökyüzü mavisi bir renkti ve göze çarpan parlaklığı ve güzelliği vardı. Sırf renk için kardeşim bu koltuğu seçmiştir adım kadar eminim. Dördüncü koltukta yani benim seçtiğim siyah koltuktu öyle bir düz siyah içimde ruhumda simsiyah olduğu için daha doğrusu büründüğüm için bu koltuğu seçtim. Ve oturdum babam ve annemin danışmanla konuştuğunu gördüm acaba ne konuşuyorlardı veya hangi psikoloğa gideceğim bilmiyorum. Zemin katta da çok güzel bir bahçe vardı. Kış bahçesi tarzındaydı. Türlü renkli çiçeklerle donatılmış şık bir masa koyulmuş bir yerdi dinlenme yeri gibiydi ama daha çok PSİKOLOG ve çalışanlar oraya gidebiliyor çok belli. Annem danışmanın yanından ayrıldı ve bize doğru gelmeye başladı. Kardeşim koltukta oturmuş koltukla oynuyordu. Ayy bu çocuk ne kadar masum ya bende öyle olsaydım keşke. Annem bana göz kırptı ve yanıma oturdu "eee ne yapıyorsun" annemin 'ne yapıyorsun' dediği setle durdum ve "sence ne yapıyorum anne" annem cevabıma kaşlarını çattı ve kızgın tavırlarla "niye asabisin ne oluyor?" derin derin nefes alıp "annecim benim fikrimi almadan ve ben istemediğim bir yere getirdiniz yani daha doğrusu getirttiniz" annem de olayı kavradığında gülümsedi ve "oğlum bizi seni düşünüyoruz bebeğim"
"anneciğim bende biliyorum ama ben istemiyorum ama siz ya duymazdan geliyorsunuz ya da gerçekten duymadınız ki ben duymazdan geldiğinizi düşünüyorum" derin bir nefes aldım ve annemde yoğun bir iç çekip "tamam yeter bu psikoloğa geleceksiniz tamam mı bak babanda geliyor o yüzden çeneni kapa artık annem" mecburen daha bir şey söylemedim ve babamda geldi "ne yaptın canım hangi PSİKOLOG? Ve fiyatı ne kadar? Hangi günler gidecek?" babam annemin sorduklarını kafasında tutmaya çalışıyor ben ise anneme ağzım bir karış bakıyordum - sizce de annem fazla abartmadı mı- babam da tek tek yanımıza oturup konuşmaya başladı." fiyatı 6500 TL" efendim?! O kadar fazla mı ya bence vazgeçiriz 6500 çok ya "hee iyiymiş fiyatı" ne? Anlamadım bir dakika uygun mu? Yoksa ben istemediğimden mi çok görüyorum? "aynen iyiymiş" babamda fiyata katıldığına göre tamam o zaman psikoloğa kesin gideceğim ya off. "haftada toplam 4 gün gidecek. Pazartesi,çarşamba,cuma ve pazar" babam cümlesini bitirdi ve konuşmaya başladım "baba pazar ne ya bir tek o gün planlar kurup dışarı çıkıyorum pazar olmaz" babamda bana gülümseyip alaycı tavır takınarak "oldu bile selim plan kurmayıver bir zahmet lütfen uğraştırma bu dört günde geleceksin kusura bakma" oflayıp pufladıktan sonra annem bana ters bakınca sustum ve babam tekrar konuştu "bu saydığım dört günde saat 15:00'da geleceksin selim ve toplam bir günde bir saat psikologla vakit geçireceksin" off sanki gören diyecek anaokulu 'vakit'miş ya nerede onlar kaf dağının ardında. "bu kadar işte tamam mı? Diğer günlerde bizlesin" e bir zahmet yani "peki hangi PSİKOLOG" annemin sorduğu soruyla doğruldum ve "evet hangisi?" bir tek bunu merak ediyorum valla nedense işte. "Duygu Demir psikoloğuymuş" sonunda merak ettiğim cevabı aldığım için bir oh çektim "anlaşıldı mı?" bende kafamı salladım ve kalkıp PSİKOLOG tan çıktık çok şükür be en azından bir gün buranın yüzünü görmeyeceğim. Bugün pazardı ve Allahtan 'bugün gelmesin' demiş psikolog. Acaba nasıl birisi ya? İyi mi kötü mü? Öğreneceğiz. Arabaya bindim kemerimi taktım ve Melihinde taktım annem ve babamda arabaya binince yola koyulduk. Yol boyunca ağaçları izledim ama daha eve gelmemiştik -Ayy ne zaman geleceğiz- annem ve babam konuşurken Melih ayıcığı ile oynarken bende dışarıyı izledim. "selim!" kafamı çevirdim ve anneme baktım "anne bana mı seslendin?"
"yok annem sana öyle gelmiş" bende omuz silkip tekrar dışarıyı izlemeye koyuldum "o gün..." tekrar arabaya baktım ve annem telefonda konuşuyor babam ise melihe gülüyordu. Bir dakika şaka mı yapıyorlar? Kim konuşuyor böyle? Yoksa arabada hırsız mı var? "benim selim" yerimde irkildim üçü de bana bir şey demiyordu ki bu kim şimdi lan! "ben...ben...ben... Özge." durdum. Na-nasıl? Özge mi? Ve özge karşımda belirdi "hayır olamaz" elim tekrar titremeye başladı ama annemlere bir şey demedim. Gözyaşım aktı özge karşımda oturmuş gülüyor ve "senin yüzünden" dedi bende hayır anlamında o tarafa kafamı çevirdim. Özgenin gülüşü soldu ve telefonu açım camdan dışarı fırlattı. İrkildim yerinde annem bana baktı "iyi misin oğlum irkildin"
"i-iyiyim anne" annemde tekrar önüne döndü ama özge beni işaret ediyordu işaret parmağı ile "senin yüzünden ben öldüm selim" özgenin yüz ifadesi çok korkunçtu "hayır" dedim "hayır ben yapmadım" ağladım ve araba durdu herkes bana döndü "senin yüzünden ben öldüm senin yüzünden!" diye bağırdı. "hayır!!!" diye bağırdım elim daha da titredi ve başıma vurdum. "çık kafamın içinden ben yapmadım" beni bir sürü eller tuttu kenetlendim ağlıyordum ve kafama vuruyordum annem elimi tuttu ama hâlâ elim titriyordu. "oğlum sakin ol sakin iyi misin? Selim!" diye bağırdı ve anneme doğru baktım irkildiğim için kendime geldim ve babamda omuzlarımı sıvazladı Melih ise korkarak bana bakıyordu. "hadi oğlum geldik eve" arabadan indik özge ortadan kaybolmuştu. Binaya girdik asansöre bindik kapı açıldı ayakkabılarımı çıkardım ve eve girdim. Direkt yatağıma girip uzandım örtüyü üstüme kadar çektim ve uykuya daldım...

1 saat sonra...

Uyandığımda bir saat uyumuştum ve telefonuma baktım emre mesaj atmıştı WhatsApp'a girdim ve Emrenin mesajını okudum "olum ne oldu ya bağırdın sesin tüm herkese yayıldı kriz mi yine? Özgeyi mi gördün?" Cevap yazmadım ve tekrar yatacaktım ki annem girdi odaya "oğlum iyi misin?" başımı salladım evet anlamında ve annem gülümseyip sımsıkı o bana bende ona sarıldım. Mis gibi parfüm kokusunu içime çektim ve tekrar yatağa uzandım. "yemek hazırladığımda uyandıracağım seni"
"tamam anne" dedim ve annem odadan çıktı saat beşti neyse iyi biraz daha yatarım. Örtüyü başıma kadar çektim ve karanlık olan dünyamı örtü daha da karanlıklaştırdı ve gözümü kapattım. Hiç bir şey görmüyor,görmekte istemiyordum. Örtüyü çektim nefesim kesilmişti sıcaktan ve tekrar kapatıp yattım tabii tam başımı kapatmadım.

Annevim hadi uyan! İrkilerek kalktığımda annemim yemeği hazırlamış olduğunu anladım ve kalktım banyoya geçtim yüzümü yıkayıp dişimi fırçalayıp banyodan çıktım. Enfes köfte ve patates kokusu geliyordu. Melih çoktan patatesleri ve köfteleri yemeye başlamış babamda oturmuş annem de kendisine tabak koyuyordu. "selam" babam gülümseyip "selam uykucu" dedi ve alaycı bir tavır takındı. Melihe baktım o hiç benim dediğimi duymamıştır ki zaten hiç oralı bile olmadı. Bu çocuk beni sinir ediyor ya 8 yaşında ve art arda tüm yemekleri tıkıştırıyordu ağzına. Bu çocuktaki iştah kimsede yok. Obur çocuk ya. Neyse bende yemeğimi yemeye başladım ve silip süpürdüm her şeyi. Kardeşim ilk kalkan oldu. E bir zahmet bir sürü şey yedi. Babamda kalkınca annem ve ben kaldık babam ve melşh odaya geçti. Annem ise "yarın için hazır mısın" hayır anneciğim hazır değilim "evet anne hazırım" off neden gerçeği söyleyemiyorum ki?. Sinirim bozuldu annem "iyi o zaman" deyip masadan kalktı ve bende bitirdiğimi görüp kalktım ve "ellerine sağlık" anne dedim o da "afiyet olsun canım" diyip mutfaktan çıktım. Ağzımı yıkayıp odaya geçecekken kapı çaldı. Bir tek ben yakındım kapıya ve haliyle ben açacaktım. Kapıya ilerledim "kim o" dedim ve Emrenin sesi duyuldu "benim kanka selim" kapıyı açtım. "kankan!!" bana sıkı sıkı sarıldı bende ona sıkı sıkı sarıldım. Babam "hoşgeldin emre" dedi "hoşbuldum murat abi" dedi emre ve odaya geçtik. Emre sandalyeme ben ise yatağıma oturdum. Tam konuşacakken emre ayağa kalktı ve kapıyı kapatıp tekrar oturdu. "kanal direkt konuya giriyorum" bende kafamı salladım evet anlamında yani başka ne diyecektim ki? "sen dün kriz mi geçirdin. Çünkü seni gördüm ve bazı kişilerde bakıyordu yani şey sana gelecektim ama gelemedim kötü olduğunu bildiğim için ve biraz zaman tanıdım yani şe-"
"kanka ağzında geveleme artık ne diyeceksen de ve bu konuyu kapatmak istiyorum o yüzden hızlı!"
Emrede hızlandı ve "tamam" deyip devam etti. "yani kanka demek istediğim uzun lafın kısası özgeyi mi gördün? Diyecektim de" bende konuyu kavrayınca yani Emrenin ne demek istediğini anlayınca kafamı salladım ve "evet kanka" dedim ve konuyu kapattık bir daha açılmamak üzere. Bol bol zeka oyunları oynadık,müzik dinledik sohbet ettik. Çok iyi zaman geçirdim emre sayesinde. İyi ki 'o' vardı iyi ki. "hadi kanka ben gideyim artık"
"tamam kanka" tüm aile bireylerim emreye 'hoşçakal' diyince emrede ayakkabısını giyip bana doğru döndü. "bir şey olursa bana yaz tamam mı veya kendini kötü hissedersen ya da kötü hissetmene bile gerek yok tamam mı istediğin zaman gel" gülümsedi bende gülümsedim sımsıkı sarıldım birbirimize ve emre asansöre gidecekken "ya şey psikoloğun saat kaçtaydı?" ona tüm ayrıntıları anlattım ama bir tek saati kaçırmış olmalıydım. "üçte olacak iki buçuk gibi çıkarız"
"tamam kankam başarılar dikkat et PSİKOLOG sana psikojik baskı uygulamasın" diye güldü ve benide güldürmeye başarıp gitti. Kapıyı kapattım odama gittim ve derin bir iç çekerek yatağıma yattım. Yarın çok farklı olacak her şey. Yüzde yüz eminim.

SUÇLULUK DUYGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin