23.Bölüm:"ÖYLESİNE YAŞAMAK"

3 2 0
                                    

Hiç bilmediğiniz bir yerde caddede hiç bilmediğiniz bir sokakta, hiç bilmediğiniz dükkanlar, binalar...
Böyle bir an yaşasanız ne yapardınız? Ve hem de aileniz yanınızda olmadan ve kafayı sıyırmışsanız...
Ben şu an o durumu yaşıyorum, şu saydıklarımın hepsini yaşıyorum, birisi evime girmiş, su doldurmuş, bilmediğim bir ilaç atmış suyun içine ve ben baygın... Sonra ise pufff! Bilmediğim, apayrı bir şehirdeyim, bu adam bana takmış durumda. Ve bir düşmanı daha da varmış...

Şu an da bir caddede koşuyorum, elimde yabancı bir adamın verdiği kağıtla koşuyorum... Şimdi şunları düşündüm. Bu adam, bana kafayı takan adamdan korkuyor resmen. Çünkü kendisi dedi. Ama kafama şu cümle çok takıldı. "benim borçlar, senin de özge yüzünden.."
Peki ya neden özge yüzünden beni takip etsin ki? Off her şey üst üste geliyor. Üst üste... Çok sinir bozukluğu, ve ağlamış bir şekilde koşuyorum hâlâ, ve araçların plakalarına bakıyorum. Hangi şehirde olduğumu bilmek için... Telefon yok bir şey yok yoksa internetten bakardım bu hangi şehrin plakası diye ama telefon da yok. Ve yolda da bir insan bile yok. Kolumdaki saate baktım. Saat 23:33 idi. Ne ara vakit geçti ya. O zaman o adamı bulmam lazım ki bana her şeyi anlatsın, yoksa başka seçenek bulamıyorum...

(2 saat sonra...)

Saat 01:34 ve ben hâlâ sokaktayım. Hava ise buz, buz, buz... Ne kağıt parçası, ne adamı bulabiliyorum. Yavaş adımlarla kaldırımda ilerledim. Yere bakıp yürüyordum. Ve o an bir kağıt parçası gördüm. Duraksadım ilk önce, sonra kağıdı almadan etrafıma bakındım, kimsecikler yoktu. Kağıda uzanıp aldım kağıdı. Duruşumu dikleştirdim. Kağıdı açtım ve okumaya başladım.

~Hayatının mahvolmasına ramak kala~

"gecenin bir vakti, tek başına, yapayalnız kabul et artık. Neresi, neresi diye sorma, o adamı da bulamazsın ben olmadan, sevdiklerin elimde korkuyorlar soğuk bir depoda..."

Kağıdı yine şok olmuş bir şekilde baktım.
Birincisi:yalnız olduğumu biliyorum o kadar kıt değilim.
İkincisi: Bu şehri mutlaka öğreneceğim ve buradan defolup gideceğim.
Üçüncüsü: o adamı bulacağım ve ona tüm sorularımı soracağım.
Dördüncüsü: ailemi bulacağım o soğuk depodan... Dedim kendime güvenerek. Kağıdı yere attım ve acımasızca bastım kağıda. Sonra ise başımı kaldırıp yürümeye başladım, ve bir kaç adım attım ve yine durdum. Karşıda bir adam vardı, yürüyordu. Bu o adamdı! Işıklar sayesinde anladım. Uzun boyluydu. Sarı saçlıydı, hızla adamın peşinden gittim sessizce.
Aradan birkaç saat geçti ve ara sokağa girdim ve o adamla karşılaştım ve adamı yavaşça takip ettim.

Yaklaşık on dakikadır takip ediyordum adamı. Adam ise evine mi, yoksa başka bir yere mi gidiyordu belli değildi. Adam en sonunda bir binaya girdi, ben ise bina kapısında bekledim adam beni görmesin diye. Adama baktım asansöre binmişti. Binaya girdim hızla ve asansörün hangi kaya gittiğine baktım. 6.KATA gitmişti. Hemen asansörü çağırdım, asansör geldi ve hemen bindim. Ve altıncı kata bastım. Altıncı kata geldim, ama bir katta iki daire vardı. Ve benim iki seçeneğim var, ya doğru tahmin ya da yanlış tahmin. Solumdaki kapıya ilerledim, 12 numara idi. Kapıyı çaldım sessizce ve korkarak açılmasını bekledim. Kapı açılmayınca tekrar terddütle tıkladım kapıyı, çok tedirgin ve gergindim. Kapıyı tekrar tıkladım ve kapı en sonunda kilidi açıldıktan sonra açıldı. Ve karşımda o adam vardı. Tam gördüğüm, tahminim doğru tuttu. 6.hissim sağ olsun.

Adam bana şok içinde bakarken ben ise ona gülümsemeye çalışıyordum. Sükuneti en sonunda ben bozdum. "içeri girebilir miyim izniniz olursa?" dedim adama. Adam ise kapıdan çekildi ve "gel" dedi sadece ılımlı bir şekilde. Bende ayakkabılarımı çıkardım, ve eve girdim. "montunu buraya asabilirsin" adam eliyle askılığı gösterirken montumu çıkartıp askılığa astım. "geç içeri rahat ol" dedi adam. İçeri girdim, salon oldukça ferah ve sempatikti. Kahverengi olan koltuğa oturdum. Adam ise karşımdaki beyaz koltuğa oturdu. Ve adam konuşmaya başladı.

SUÇLULUK DUYGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin