14.Bölüm :"PSİKOLOGTA İLK GÜN"

6 3 0
                                    

Akşamdan sabaha kadar yatmıştım ve saat daha sabahın sekiziydi. Ama hiç uykum yoktu iyi yatmışım o kesin. Yataktan kalktım banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Ve salona gittim parmak uçlarıma basa basa. Salonun kapısına gittim ve kafamı uzattım kimse yoktu. Oturdum koltuğa ve aklımdan şu geçti: "acaba kendimi hasta mı etsem ve psikoloğa gitmesem mi?" Ayy ne kadar dahiyane bir plan. Aaa bir dakika ya bu planlar demode olmadı mı be? Hayy ben böyle şansın ta... Neyse ya boşversem daha iyi. Annem salona girdi. "günaydın annem" dedi bende ona "günaydın" dedim ve mutfağa gitti. Ardından kardeşim geldi ayıcığı işe gülümsedi ve oynamaya başladı. Hıh şuna bak hiç yüz vermiyor bile büyümüşte küçülmüş sanki. Babamda bana el sallayarak mutfağa yöneldi.

1 saat sonra...

Masaya oturduk hep beraber ve kahvaltı etmeye başladık. "abi abi" hay başlayacağım abine o soruyu sakın sorma. Gecedendir PSİKOLOG ablaya mı gidecen diye soruyor velet. "evet ne var abicim?" kesinlikle nazik bir dille dedim asla sinirli değilim kesinlikle sinirli değilim(!). "sen psikolo-" işaret parmağım ile melihe doğru "sus" işareti yaptım ve "evet abicim sabahtandır hatta sabahı geçtim Gecedendir soruyorsun sanki başka bir şey yokmuş gibi" annem ve babam kaşlarını çattı ve sustum "ya sanane ben istediğimi sorarım!" melihe doğru döndüm bu velet neyin kafasını yaşıyor? Kardeş mardeş demem ağzına bir tane yapıştıracağım artık. "hıh" aaa birde utanmadan trip atıyor velet. Bir şey demedim ama tabii anladığınız kadarıyla içimden sövdüm. Derin derin nefes aldım ve elim titredi dur bir dakika yine mi oluyor? Özge mi gelecek yoksa? Hayır hayır olmaz olamaz! Elim baya titremeye başladım çatal elimden düştü "hayır!" dedim ve masaya elimi vurdum. Herkes irkildi. "iyi misin yavrum" annemin sesi ama ben sadece onun sesinin yankılanmasını duyuyordum. "elim... Elim... Titriyor" ağlamaya başladım. Kafama vurdum "yeter artık yeter!" annem babam yine beni tutmaya çalıştılar elim hâlâ titriyordu. Masaya elimi vurdum...vurdum...vurdum. O sırada babam refleks ile beni kaldırınca elim bardağa çarptı ve yere düştü kırıldı. Babam beni odama götürdü ağlıyordum hâlâ. "yeter artık bıktım bıktım yeter bıktım!" masamdaki aksesuarı aldım ve fırlattım ve gözüm kapandı "oğlum selim! Hastaneye..."
Gözümü açtım, yataktan kalktım. Dur yatak mı? Hastanede değildim ama en son 'hastaneye..' sesini duydum? Salona doğru gittim ve annem ve babam beni gördüğü an kalktı ve yanıma geldiler "ohh çok şükür iyisin ya oğlum" ikiside çok telaşlıydı. "ohh iyi hadi oğlum elini yüzünü yıka ve direkt psikoloğa gidiyoruz saatin geliyor. Gözümü direkt belerttim. Ne ara saat geldi ya hay..." tamam"dedim sıkıcı bir şekilde ve odama doğru gittim. Dolabımı açtım kıyafetlerime baktım. Hıh güzel bir kombin yapmayacağım önemi yok ama yinede güzel giyineceğim. Paraşüt pantolonumu gözüme kestirdim ve aldım üstünede sweatshirt giydim. Aynadan baktım güzel durdu diye düşündüm. Masamdaki David walker parfümümüde aldım. 'annemlerin gözüne gireyim ya şimdi özensiz giyindin trip atma sırf gitmek istemiyorsun!' diyecekler o yüzden biraz özeneceğim. Parfümü sıktım yerine koyacakken bir şey farkettim. Özgenin bana doğum günümde aldığı aksesuar yoktu! Lan nerede hayır ne yaptım ben onu- dur bir dakika hayır ya ben onu sinirliyken attım. Allah benim cezamı versin ya ben ne yaptım? Off özgeden kalan tek...şeyim di... Ama şimdi o da yok... Odamdan çıktım hemen banyoya geçtim ve gözyaşlarımı sildim. Yüzüne sahte gülüş koydum kimse anlamasın gerekirse. "oğlum selim hadi çıkıyoruz" annemin seslenişi ile banyodan çıktım ve kapıya doğru yöneldim. "hadi çıkalım" babamın da emri ile ayakkabılarımızı giyip çıktık
Ve aklıma haftanın dört günü gideceğim aklıma geldi. Öffff dört gün ne ya sanki hastayız. Bari gün iki veya bir olaydı dört ne dört ne? İnşallah bir yararı dokunur diyeceğimde sanmam ama yinede umut ediyorum iyi olurum inşallah. "ben anneanneye gidiyorum abi" kardeşim daha arabaya biner binmez sanki 'lunaparka' gidiyormuş gibi keyifle söyledi. Gıcık bu çocuk inat yapıyor 'sen PSİKOLOGtasın bende anneannede' o muamele yapıyor inadına. biliyor ya benim o PSİKOLOG denen yere gitmek istemediğimi ondan işte. "eee tamam ne yapabilirim?" bir şey demedi - Ayy demesinde zaten araba çalıştı ve yola çıktık. Yolun refuşuna sırası ile dizilmiş ağaçları izledim. Bir yandan da sokağa baktım. Herkes gülüyor,telefonda,yürüyor ve mutlu mutlu konuşuyorlar. Ama gerçekte içlerinde herkesin muhakkak bir acısı vardır. Telefonda olanlar belki dertlerini anlatıyorlar birilerine, belki gülenler en azından birkaç saat önce ağlamış olabilir veya ağlayacak olabilirler. Yürüyenler belki acısından dolayı yürüyemez hale gelebilir. Türlü türlü şey çıkar ama dertsiz olmaz. Herkesin bir derdi bir sırrı var. Ne derler:"Allah,insanın çekemeyeceği derdi vermezmiş" yani ben öyle biliyorum. Yanlış dedim mi bilmem ama öyle derler sanırım.

SUÇLULUK DUYGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin