26.Bölüm:"TUTSAKLAR"

5 2 0
                                    

(Selim'in Anlatımıyla...)

Neredeyse yarım saattir yatağın yanında yerde oturuyordum. Çaresizlikten yapacak bir şeyim yoktu. Kimsesiz gibi öylece oturup duvara boş gözlerle bakıyordum.

Ya gerçekten kimsesizsem.
Ben kendimi sahipliymişim gibi hissediyorsam?

Ya kendimi kandırıyorsam...

Yavaşça ayağa kalkıp yatağa oturdum. Ve odaya bakındım, pencereyi görünce hemen oraya yöneldim. Pencerenin önüne gelince pencereye bakındım. Kilit vardı. Hayal kırıklığıyla etrafa baktım. Belki bir şey bulurum ümidiyle yatağın yanındaki çekmeceyi açtım. Bomboştu. Dolabın yanındaki çekmeceyi açtım orada da bir şey yoktu. Bu sefer masaya yöneldim. Masanın sandalyesine oturdum. Ve masa aynasına baktım.

Kendimle yüzleştim...

Kendimi gördüm.

Kendime baktım, kendi hayat hikayemi gördüm. Mahvolmuş, bitmiş, tükenmiş bir insana bakıyordum.

Kendime...

Masanın çekmecelerini açtım içinde sadece bir not vardı ve bir kalem. Notu aldım telaşla. Açıp okumaya başladım.

~Tek başına kalmış selim'e~

"Yalnız başınasın bir odada. Ailen yok orada. Kurtarılmayı bekleyen ailen, buradan kurtulmaya çalışan sen.
Odada bir şey yok bir tek senin ruhun var. Bir tek senin sessizliğin var"

Notun arkasını çevirip kalemi elime aldım. Ve bu sefer ben yazmaya başladım.

"Allah senin belanı versin. Hepinizin belasını versin. Bir bok bilmiyorsunuz siz aslında. Salaklar! Özellikle sen salaksın!"

Sinirle notu masaya bırakıp yatağa geçtim. Allah hepsinin belasını versin ya bıktım şu mallardan.

(1 saat sonra...)

Neredeyse bir saattir yatakta uzanmış bunalıma girmiştim. Ailem burada mı? Beni mi kandırıyorlar? Neredeler?
Kafamda bin türlü sorular, hiç biri cevaplanmamış.

Tavana bakıyordum boş gözlerle. Bomboş ve berbat olmuş bir şekilde. Kaç gündür yıkanmıyordum, iğrenç durumundaydım iğrenç.

Kapının ardından ses geldi. Kilit kapıya geçirildi ve kapı açıldı. Yavaşça yataktan kalkıp, kapıya doğru baktım kim geldi diye. Gelen kişi o adamdı.

"niye geldin git buradan!" diye bağırdım.
Adam kapıyı kapatıp anahtarı masaya bıraktı.

"ne zaman susacaksın!"
"hiçbir zaman!"
"kes sesini artık yoksa seni bitiririm!" adam beni resmen tehdit ediyordu. Tehdit!
Adam bir kaç saniye susup tekrar konuşmaya başladı.
"ama olmaz ki. İlk önce aileni bitiririm. Ondan sonra seni öldürüm daha iyi."

Acımasız acımasız konuşurken sinirle ona bakıyordum.

"aileme zarar veremezsin!" dedim sinirle.
"Allah Allah! Bunu sen mi belirliyorsun. Velet!"
"ya kapa çeneni göt adam!"

Adam bana öfkeyle bakarken belinden silahı çıkarması bir oldu. Silahı bana doğrultup beni geriye itti.

Yere kapaklanıp, korkuyla yerde sürünüp ondan uzaklaşmaya çalışıyordum.

"ne oldu korktun!"
"benden uzak dur ve ailemden. Lütfen ne olur!"
"biraz daha yalvarsana!"

Adam bana silahı daha da yakınlaştırırken aklıma ona yazdığım not geldi. Tamam, tamam planımı uygulama zamanı.

"sen önce masaya bak. Orada not var." dedim sert ve tekdüze bir sesle.
"beni kandırma çocuk!"
"bak o zaman"

Adam silahı bana doğrultmuş bir şekilde masaya baktı. Notu görmüş olmalı ki masaya doğru ilerledi. Bende o sırada yerden kalkıp pencereye geçtim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SUÇLULUK DUYGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin