Kahvenin yanında gelen minik kurabiyeyi ısıran Başkan Min Yoongi karşımda oturarak ağırdan aldığı kahvesini yudumluyordu. Söze girmesini beklerken arkama yaslanmış, bu sıkıcı ortamdan bir an önce ayrılmayı diliyordum. Elindeki kahve fincanını bırakıp arkasına yaslandığında nihayet söz girdi. "Dava işi nasıl gidiyor Seungmin?"
"Araştırıyorum." Tek kelimeyle sorusunu kesip attığımda kaşları biraz çatılsa da sakinliğini bozmadı. "Bu sıralar adliyede fazla görünmeye başlamışsın, soruşturmada bir gelişme mi var?"
"Beni mi takip ettiriyorsunuz?" Ağzımdan refleks olarak bu soru çıksa da pek şaşırmamıştım açıkçası, o da cevaplama gereği bile duymamıştı bu soruyu. Birkaç saniye bekledikten sonra derin bir nefes alıp sorusunu cevaplandırdım. "Bir gelişme olduğu yok, sadece durumu öğrenebilmek için uğruyorum. Biliyorsunuz ki bu davayı kazanmam için oldukça çalışmam lazım."
"Pekala bilirim uzun bir süreç olduğunu." Kahvesine giden parmakları havada saniyelik duraksadığında gözlerini bana dikti. "Bunu bildiğim gibi sıkı çalışmanın sonuçlarını da görmek isterim, sonuçta fazla vaktimiz yok."
"Soruşturma süresinin benimle ilgili olmadığını bildiğinizi varsayarak söylüyorum, ben bu süreci hızlandırmak için elimden geleni yapıyorum." Yalan, kocaman bir yalandı dudaklarımdan dökülen sözcükler zinciri. Aksine oldukça ağırdan alıyordum elimdeki kartları iyice öğrenebilmek için. Benimki uslanmaz bir kumarbazın yalancı dudaklarından dökülen manipülatif bir melodiydi.
"Eğer sadece sıkı çalıştığını duymak istesem sıradan bir avukat da tutardım Seungmin." dedi bir yılanın tıslayışını andıran ses tonuyla, kaşlarını havaya kaldırdığında hafifçe gülümsedi. "Beni aptal yerine koyuyorsan ne yazık, en büyük aptalı oynuyorsun!" Elindeki fincanı masaya bıraktığında öne doğru eğilerek gözlerimin içine bakıyordu siyahın en koyu tonunu barındıran gözleriyle. "Çalışma Seungmin, kazan. Eğer yakın zamanda elime kayda değer bir şey geçmezse artık kazanmak da seni kurtarmayacak çünkü ne benim bir çocuğa ayıracak vaktim ne de senin benimle oynayacak ömrün var."
Sözleri beni güldürdüğünde o da gülümsedi, sinirden oluşan gülümsememle dudaklarım gerginlikten seyirse de yumruğumu geçirmek istediğim yüzüne bakmakla yetindim. Kahvesinin son yudumunu almak üzere kahve fincanını dudaklarına götürürken masanın üzerindeki telefonun gelen bildirimle ekranı aydınlandı.
Bilinmeyen Numara
Nerede kaldın?İkimizin de bakışları telefondaki mesaja gittikten sonra birbirini buldu. Telefonu masadan aldığı gibi olduğu yerde toparlandı, kahvesini aceleyle içerek ayağa kalktı. "Dediğim gibi Seungmin eğer yakın zamanda bir şey bulamazsan," Az önceki fevri tavrı üzerinden silinip sakinliğe dönüştüğünde yüzünde sinir bozucu tehditkar bir yüz ifadesi vardı. "Her şey için çok geç olacak."
Son lafını söyledikten sonra çekip gittiğinde içimdeki sindiremediğim öfkeyi dışarı yansıtarak Min Yoongi'nin içtiği kahve fincanını alıp yere attım hışımla. Birkaç kişinin bulunduğu sakin kafede yankılanan kırılma sesi herkesin dikkatini çektiğinde insanların bakışlarına dayanamayarak çıkışa ilerledim hızla.
Biraz uzakta sokağın sonuna giden arabayı seçtiğimde hızlı adımlarla ulaştığım motorun kaskını aceleyle takıp motoru çalıştırdım. Kendini bir şey sanan bu herif her geçen gün beni daha çok öfkelendiriyordu, üstten bakışı ve konuşma tarzı onu boğma isteğime sebep oluyordu. Aramızda dört beş aracın bulunduğu uzaklıktan arabayı takip ederken kaskın camını indirerek gözümü hareket hâlindeki arabaya diktim.
Bakalım Min Yoongi'nin sahip olduğu kartlar nelerdi? Öte yandan gelen mesajın belki de sıradan birinden geldiği ihtimali kafamı kurcalasa da kiminle buluştuğunu görmeden peşinden ayrılmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chi Ku : Chanmin
FanficNamını duymayan kimsenin kalmadığı ünlü seri katil Kim Seungmin, babasının ölümünden sonra onun yerine geçen genç mafya lideri Bang Christopher Chan ile bir anlaşma yapar. 150822