21.Bölüm

102 13 9
                                    

Sabaha kadar düzgünce uyuyamamıştım. Kalkıp elimi yüzümü yıkayıp Joong yanına gitmek gerektiğini düşündüm. Bordo bir şort üstüne bir kot gömlek giydim. Ayakkabılarımıda giyip evden çıktım. Joong şirketine geldiğimde odasını bulmak için araken Joong ses kaydında şarkı söylerken buldum.
One more time seslendiriyordu. Kendimi bir anda sesinde kaybettim. Gözlerini açtığında benimle karşılaştı. Yanıma geldiğinde bana sarılıp,
KHJ: Hepsini halledecegim.
dedi. Ayrıldı yanımdan bende eve doğru yürümeye başladım. Daehyun karşılaştım. Sarıldım. Aklıma Youngjae gelmişti.
Dae: Bu kadar özleyecegimi bilmiyordum.
Ben: Bende.
Dae: Kahve içelim mi? eger zamanın varsa.
Ben: Tabiki.
Yolun yakınındaki bir kafaye girip oturduk. Daehyun gördüğüme sevinmiştim. Youngjae ile geçen olaylar aklıma geliyodu.
Dae: Nasılsın?
Ben: İyim. Sen Nasılsın? Diğerleri nasıllar?
Dae: Ben iyim Yeni şarkı için uğraşıyorum. Onlarda gayet iyiler Youngjae hariç. Dünkü haberden sonra gitmiş içmiş. Deli gibi yatıyodu. Bu arada hayırlı olsun.
Tam olayı açıklayacagım sırada Joong haberlere çıktı.

KHJ: Çok düşündüm. Bir ünlü olarak elime geçtiğini, İnanın ki herkesin beni tanıması çok güzel birşey ama ben böyle bir hayat istemiyorum. Kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum. Fanlarıma beni destedikleri için minettarım. Normal biri gibi yaşayacagım artık. Efendim sizede teşekkür ederim. Beni iyi yerlere getirdiğiniz için. Hepinizi Çok Seviyorum. Sanada Teşekkür Ederim İlham Perim Marry.

Mal gibi gülümsüyor ve yanaklarımdan yaşlar akıyodu. Değişik bir duygu içerisindeydim.
Bir mesaj gelmişti.
Mesaj: Joong
Şirketin önüne gel. Tatlı bela.

Ben: Daehyun benim gitmek gerek.
Apar topar kalktım. Şirkete doğru koşmaya başladım. Joong kapının önündeydi. Bir anda sıkıca sarıldık. Gözyaşlarım sel olup akıyodu.
KHJ: Şşşşşş. Aglama.
Ben: Neden.. Neden yaptın.
KHJ: Sıkılmıştım. Küçükken hep doktor olmak istemiştim. Bunu gerçekleştirmek için şans doğdu. Geri tepemezdim değil mi?
Ben: Kendimi suçlu hissediyorum.
Yüzümü eline alıp.
Joong: Hayır. Sakın öyle bişi yok. 22 yaşında bir adamım bu benim kararım. Doktorluk yaparken bile şarkı söylerim ben.
Ben: Yaa .
Khj: İşte şöyle gül.
Gözyaşlarımı silip . Kolumdan tutup bir yere götürmek için arabaya bindik. İğrenç espiriler yaparak yüzümü güldürüyordu. Güney Kore küçük köylerinden birine gelmiştik.
Çiflik gibi yere gelmiştik. Aaaa hayır At binmeye gelmiştik. En çok sevdiğim şeylerden biriydi. Arabadan inip koşmaya başladım.
KHJ: Koşma Marry.
Adam bizi karşılayınca gezmeye başladık. Büyük bir çiflikti. İnekler, koyunlar, ördekler, tavuklar, taylar ve atlar. İlk önce ördeklere baktık. Ne güzel yüzüyorlardı. Tavuklara yemlerini verdik. İneklerin yavrularına süt içirdik. İnekleri sağmaya çalıştım. Sonra tayları sevdik Joong beraber. At olduğu yere gittik. Onlara havuç ve şeker yedirdikten sonra binmek için at seçtik. Joong kahverendi güzelmi güzel bir at şeçti. Bende beyaz zeytin gözlü bir at seçtim. Üstüne binik gezmeye başladık. Ormanlık alana girdik. Joong atla beraber ortalıktan kayboldu. Bizde hızlanmaya başladık. Atın huysuzluğu tuttu. Değiş hareketler yapıyodu. "Joong " diye haykırmaya başladım. At bir anda takıldı ve ben yere yapıştım. Bacagımı burkmuştum. Çok agrıyordu. Ayağa kalkmaya calıştım. Ayağım çok agrıyordu. At beni terk edip gitti. At tarafındanda terk edilmiştim. Ağaca tutunup ayaga kalktım. Ayağım çok agrıyordu. Off Off.

Kim Hyun Joong Tarafı;

At gidiyordum. Marry arkadan geliyordur diye düşündüm. O sırada atın sesi yakınlaştı ve arkamı dönüp baktığımda Marry atın üstünde yoktu. Atla geri döndüm. Birşey mi oldu acaba.

Benim Tarafım;

At sesleri geliyordu ve kısa sürede Joong göründü.
Ben: Joong.
diye bağırdım.
Joong attan inince bu tarafa doğru geldi.
KHJ: Noldu?
Ben: At tarafından terk edildim. Bacagım Joong çok ağrıyo.
KHJ: Burktun mu? Burasımı agrıyo küçük hanım.
Ben: Ahhh. Joong ağrıyo.
Joong bir anda önüme çömeldi.
KHJ: Atla bakalım sırtıma.
Sırtına bindikten sonra çifliğe doğru yürüdük. Ona zahmet ediyordum. Çifliğe gelince beni otutturup acil durum çantasını alıp geldi. Bacağımı narin birşekilde sardı. Bir bardak buzlu limonata getirdi. İçmeye başladım. Oda gazete okuyordu.
Ben: Joong canım sıkıldı.
KHJ: Ne yapmak istersin.
Beni kucagını alıp salıncaklara doğru götürdü. Kulaklığı çıkarıp kulağıma taktı, diğerinide kendine. SS501= Love Ya açtı. Başımı omzuna yasladım ve gözlerimi yumdum.

Kim Hyun Joong;

Uyumuştu. Kulaklığı çıkarıp, onu nazikce kucagıma alıp arabaya götürdüm. Çok güzel uyuyodu. Köyden çıkıp Marry oturduğu eve geldim. Kucagıma aldıktan sonra merdivenlerden çıkıp zili çaldım. Min kapıyı açınca onu odasına kadar bırakıp ayrıldım.

Benim Tarafım;

Güzel uykumdan ağrıyla uyandım. Aishh nerden çıktı bu ağrı. Umursamamaya çalıştım ama olmadı. Ağrıdan duramıyordum. Min ve Mia seslendim ama duymadılar. Telefonumu alıp rahatsız etmek istemesemde Joong aradım.
KHJ: Marry. Bu saat noldu?
Ben: Joong çok ağrım var. Joong ölücek gibiyim.
KHJ: Saçmalama Marry. Ben geliyorum.
10 dk sonra Joong gelmişti. Zile basınca kızlarda uyanmıştı. Uyku sersemiydi. Joong beni kucagına alıp evden çıktık. Kızlar şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı. Joong beni hastaneye götürüyordu. Kucagını alıp bir odaya yatırdı. Doktor geldiğinde. Ben aglıyordum.
Ben: Doktor ayagımı kaybetmek istemiyorum.
KHJ: Marry saçmalamayı kes.
dolu gözlerimle küçük köpek bakışı attım.
Ben: Ya onu kaybedersem.
KHJ: Uyku başına vurdu.
Doktor bir iğne yapıp bacımı sardı.
Doktor: Merak etmeyin ayağınızı kaybetmiyeceksiniz. Şimdi gidebilirsiniz agrınız az olacak.
KHJ: Saolun.
Kucağına aldı beni.
Ben: Koruyucu meleğim.
diyip başımı gösüne yasladım. Uykuya daldım.

Kim Hyun Joong;

Öylece uykuya daldı. Kocaman sırıttım. Deli kız. Senin yüzünden uykusuz kaldım ve sen uyuyorsun. Neyse ki ayağın sakat küçük hanım. Şimdi eve götürelim. Bu saat onları rahatsız edemezdim. O yüzden bende Marry benim evime getirdim ve misafir odasına yatırdım. Bende gidip yattım.

Benim Tarafım;

Uyandığımda başka bir yataktaydım. Yataktan hızlıca kalktığımda ayağım ağrıyordu. Yavaş yavaş ilerken birine çarptım. Yarı cıplak gözümü kapattım.
Ben: Nerdeyim ben?
KHJ: Benim evimdesin küçük hanım. Ne o hiç üstsüz birini görmedin mi? Hadi aşağı in kahvaltı yapalım.
Kafamı sallayıp aşağı indim. Joong üstünü giyince geldi. Beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Beni eve kadar bıraktı. Topallıya topallıya eve vardım. Min ve Mia soru yamurunsan sonra Min bir haberinden sonra dileye döndüm.
Ben: Ne demek parti var. Ne demek benimde gelecegime dair söz verdiniz. Ne demek, ne demek.
Mia: Sinirlenme ya senin içinde değişiklik olur. Kafa dağıtmaya gelmedin mi? işte fırsat.
Ben: Tanrı aşkına bu ayaklama gidecegim. Bo oyoklo.
Min: Tabiki hadi giyeceklerimizi hazırlayalım.
İkisi birden koluma girip beni sürüklediler odaya. Tanrım lütfen yardım et.
Min, Şık bir mini siyah bir elbise altına topuklu ayakkabı.
Mia,Kırmızı mini bir elbise ve topuklu ayakkabı.
Ve ben, Beyaz mini bir elbise ve babet -_-.
Min ve Mia saçını maşa yaptılar bende düzleştirdim. Hafif makyajdan sonra evden çıktık. Bizim çocuklarda hazırdı. Hepsi benim ayağıma bakıyordu.
Ben: Hadi ama çocuklar sadece bir burkma. Önemli birşey değil.
dedikten sonra mekana geçtik.
Herkes ordaydı eski oldukiler, şarkıcılar, mankenler . Tanrım bu nasıl bir güzellik derken Youngjae görünce hüzün çöktü. İkimizde birbirimize bakıyorduk. Gözlerimi kaçırsamda o benden bakışlarını ayırmıyordu. Hayır ağlamayacagım. Birinin bana dokunmasıyla kendime geldim.
KHJ: Koruyucu meleğin yanında.
Gözlerim doluydu zaten akmamaları için rica ediyordum.
Ben: Joong.
KHJ: Ben burdayım küçük hanım diyip. Arkadaşlarının yanına gitti.
O sırada bir kız çıktı. Konuşmaya başladı. Tabiki o kızı dinlemek yerine Youngjae bakıyordum. O sırada kız Youngjae diyince gözlerim kıza döndü.
Kız: Hastalığım boyunca yanımda olduğu için biricik sevgilim Youngjae teşekkür ederim.

Sevgilim dedi. Sevgilim. Sevgilim. Kulağında çınlayan tek kelimeydi. Gözlerim dolmuştu. Çocukların bana baktığını hissede biliyordum. Hayır. Aglamamalıydım. Gözyaşlarım kendini salı vermişti. O sırada biri bana sarılıp dışarı çıkardı. Hıçkırarak aglamaya başladım. Hıçkırıklarım gittikçe artıyordu. Yumruklarımı gösüne gösüne geçiriyordum. Evt beni bir hasta kız için terk etmişti. Yada beni onunla unutuyordu. Ben neden unutamıyordum. Neden? Acı çekiyordum. Gözyaşlarım sel olup akıyordu. Yere çöktüm. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

Meraba genjler . Sizce bu sarılan kişi kim??? Salı Günü dönüyorum. Yayınlıycam. Yazım hataları için özür dilerim. İnşallah beğeniriniz. Sizi seviyorum.

K-POP OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin