Havuzda hareketsiz bir şekilde yatan Yiğit beni oldukça korkutmuştu. Havuza girerek yaklaştım ve biraz daha baktım.
Öylece üzerinde siyah eşofman, siyah tişörtle havuzdaydı. Yüzüyor olamazdı çünkü hareketsiz bir yüzme stili yoktu.
"Yiğit!" Seslenmeme rağmen bana bakmamıştı. Korkuyla yutkundum.
"Yiğit!" Havuzun dibine girdim ve seslenmeye devam ettim. Ses vermiyordu, kıpırdamıyordu.
Üzerimde ne olup olmadığını umursamadan hızlıca suya atladım. Suyun kaldırma kuvvetiyle anında yukarıya çıktım. Havuz derindi biraz.
Yiğit'in yanına yaklaştım ve kolunu tuttuğum gibi kendime çektim. Yiğit bu sırada irkildi ve derin nefesler alıp vermeye başladı. Birkaç kere öksürdükten sonra bakışları beni buldu. Derin bir nefes aldım ve hemen verdim.
Kendine getirmek için birkaç kere yanağına vurdum hafifçe. Avuçlarım yanağını buldu ve yanağını, vurduğum yeri hafifçe okşamaya başladım.
"İyi misin?" Kendinde değil gibiydi. Kafasını belirli belirsiz salladı. Gözlerini ilk başta arkamda bir yere sabitledi ve bir süre oraya bakmaya devam etti.
"Yiğit, iyi misin?" Sorumu yineleyince bakışları sakinlikle yüzümü turladı.
"Bade, çok canım yanıyor!" Hızlıca yüzünü ve vücudunu taradım ama bir şey görünmüyordu.
"Neyin var? Söyle bana Yiğit, neren acıyor?" Bana bakmayı sürdürürken, elim alnına yapışan saçlarına gitti. Elimle arkaya götürdüm. Avuçlarım hala yanaklarındaydı.
Bana, küçük bir çocuk gibi mahzun bakıyordu. Yutkundum ve elmacık kemiğini hafifçe okşadım. "İyi misin?" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Gözleriyle beni onayladı.
Gözümün önüne gelen ve beni oldukça rahatsız eden saçı kulağımın arkasına itmek için elimi hareket ettirecektim ki, Yiğit benden önce elini hareket ettirdi.
Saçıma oldukça nazik bir şekilde dokundu ve kulağımın arkasına itti. Ses çıkartmadım ve ondan bakışlarımı birkaç saniye ayırdım.
Bu sırada onun elleri belime çıktı ve bel oyuğumda durdu. Destek almak istemiş gibiydi. Bu beni biraz gerse de ses etmedim.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun?" Bel oyuğumdaki elinin gerildiğini hissettim.
"Elimden mi rahats-" Hızla onun sözünü kestim.
"Onu mu diyorum ben?" Sanırım neyden bahsettiğini şimdi anlamıştı. Yutkundu ve gözlerini çevirdi. Alkollüydü bir de. Konuşurken bazı harfleri yutuyordu.
"Çıkalım sudan!" Dedi ve belimi bırakıp kenara yüzdü. Kollarını kenara yasladı ve kendini yukarıya çekti. Arkasından onu izlerken, merak da ediyordum aynı zamanda. Sabah yurt dışına çıkacaktık ve ben Yiğit'i, alkol almış bir şekilde bulacağımı düşünmemiştim.
Dönüp bana baktığında göz göze geldik. Yutkunup elini uzattı. Kenara yüzüp elini tuttum ve beni yukarıya çekmesine izin verdim. Yukarıya çıktığım gibi sert bir şekilde göğsüne çarpmıştım. Bir süre hareket etmeden durdum.
Vücudundan yayılan negatif enerjinin farkındaydım. Çok fazla gergindi.
Yanında olmam onu rahatsız ediyor olabilirdi belki ama şu anlık yapabileceğim pek bir şey yoktu.
Bir adım geri attım ama ona bakmayı da sürdürüyordum. Ben de ki bakışlarını çekti ve arkasını dönüp kocaman camlı bahçe kapısına ilerlemeye devam etti.
"Gel, havlu vereyim." Arkasından ilerledim ve onunla beraber içeriye girdim. İçeriye girer girmez yüzüme vuran sıcak havayla, derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRANSFER 6
Fiksi Umum"Oyunu kazandın Bade. Mağlup olan taraf ben oldum." Dedi ve duraksadı. Birkaç saniye bekledikten sonra gözleri saçlarıma düşerken benim de duyacağım bir şekilde mırıldandı. "Yendin, evet. Ve bu en güzel mağlubiyetim oldu." Beşiktaş'a yeni transfer o...
