3.Bölüm

1.4K 71 11
                                        

Odamın tül perdesinden içeriye süzülen ışık direkt olarak gözlerimin içine giriyordu. Yüzümü buruşturdum ve diğer tarafa döndüm. Gözlerimi açtım ve biraz bekledim.

Tam tekrar dalmak üzereydim ki, çalan alarmla irkildim. Elimi atıp telefonu elime aldım ve şarjdan çıkarttım.

Yatakta birkaç esneme hareketinden sonra doğruldum. İlk iş banyoya ilerledim ve elimi yüzümü yıkadım. İşlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım.

Odaya dönüp dolaba bakındım. Kombin seçtikten sonra yatağın üzerine bıraktım ve telefonumu da alarak mutfağa ilerledim.

Su ısıtıcısına su koydum ve ısınmasını bekledim. O arada da dolaba göz atmıştım. Karnım pek aç sayılmazdı ama yine de bir şeyler atıştırmak zorundaydım.

Su ısıtıcıdan ses geldiğinde dolabı kapattım ve sallama papatya çayını bardağa koydum. Ardından suyu da üzerine boşalttım.

Bugün sakin kalmaya ihtiyacım olacaktı. İlk olarak şirket, ikinci olarak da Yiğit. Umarım sabrımın son demlerinde evime varmış olurdum.

Kendime hazırladığım sandviçi yerken, çayı da yudumluyordum. Yeme işini bitirdim ve banyoya geçtim. Dişlerimi fırçaladım.

Kısa, ılık bir duşun ardından hemen hazırlanmaya başladım. Beyaz ince askılı bir crop, mavi boru paça bir pantolon giydim. Beyaz soket çorapları da ayağıma geçirdim.

Tekrar banyoya geçtiğimde saçlarıma gerekli bakımı yapıp kurutma makinesindeki en düşük ısıyla kurutmaya başladım. Birkaç ufak şekil verdikten sonra da yüzüme geçtim.

Önce hafif bir nemlendirici, ardından da güneş kremi sürdüm. Göz altlarımı kapattıktan sonra da pudrayla sabitledim.

Maskara, allık, eyeliner, highlighter ve kiremit rengi rujla da makyajı tamamladım.

Küçük bir çanta aldım ve içine gerekli şeyleri attım. Ayakkabı dolabından Nike Air Dunk beyaz mavi modeli alıp giydim.

Portmantodaki araba anahtarını ve kapının kilidindeki anahtarı çekip aldım.

Evin kapısını kilitlendikten sonra aşağıya indim. Arabaya bindim ve kısa bir an duraksadım.

Telefonu tutacağa sabitledim ve arabayı çalıştırıp klimayı açtım. Kemerimi taktıktan sonra derin bir nefes aldım.

Saat daha yeni 09.00 olmuştu. Ve benim bulunmam gereken yer Yiğit'in yanıydı. Ama yapacak bir şey yoktu. Biraz beklesindi canım.

Arabayı çalıştırdım ve evime çok uzakta olmayan şirket dediğim ana küçük bir ofis olan yere sürmeye başladım.

Şirket diyorduk çünkü sadece belirli markalarla çalışan bir patronumuz vardı. Ben bu işlere girdikten sonra ise o şirkete dahil
olmuştum.

Bazen çekinler için ofiste toplansak da, bize maddi katkı sağlayan tabii ki de şirketti. Benimle beraber çok kişi yoktu. En fazla 15 influencer vardı. Çoğu da dijital içerik üreticisiydi. Sadece ben video çekmiyordum.

Ben videodan ziyade canlı yayın yapıyordum genelde. Öylesi daha samimi geliyordu. Bazı yayınlarımın 3 saat sürdüğü bile oluyordu. Fakat sanırım bir süre olmayacaktı öyle bir şey.

Trafik yüzünden 15 dakikada geleceğim yolu, yarım saatte anca gelmiştim. Arabayı bahçeye park ettikten sonra çantamı ve telefonumu alarak indim.

Kapıyı kilitledim ve önümdeki iki katlı ofise baktım. Sanırım artık konuşmam gerekiyordu.

*****

TRANSFER 6 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin