Oyuncular ve Gerçek Olanlar

155 19 7
                                    

Ertesi gün okula gitmek iki kat zorlaştı. Lino'ya güvenmekle fazlasıyla aptallık etmiştim. Hala inanmak istemiyordum. Lino'yu bir an için dost sanmıştım, ve yanılmıştım.
Edebiyat dersine girerken Lino'nun bu derste olmaması için dua ettim. Öğrencilere göz gezdirirken Hyunjin ve Felix'i görünce yanlarına gidip oturdum.
"Neden bu kadar geciktin?" diye sordu Hyunjin fısıldayarak.
"Uyuyakalmışım."
"Uykunu düzene sokmalısın." dedi Felix.
"Biliyorum. Deniyorum."
Arkadan birisi bana kağıt uzattı.
"Sen yokken hoca bu notları aldırdı." dedi Lino.
Sertçe yutkunup suratına dahi bakmadan kağıtları aldım. İster istemez kaşlarımı çatmış olmalıyım ki Felix bir şey olduğunu anladı.
Felix "Bir sorun mu var Jisung?" dedi.
"Hayır. Hayır, yok." dedim.

Ders bitince Lino hiç bir şey olmamış gibi tatlı bir gülümsemeyle yanıma geldi.
"Hafta sonu nasıldı?"
"Eh." dedim onu fazla umursamadan.
Ukala gülüşü suratından silindi.
"Bir sorun mu var? Öyle gibi duruyor." dedi.
"Gerçekten mi? Fark etmene sevindim, Lino."
"Bana sinirli misin?" diye sordu hayretle.
Ona dik dik baktım. "Nereden çıkardın ya?"
Yanıma oturduğu an geri çekildim.
"Söylediğim bir şey canını mı yaktı?" dedi.
Hyunjin ve Felix'in bizi seyrettiğini fark edince ayağa kalkıp sınıftan çıktım.

Bu çocuğun derdi ne? Beni aptal sanıyor.

Peşimden geldiğini duyunca durdum ve ona döndüm.
"Ne istiyorsun?" dedim.
"Ne yaptığımı bilmek istiyorum."
"Sen manyaksın."
"Bunu ilk duyuşum değil ama manyak olmayı seviyorum. Sorun ne?"
Ona anlamaz gözlerle bakıp önüme döndüm. Omzundan tuttuğu an elini ittim.
"Elini kendine sakla."
Afallamış ve üzgün bir ifadeyle bana bakıyordu. Harika bir oyuncu.
"Sadece bir sebep söyle. O zaman bir daha yanına gelmeyeceğim. Sadece bana bir sebep söyle Jisung."
Jisung?
Ne zaman bu kadar yakın oldukta bana ismimle hitap ediyor bu çocuk?
"Çünkü senden nefret ediyorum. Oldu mu?" dedim ve önüme döndüm.
"Hayır. Ben sana nefretinin nedenini soruyorum." dedi ve karşıma geçti.
"Bu senin aleyhine olmaz mı, Lino? Pazar günü yaptığın şeyi bağıra bağıra söylesem" güldüm. "Hapse girmeyeceğini mi sanıyorsun?"
"Ne?"
"Gerçekten harika bir oyuncusun."
Gitmeye yeltenirken yine konuştu.
"Neyden bahsettiğini gerçekten bilmiyorum. Pazar günü Hyunjin'le içmeye gittim ve sarhoş oldum. Ama seni gördüğümü hatırlamıyorum."
Daha fazla dayanmak istemedim ve bir şey demeden bahçeye çıktım.

Minho'nun günlüğü dışında beni hiçbir şeyin mutlu edemeyeceğini bildiğim için kendime bir kahve alıp her zaman gittiğim sakin yere gittim.
"1995
Sevgili günlük
Geçen hafta Jisung'un bana verdiği o harika sözü bugün gerçekleştirdik. Hala Jisung'un sıcak buharlar altındaki çırılçıplak vücudu gözümün önünde. Onun dokunuşlarını, öpüşünü, nefesini hissetmek beni hiç olmadığım bir huzura kavuşturuyordu. Ellerini ensemdeki saçlarıma geçirdi ve boynumu öpmeye başladı. İnledim. Sanki biri boğazımı deşiyormuş gibi inledim. İnce beline kollarımı dolarken çığlık atmamak için dudağımı ısırdım. Ellerimi kalçasına indirirken garip sesler çıkardı. Isalk sırtına tırnaklarımı geçirince acıyla bağırdı. Onu dudaklarından öptüm. Duştan çıkınca ikimizde benim yatağıma geçip biraz sohbet ettik. Ancak bir türlü arzum dinmiyordu. Tekrar, tekrar ve tekrar onu öpüp ona dokunmak istiyordum. Başımı onun dizine yasladım ve bir süre uzandım.
"Hala sevişmek istiyorum."
"Sen bağımlısın."
"Sana bağımlıyım."
"Bende sana bağımlıyım ama durmadan 'sevişelim' demiyorum."
"Bu beni alakadar etmez. Yinede seninle olmak beni mutlu ediyor."
"Ah"
"Duşumuzu mu düşünüyorsun?" ona sırıttım.
"Hayır Minho. Hayır. Tanrı aşkına sen gerçekten manya-"
Onu dudağından öpüp susturdum. Bazen gerçekten çok konuşuyor.
"Beni susturmak için elinden bu mu geliyor?"
"Daha fazlasında var."
"Öyle mi?"
"Görmek ister misin?"
"Hayır." yüzümdeki pis sırıtış hüsrana döndü. "Yeterli Minho. Uykum var."
"Pekii."
Ama yine de seviştik. Gece boyu seviştik. Ahh Tanrım bunarı  çok düşünüyorum. Sanırım sapığın tekiyim. Ama o benim sevgilim. Bunu demeye bayılıyorum. O benim sevgilim. Dünyaya bağırmak istiyorum.
"O benim sevgilim ve kimse onu benden ayıramaz." o benim mutluluğum."

Dudaklarımı bu satırlarla dolu sayfaya bastırdım. Ben mutluluğumu çoktan kaybettim.

The Dead Cat | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin