1.5

219 15 11
                                    

O gece sabaha kadar oyunlar oynamışlar, konuşup eğlenmişlerdi. Sabah ise Minho, Changbin, Hyunjin ve Chan şirkete giderken kalanlar evlerine dağılmıştı. Seungmin  ve Jeongin evde, Kai, Yeonjun ve Beomgyu ile birlikte dururken diğerleri Kafede çalışmaya devam ediyordu. Minho da diğerleri evden gider gitmez bir çalışanını Jisung'u gizlice izlemesi için görevlendirmişti. Başına bir şey gelmemesi için.

Yanlarında kaldıkları süre boyunca Jisung'un sivri dilli ve ani çıkışlı ancak aynı zaman da Babygirl, prenses ve tatlı kişiliğini de görmüştü. Ancak onun hakkında en şaşırdığı şeylerden biri hiç şüphesiz ki istediği şeyi kolayca, istediği kişiye yaptırabilir olmasıydı. Örnek vermek gerekirse eğer Minho oyunda kaybettin dans cezası verilmiş ve yapmayacağını söylemişti. Ancak Jisung ona yapması için bir bakış atmış, dudaklarını büzüp birazcık sızlanmış ve Minho'ya bu cezayı yapmayı kabul ettirmişti. Lee Minho'ya dans bile ettirmişti. Bakın Lee Minho'ya. Ünlü iş adamına. Mafya olan Minho'ya.

Diğerleri ise durumdan memnundu. Jisung'un bu yeteneği sayesinde bir çok işten kaçabilmişler, başlarına açılan olaylardan sıyrılabilmişler ve üstüne üstlük güzelce eğlenebilmişlerdi bu yaşlarına kadar. Şimdi de bu yeteneğini kullanmaya çalışıyordu. Kasada durmak için arkadaşına karşı deniyordu. Sabahtan beri çok yorulmuştu. Oradan oraya koşturup durmuş ve kasada sürekli telefonla oynayıp beklemekten başka bir iş yapmayan arkadaşının yanına gidip, kasada durup biraz dinlenebilmek için yalvarıyordu. Felix ve Soobin mutfak bölümünde yemek yapıyordu. Taehyun ve Jisung da ön tarafta bir müşterilerle ilgilenirken diğeri de kasaya bakıyordu.

"Ya zaten bitti çıkıcaz birazdan geçicez eve! Bekle işte." demiş ve başından savmıştı Taehyun, Jisung'u. Bunun üzerine Jisung da dudaklarını büzmüş ve gitmişti arkadaşının yanından. Yarım saat kadar daha çalışmışlar daha sonra kafenin kapanma saati gelmiş ve gitmişlerdi. Kapıdan içeri girdiklerinde bağırdı arkadaşları. "SÜPRİİZZZ! İYİ Kİ DOĞDUNUZ!" Jisung ve Felix şaşırmış gözlerle arkadaşlarına bakarken Soobin kapıyı kapatıp sevgilisinin yanına geçerken konuştu. "Biz kafedeyken hazırladılar. Seungmin ve Jeongin kaçırıldığı haftaydı doğum gününüz biliyoruz ama o gün kutlayamadık. Bari şimdi kutlayalım dedik." diyerek koltuğa oturdu.

"Ağliyim mi şimdi? Siz böyle yaptıkça sevesim geliyo sizi." demişti Jisung gülerek. "Bir ay oldu, aklımın ucundan bile geçmezdi böyle bir şey yapacağınız..." demişti Felix de parlayan gözlerle. Daha sonra pasta gelmiş, ikili dilek tutup birlikte üflemişlerdi pastayı. Daha sonra pastayı kesip tabaklara koymuşlardı. O gün hepsi birden bir köşede uyuyakalana kadar eğlenmişler ve içmişlerdi.

Ertesi sabah ise kafede çalışırken birisi masaya bir mektuba benzer bir zarf bırakıp ayrılmıştı oradan. Jisung kalan kişinin masasını toplamak için gittiğinde masanın üzerindeki zarfı görmüş ve zarfı da alıp dışarı çıkmıştı. Bırakan kişiyi görebilme umuduyla. Etrafına bakınmış, ancak kimseyi göremeyince geri içeri girerek zarfın etrafına bakmıştı. Zarfın üzerinde Han Jisung  yazısını görünce iyice merak etmiş ve çantasına koymuştu zarfı. Şuan çalışıyordu. Eve gidince bakardı.

**********

En sonunda eve gelmişlerdi. Felix hemen üzerini değiştirip mutfağa gitmişti yemek hazırlamak için. Jisung da arkadaşlarını kontrol etmiş, Kai ve Beomgyu'yu yolculadıktan sonra odasına geçmişti hızla. Önce üzerini değiştirmiş, daha sonra da çantasından zarfı almıştı. Korkak gözlerle baktığı zarfı yavaşça açmış ve içindeki katlanmış kağıdı çıkarmıştı. Kağıdın katını açtı ve okumaya başladı.

"Han Jisung'a,

Doğum günün kutlu olsun. Belki arkadaşlarınla kutladığın son doğum günün olabilir.. Dikkat et derim küçük sincap..

D."

Okuduğu yazıyla yutkundu önce. Sonrasında odasının kapısına baktı. Arkadaşları bu kapının ardında, başka bir odadaydı. Onlara söylemeli miydi? Düşündü bir süre. Söylemese daha iyi olurdu. Endişelenirlerdi. Drin bir nefes verdi ve kağıdı çalışma masasının üzerine bıraktı. Sonra pencereyi kapattı ve perdeyi çekti. Yatağa girdiğinde mektubu düşünmemeye çalışarak uykuya daldı..

**********

Minho evindeki çalışma odasında, kucağında ki Dori'yi bir eli ile severken başını geriye yaslamış, bir elini de gözlerini ovmak için kullanıyordu. Tam elini indirmişti ki kapı tıklanmıştı. Başı ağrıyan Minho ise sinirle "GİR!" demişti. Dori bu yüksek çıkan sesten korkup üstünde yattığı bacaklara tırnaklarını geçirmişti. Bunun üzerine Minho kucağındaki kediyi sakinleştirmek için kedinin kulaklarının arkasını okşamıştı.

Kapı açılmış, İçeriye Jisung için görevlendirdiği kişi içeriye girmişti. "Minho bey." diye söze girdi. Minho da devam etmesi için mırıldanmıştı. "Bu gün saat beş sularında bir müşteri masaya bir zarf bırakarak Han Jisung'un sahibi ve çalışanı olduğu Just Stay kafeden ayrıldı. Akşam on buçuk gibi Han Jisung zarfı açmış, okuduktan bir müddet sonra uyumuştur." demiş ve günlük bilgilendirmesi yapmıştı.

Minho duyduklarıyla dönen saldaykesini döndürmüş ve adamın yüzüne bakmıştı. "Ne demek zarf bıraktı? NE DEMEK HA! Hemen, hemen zarfın içeriğini ve kim tarafından gönderildiğini öğrenmenizi istiyorum. HEMEN!" diye bağırmıştı ardından da eliyle kapıyı göstermişti. Çalışanı eğilmiş ve çıkmıştı dışarıya.

Kapı kapandığında Minho kucağındaki Dori'yi yere indirmiş, masaya dirseklerini yaslayıp başını, yumruk yaptığı ellerine sabitlemişti."Bu amına koyduğumun çocuğu kim lan!" diye hafifçe bağırdı. Daha sonra çalışma odasından çıkıp kendi odasına gitti.

Önce sinirlerini atışması için kısa bir duş aldı. Daha sonra ise başı ağrıdığı için bir ilaç içti ve yatağına yattı. Bir müddet sonra da uyumuştu zaten.

Heloooo bu bölüm oldu mu bilmiyorum.
Bu aralar üzerimde acayip bir halsizlik var normalde 2 den önce uykusu gelemeyen ben şimdi saat 10 da uyuyorum. Neyse bu "D" kişisi sizce kim??? Dpwmdpwkfp
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

Byeeeeeeee<3

Mafya'm°^°minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin