2.1

131 12 8
                                    

Sabah uyandığında akşam saatlerinde Hyunjin ile buluşacağını bilincinde sızlanarak kalktı yataktan Jisung. Sincap yanaklarına hava doldurarak banyoya giderek elini yüzünü yıkamıştı. Ardından alt kata inerek ailenin geri kalanını uyuduğunu görmüş ve saate bakmıştı. Saatin yediye geldiğini görünce kahvaltı hazırlamak için masayı açmış ve kahvaltılıkları dizmişti. Ardından tamamen ayılmak için kendine kahve yapmış ve sandalyeye oturmuştu. Çok geçmeden  mutfağı kapısı açılmış ve İçeriye giren Hyung'u ile gülümsemişti.

"Sen de ister misin?" diye sordu elindeki kahve bardağını göstererek. "Gerek yok. Yaparım şimdi. Bu arada kafede yaptığınız şu çaydan yapsana? Hem bu gün dünya kahvaltı günü? Bu gün o çaydan içelim?" demişti Do-woo. "Dünya kahvaltı günü mü? O ne biçim gün ya?" demişti Jisung da gülerek.

"Sus bakim! O biçim bir gün. Hadi hadi nerenin çayıysa oranın kahvaltısını hazırlamak bize düşer bu gün de." demişti abisi de gülerek. Bunun üzerine Jisung da gülmüş ve Felix'i arayarak tarif istemişti. Felix de tariflerin yazılı olduğu kağıdın fotoğrafını çekip atmıştı.

"Hadi bunlardan yapalım. Ama yardım edicsksin bak!" demiş ve gülmüştü Jisung da. Abisi de yardım etmeye başlamıştı. Saat sekiz buçuğa gelirken mutfağın kapısı açılmış ve İçeriye Bayan Han girmişti. Masanın üzerinde de daha önce tatmadığım yemekleri görünce şaşırmış ve "Bana bakın, saçma sapan yemekler yapmışsınız! Hiç yediniz mi bunlardan, tadını biliyor musunuz de yapıyorsunuz?" demişti. "Yedik anne tadını biliyoruz. Felix yapmıştı bize abim tutturdu Dünya Kahvaltı Günü'nde Türk kahvaltısı diye." demişti Jisung da.

"İyi hadi bakalım öyle olsun. Ee bunların adı yok mu? Ne denşyo bunlara? Ne yaptınız? Şuan ne için uğraşıyorsunuz?" diye sordu kadın merakla. "Bak şimdi şurada uzun olan börekler sigara böreği. Yanında kare kare olanlar da sodalı börek. Şunlar pişi. Şurada ki ekmekler yumurtalı ekmek. Patates kızarttım yanına, çay yaptık, bir de bu işte. Bu da menemen." demişti Jisung da. "İyi bakalım da niye bu kadar fazla yaptınız?" diye sordu anneleri merakla.

"Dayım aradı da. Jisung'un Malezya'ya döndüğünü öğrenmiş kahvaltı için gelicek. Teyzemler de." demişti Do-woo da cevap olarak. Bunun üzerine kadın onaylamış ve bir sandalyeye oturmuştu. Bir müddet sonra evin babası da mutfağa gelip bir sandalyeye oturmuş ve "Güzeller güzeli karım benim. Bunlar ne? Çok güzel kokuyor?" demişti. "Oğulların Türk kahvaltısı hazırlıyor." diye cevap verdi eşine bayan Han.

Bay Han da şaşırmış bir yüz ifadesiyle başını sallayıp elini sigara böreğin atmıştı. İlk ısırığı aldığında eşinin yemek kaçırdığını anca gören Bayan Han eşinin eline uyarı maayetinde vurmuştu hafifçe. "Ablamlar falan gelicek. Birlikte yicez bırak bakim!" diye sahte bir sinirle konuştu eşine doğru. Bunun üzerine elindeki böreğin kalanını eşinin ağzına sıkıştırıp susmasını sağlamıştı Bay han da.

Jisung ve Do-woo masayı tamamen hazırlayıp pişen menemen'i de sofraya koyduktan sonra kapının çalmasıyla bayan Han kapıya bakmaya gitmişti. Gelen kardeşleriyle genişçe gülümsemiş ve İçeriye davet etmişti. Hepsiyle sarılmış ve içeri girdiklerinde kapıyı kapatarak  arkalarından mutfağa ilerlemişti. "Dayı!" demiş ve dayısına sarılmıştı Jisung. Dayısı da"Buradayım!" demiş ve sarılmasına karşılık vermişti."Teyzelerim. Siz git gide güzelleşiyor musunuz? Bana mı öyle geliyor? Diyerek dayısından ayrılmış ve teyzelerinden birine de sarılmıştı. "Eşek'e bak sennn!" diyerek gülen teyzesi ile gülümsemesi büyümüş ve diğer teyzesine"Kıskanma kız sen de gel." demişti. "Şerefsize bak ya.."  diyerek gülen ve kendisine sarılan teyzesinden de ayrıldıktan sonra "Her zamanki halim Teyzeee." demişti ciddi olmaya çalışarak

Mafya'm°^°minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin