Mafya'm°^°minsung

2.2

"Bak şimdi. Düğünü şimdi yapmak istemediğimizi en azından birbirimizden hoşlanmaya başlayana kadar düğünü erteleyeceğimizi şimdilik sevgili olarak takılmak istediğimizi söyleyeceğiz. Anlaşmayı yine yapacak ve ailelerimizin yanında sanki birbirimizden hoşlanmaya başlıyormuş gibi yapacağız..." demiş ve nefeslenmek için biraz durmuştu.

"Sonra istediğin kişiyle ilişkiye mi girersin. Sevgili mi olursun beni ilgilendirmez. Keyfin nasıl istiyorsa öyle takılırsın. Yalnız ben öyle bir şey yapmayacağım. Ben sana sadık aşık rolünde oynayacağım. Sonra işte ben bir fotoğrafçı ayarlayacağım tanıdığım fotoğrafçılar var. İşte ben o fotoğrafları alıcam sonra yeni hat alıp kendime atıcam sonra işte seni aricam. Sanki bu anlaşma olmamış gibi beni aldattığını falan söylicem. Ama merak etme ailelere falan da bunu söyledikten sonra bunun medyaya yayılmasını istemediğimi ne kendi itibarıma ne de senin itibarına zarar gelmemesi için her şeyi yapacağım." diye devam etmişti sözlerine Jisung.

"Yani şerefsiz olucam." demişti Hyunjin de gülerek. "Eh mecbur." demiş ve gülmüştü Jisung da. "Bak Hyunjin. Bu anlaşma bizim için çok önemli. Biliyor musun bilmiyorum ama eğer bu anlaşmayı imzalayamazsak eğer şirket çöküşe geçmeye başlayacak. Belki hemen değil ama yavaş yavaş batacağız. Diğer şirketlerle olan anlaşmaları süresi daralıyor. Yeni anlaşma yapmak isteyecekler mi bilmiyoruz. Bitecek anlaşmaları en uzunu 3 sene sonra ve bizim bu sahte ilişkimizden doğacak kavgada aldatan taraf olursam senin ailen anlaşmayı bitirir ama aldatılan tarafı oynarsam eğer suçlu taraf siz olucağınız için anlaşmayı bitirip bitirmemek benim ailemin kararı olucak. Ailem de anlaşmayı bitirmez. Hem bizim şirket batmaktan kurtulur, hem de sizin şirket dünya çapında seçkin bir şirketle anlaşma yapmış olur." dedi Jisung ciddi şekilde.

"Anlıyorum Jisung.. Tamam. Hadi bunu yapalım ama bir şartım var. O tatlı arkadaşını bana ayarla." demişti Hyunjin de. "Minho'yu bana ayarlayacak mısın?" diye sordu Jisung da karşılık olarak. "Anlaştık." dedi ve gülümsedi uzun saçlı olan. "Yalnız Felix'i diyorsan o Changbin hyung dan etkileniyor." dedi Jisung. "Hayır o değil. Zaten Changbin de ondan etkileniyor." demiş ve "Ben diğer tatlıştan bahsediyorum." diye devam etmişti önüne gelen saç parçalarını geriye atarken.

"Seungmin'i diyorsan eğer-" demiş ancak  sözüne devam edemeden Hyunjin'in bakışıyla aydınlanmış ve "Jeongin'i diyorsun!" demişti şaşkınlıkla. "Anladın sonunda!" demişti Hyunjin de. Uzun bir bekleyişin sonunda gelen yemekleriyle garsona teşekkür etmişler ve tam yemeğe başlicakken masalarına yaklaşan bir kişi ile Jisung elindeki kaşığı sinirle masaya bırakmıştı. Hyunjin'in meraklı bakışmarını görünce açıklama gereği duymuş ve "Eski sevgilim. Anlatmıştım ya o." demişti sinirle.

"Yardım edebileceğim ne varsa yapacağım."  dedi Hyunjin de. Jisung da teşekkür etmiş ve gülümsemişti. Tabii gülümsemesini yüzünde donduran şey eski sevgilisinin yanlarına gelmesiydi. "Jisung sen liseye göre daha da mı güzelleştin? Bana mı öyle geliyor?" diye sordu Jisung'un piç mi piç, şerefsiz haysiyetsiz eski sevgilisi. Konuşurken bir sandalye çekmiş ve ikilinin yanına oturmuştu. "Aynen. Şimdi uzaklaş." demişti Jisung da ona bakmadan.

"Hadi ama Jisung. Bana yaptıklarını ben çoktan affettim. Artık bana dönmemen için hiç bir sorun yok?" dedi yanlarındaki şerefsiz. "Hayır Donghyun. Bir sürü sebep var. Şimdi sinirimi daha da bozmadan uzaklaş."  demişti Jisung. "Neden! Neden geri dönmüyorsun!" demiş ve elini sinirle masaya vurmuştu. "Anla işte bir sürü sebep var! Hem. Sen niye geldin ki buraya! Beni sinir etmek için falan mı?!" diye sordu Jisung sinirle yanaklarını şişirirken.

"Bir iş görüşmesi yapmak için geldim güzelim. İki gün önce Do-Ji Şirketi ile görüştüm. Cv'mi teslim ettim. Bu gün de Hwang şirketi'nin buradaki şirketinde yazılımcı eksiği varmış onun için görüştüm. Şimdi de yemek yemek için geldim." dedi Donghyun gururlu bir şekilde. Tam Jisung ağzını açıp bir şey diyecekken Hyunjin ondan önce davranmış ve konuşmaya başlamıştı.