2.3

109 14 5
                                    

Açılan telefon ile önce hoparlöre almış ve ardından bayan Hwang konuşmaya başlamıştı. "Oğlum? Ne oldu? Konuştunuz mu? Nasıl geçti?"

"Şimdilik sevgili olmaya karar verdik anne. İleride birbirimizi iyice tanıdığımıza evleneceğiz." demişti Hyunjin de ardından Jisung'a bakmış ve kaş göz işareti yapmaya başlamıştı. Jisung ne demek istediğini anlamadığı için başımı sallarken o telefonu sessize almış ve "Konuşmayı uzatmak istemiyorum. Bir şeyler yap." demişti sessizce. Ardından telefonu sessizden çıkarmıştı.

"Anne? Bir şey mi dedin yanlışlıkla sessize almışım duymadım." demişti annesine karşı. "Ah sadece buna sevindiğimi söylemek istiyordum. Bir de şey Kore'ye döndüğünüzde şirketler arasında yapılacak olan anlaşmayı imzalayalım demiştim." demişti annesi de. Bu sefer de Jisung, Hyunjin konuşmaya başlamadan hemen önce lafa dalmış ve "Hyunnn ne zaman geliceksin aşkım? Siparişler geldi hadi yiyelimmm. Filmi de seçtim." demişti naz yapar gibi bir sesle.

"Hemen geliyorum! Telefon konuşmama bitsin yanında olacağım sen battaniyenin altına gir ve filmi başlat bebeğim!" demişti Hyunjin saçını arkaya doğru atarak sanki yan odaya seslenir gibi. Bunun hemen ardından "Anne sevgilim film izlemek istiyor telefonu kapatıyorum sonra konuşuruz." demişti. Annesi de "Peki, sonra konuşuruz." demiş ve telefon kapanmıştı. Bunun üzerine Hyunjin derin bir nefes almış ve telefon kapandığı için gülmeye başlamıştı.

"Eee sevgilim film seçtin mi?" diye sormuş ve daha büyük bir kahkaha patlatmıştı. "Seçtim aşkımmmm. Başrolde de biz varızzzz." demişti Jisung da gülerek. "Ah unutmadan Jeongin'i her akşam arayacağım söz vermiştim. Şuan büyük ihtimalle kafededir. Arayalım mı?" diye sordu ardından. "Bilmem aramak istiyorsan ara." demişti uzun saçlı olan da. "Sizinkiler de oradaysa haberi toplu veririz. İki kere ayrı aramaya gerek kalmaz." dedi sincap yanaklarını şişirerek.

"Dur, ne! Haber derken? Sahte sevgili olduğumuzu mu söyleyeceksin? Hem de Jeongin'e?" diye sordu şaşkınlıkla uzun saçlı olan. Saçlarını elinin arasına almıştı konuşurken. "Evet? Bu onun duygularının farkına varması için küçük bir kıskandırma sahnesi olacak. Tabii Kore'ye gittiğimizde onlara her şeyi anlatacağım ama hemen değil. O duygularından emin olup benimle konuşmaya gelecektir. Geldiği zaman anlatacağım. Eğer gelmezse ben ona gideceğim. Olay bu." demişti Jisung da çok bilmiş bir tavırla.

Arkadaşlarını tanıyorduu ve bunun işe yarayacağına yüzde elli emindi. Yani sanırım? Emindi ya. "Öyle diyorsan..." demiş ve duvara dalmıştı Hyunjin de. Jisung da bu sırada telefonu çıkarmış ve Jeongin'i aramaya koyulmuştu. Telefon hızla açılmış ve Jeongin'in sesi duyulmuştu. "ALO!" diye bağırarak konuşmuştu. Büyük ihtimalle telefonu hoparlöre almış ve bir yere koyarak konuşuyordu.

"Aloo? En sevdiğim maknae ne yapıyormuş bakalım?" diye sordu gülerek Jisung. "Kafedeyim hyung. Limonata hazırlıyorum. Sen ne yapıyorsun?" diye sordu o da gülerek. "Hiiçç öyle oturuyorum bebeğim. Kim var kafede başka? Hyunglar orada mı?" diye sordu fazla uzatmayarak telefona doğru. "Felix hyung ve Seungmin hyung üzerlerinş değiştiriyor. Bir de Minho hyung, Changbin hyung ve Chan hyung geldiler kafeye. Sohbet edip konuşalım diye gelmişler. Neden?" diye sordu büyük bir merakla.

"Size söylemek istediğim bir şey var. Daha doğrusu söylemek istediğimiz. Seung ve lix'i de çağır Hyunglar yanına gidin. Orada toplu söyleyelim." dedi Jisung. Sanki heyecanlıymış gibi numara yapıyordu. Daha doğrusu birazcık heyecanlıydı da. Minho ve Jeongin'in tepkilerini öğrenmek için çok heyecanlıydı.

"Peki biraz bekle ama!" demiş ve arkadan birkaç ses geldikten sonra seung ve lix'e seslenmiş ve hyınların yanına gittiğine dair birkaç ses daha duyulmuştu. "Hoparlöre alıyorum hyung." demiş ve  bir iki ses geldikten sonra "Herkes seni dinliyor daha doğrusu sizi yanına kim varsa artık işte!" demişti.

Mafya'm°^°minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin