Lee Minho. Yurt içi beş yurt dışı ise üç şirkete sahip ünlü iş adamı. Aynı zamanda bir mafya ve para babası. Peki şuan ne mi yapıyor? Ortağı Christopher Bang Chan ile birlikte toplantı sonrası küçük bir görüşme. "Peki Chan. Adam konuştu mu?" bardağında ki viskiden bir yudum almadan önce sormuştu bu soruyu.
"Daha değil. Changbin ilgileniyor. Hyunjin de yanında. Malları nerede tuttukları öğrenir öğrenmez öldüreceğiz. Zaten adamın ne karısı ne de çocuğu var." bir yudum viski ve konuşmaya devam etti Chan. "En kısa zamanda öğrenicez." demesiyle kapı çalmıştı. "Gel!" demişti Minho oturuşunu düzeltmiş ve boğazını temizlemişti demeden.
İçeriye önce Hyunjin sonra da Changbin girmişti. "Konuştu. Bir hafta sonra cumartesi akşamı altıyı yirmi geçe depoya gidecekler." demişti Changbin kapıyı arkasından kapatırken. "Harika. Bir hafta sonra için hazırlıklara başlayın." demiş ve viskisini yudumladı Minho.
**********
Cumartesi, saat:20.10Han Jisung. Arkadaşları ile küçük ve yeni bir kafe açmış çok tatlı bir tip. Doğa ile iç içe gibi olan küçük kafeleri çok hoş ve rahatlatıcı bir atmosfer yaratıyor. Arka bahçesi ve ön bahçesi oldukça büyük. Jisung ve arkadaşları kafeyi kapattıkları günlerde arka bahçede hazırladıkları özel alanda takılıyorlar. Arka bahçe pazar günleri hariç hep kilitli. Pazar günü ise onların izin günü! Peki şimdi ne yapıyorlar?
Jisung ve arkadaşları siparişleri yetiştirmeye çalışıyor. Neden mi? Çünkü yeni bir kafe olmasına rağmen hem yemek ve içeceklerin tadları harika hem de içeri de dört yakışıklı çalışıyor! "Seung! Bir çilekli ve bir çikolatalı milkshake! Jeongin! On iki numaralı masanın siparışı hazır mı?" elindeki defteri bırakıp tepsiyi eline alırken söylemişti bunları Jisung.
"Evet hyung! Hemen getiriyorum!" karşılık aldığında beklemeden Seungmin'in getirdiği milkshake'leri almış ve sekiz numaralı masaya götürmüştü. Hemen ardından geri dönmüş ve on iki numaranın siparişlerini götürmüştü. "Felix! Yerime geçer misin?" demişti sabahtan beri bir masadan diyerine koşturduğu için yorulmuştu. Öğle arasına çıkması gerekirken müşteriler dolayısıyla çıkamamamış ve yemek de yiyememişti. Biraz daha koşturmaya devam ederse bayılacağını hissediyordu.
"Tabii, gel" demişti Felix gülümseyerek. Öğle arasında o da bir şey yememişti ama yine de enerjikti. Jisung ile yer değiştirmişti Felix. Ardından da sipariş dağıtmaya başlamıştı. Seung yorulduğu için dinleniyordu. Ne de olsa beş numaralı masa hariç herkesin siparişi teslim edilmişti. Akşam saatleri olduğu için ise kafenin kapatılmasına az kalmıştı. Saat dokuz da kapatacaklardı. Her gelen müşteri saat kaçta kapatacaklardı soruyor ve ona göre kalkıyorlardı.
Jeongin ise arkada seung ve kendine limonata hazırlamakla meşguldü. Jisung, Felix'e dönmüş ve "Beş numaralı masa kaldı. Onların siparişlerini de al da bitsin bu çile." demişti. Felix ise gülümseyerek oradan uzaklaşmış be masaya ilerlemişti. Üç arkadaşı da onu izliyordu. Gelsin de biraz otursun diye. Felix masaya vardığında "Hoşgeldiniz! Ne arzu edersiniz?" diye sormuştu nazik ve sevecen bir şekilde. Yüzündeki gülümseme ile çok tatlı duruyordu.
"Afedersiniz ancak istediğim şeyi menüde bulamadım. Bir yardımcı olabilir misiniz?" demişti karşısındaki adam pis bir gülümsemeyle. "Tabii, ne istediğinizi söylerseniz yardımcı olabilirim." demişti Felix yine tatlı bir şekilde gülümseyerek. Adamın gülümsemesinden rahatsız olmuştu ancak bunu belli etmemişti. Keşke etseydi. "Seni. Menüde yoksun da." demiş ve ayağa kalkmıştı adam. Ayağa kalkmasıyla Felix bir adım geri çekilmiş, başta Jisung olmak üzere Arkadaşları ayağa kalkmıştı. "Ü-üzgünüm efendim ancak böyle h-hizmetlerimiz yok." demişti Felix korkarak.
"Benim için bir istisna yapabilir misin?" demiş ve Felix'in yaka kartına bakmış ve devam etmişti. "Felix?" demişti. Felix olumsuz anlamda başını sallayıp bir adım daha geri çekilince karşısındaki adamın arkadaşına çarpmıştı. Adamın arkadaşı, Felix'in beline kolunu sarmış ve çenesini de Felix'in omzuna yaslamıştı. Tüm bunlar olurken de Jisung, Seungmin ve Jeongin kendilerine en uzak köşedeki masaya hızla ilerliyordu. Adam tam ağzını açıp Felix'e bir şey daha diyecekken Jisung ilk varan olarak araya girmişti.
"Afedersiniz beyefendi. Lütfen daha fazla zorlamadan dışarı çıkın. Aksi taktirde ben çıkaracağım." demişti Jisung sinirle. Bu sefer adam ona dönmüş ve "Eğlence ikiye katlandı desene! Bu küçük ve zayıf vücudunla mı?" demişti alayla. Bunu demesiyle Jisung adamın yakasından adamı hızla aşağı çekmiş ve karnına diz atmıştı. Bıraktığında adam yere düşmüş ve kıvranırken haldeydi. Felix'in olduğu yöne baktığında Seungmin'e sarılarak ağlamamaya çalıştığını görmüştü.
Adamın arkadaşının ise Jeongin tarafından dışarı çıkarıldığını şahit olmuştu. Yerdeki adamı yakasından zorla ayağa kaldırıp ilk kafeden ardından da kafe bahçesinden dışarı atmıştı. "Bir daha buraya gelmemenizi rica etmekteyim." diyerek saygılı bir şekilde konuşmuş, küçük korkutucu bir gülümseme sunduktan sonra ise kafeye geri girmişti. Jeongin, Seungmin ve ona yan şekilde sarılı Felix'in mutfak tarafına geçtiğini gördüğünde rahatlamış ve müşterilere donmüştü.
"Verilen bu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Ancak bu durumda böyle insanların kafemizde kalıp hem çalışan arkadaşlarımıza hem de siz değerli müşterilerimize bir sorun çıkarmasını göz ardı edemezdik. Tekrardan özür dileriz." demiş ve eğilmişti. Ardından kalkmış ve hızla arka tarafa ilerlemişti. "Jeongin ben burada dururum sen kasaya bakar mısın?" demişti. Jeongin ise onay verdikten sonra ön taraftaki kasaya doğru ilerlemişti.
"Kafeyi kapatınca arka bahçeye geçelim mi?" demişti ağlar tonda Felix. "Geçeriz tabii.. Ama sen niye karşı koymadın ki? O kadar madalyan var?" diye sormuştu Jisung. "Çünkü onlar müşteri! Ayrıca kafede çok fazla insan vardı.. Onları rahatsız etmek istemedim.." demişti ardından da "Teşekkür ederim.." demiş ve sarılmıştı arkadaşlarına. Daha sonra da ön tarafa geçmişlerdi.
İlk bölüm bittiiii. Nasıl olmuş? Bence oldu gibi. Hatalarım varsa affedin lütfen..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3Byeeeeeeeee<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya'm°^°minsung
FanfictionÜnlü iş adamı ve mafya Minho'nun gittiği yeni açılan bir kafe vardır. Minho, burada çalışan çocuğa dikkat kesilir. Üç arkadaşı ile birlikte kafe açan Jisung ise bu ünlü adamdan korkmaktadır. Adamları ile Jisung'u takip ettiren, iyi olup olmadığına...