0.3

583 49 21
                                    

Yemeklerinin bittiğini gören Seungmin "Yemeklerini bitirdiler sanırım. Gidip masayı toplayacağım. Başka bir siparişleri var mı diye de sorarım." demişti arkadaşlarına dönerek. Daha sonra eline boş bir tepsi almış ve beş numaralı masaya ilerlemişti. O sırada tatlı siparişi verebileceği birini arayan Chan, Seungmin'i onların masasına geldiğini görünce duraksadı.

Masaya belirli bir mesafeye kadar yaklaşan Seungmin hafifçe eğilerek selam vardikten sonra konuşmaya başladı. "İzin verirseniz daha rahat oturmanız için masanızı toplamak isterim." Kibarca söylediklerinden sonra gülümsemişti hafifçe. Normalde gülümsemesini insanlara fazla göstermezdi. Bunun hakkında çok zorbalık görmüştü. Bu yüzden nadiren başkalarının yanında gülerdi.

"Ah.. T-Tabi." demişti Chan da şaşkınlığını sesine ve yüzüne yansıtarak. Seungmin de şaşkınlığınının nedenini anlayınca açıklama gereği duymuştu neden böyle yaptığını. "Efendim normalde korede masa müşteriler gidene kadar toplanmaz ancak, biz, kafemizde müşterilerimizin daha rahat muhabbet etmeleri için masanın toplanmasından yanayız." demişti masayı toplarken. Bunun üzerine Chan diğer masalara baktığında o masaları da topladıkları görmüştü. Hatta iki kişi toplamaya devam ediyordu. Seungmin masayı toplamayı bitirdiğinde "Başka bir arzunuz var mı?" diye sordu.

"Aslında tatlı da alacaktık ama.. Ne önerirsiniz?" diye sordu bu sefer Changbin. Seungmin bu sefer konuşan kas yığınına dönüp sordu. "Yine God's Menu'den mi? Yoksa başka bir şey mi istersiniz?" diye sordu kibarca. "God's Menu ideal bence. Yine Türk tatlılarından lütfen." demiş ve hafifçe gülümsemişti Hyunjin.

Bunun üzerine Seungmin bir müddet düşünmek için sessiz kaldı. "Şerbetli tatlılardan baklava'yı, sütlü tatlılardan sütlaç'ı önerebilirim." demişti Hafif kenarda kalan Hyunjin'i görmek için hafif öne eğilerek. Öne eğilmesi ile Chan kahve kokusu almıştı. Seungmin Hyunjin'i görebilmek için hafif yana ve öne eğilmesi gerekiyordu ve bu yön chan'ın olduğu taraftı."O zaman ben Sütlaç alayım. Şerbetli tatlı ağır gelir şimdi." demiş ve gülümsemişti Hyunjin. "Ben de sütlaç alacağım." Minho idi bu. "Ben baklava'yı denemek istiyorum. Ya sen Chan?" demişti Changbin. "Ben de baklava alacağım." demişti Chan da.

"İki sütlaç iki baklava getiriyorum. İçecek olarak ne istersiniz? Yine çay önerebilirim isterseniz?" diye sormuştu Seungmin. "Yine  çay alalım o zaman." demişti Chan karşılık olarak. Seungmin bunun üzerine hemen getireceğini söylemiş ve gitmişti. Minho birini arar gibi etrafa bakarken Chan bunu fark etmişti. Hyunjin ve Changbin telefonları ile ilgilendiklerinden görmemişlerdi.

"Birini arıyor gibisin?" demişti Chan Minho'ya hitaben. "Ne?" İrkilmişti çünkü beklemiyordu Minho bunu. Bu yüzden dönerken anlamadığı soruyu tekrar etmesi için Chan'a sorduğu soru buydu. "Birini arıyor gibisin dedim." diye açıkladı kendini Chan.

"Hayır.. Sadece şu sincap çocuk. Merak ediyordum.." dedi. "Neyi?" diye sordu bu sefer Chan. "Kendinden büyük bir adamı nasıl kolayca dışarı attığını. Girişte görmüştük." demişti. Tek yaptığı merak ettiği şeyler arasından sadece birini söylemiş olmasıydı. Yalan değildi. "Başka bir şey var gibi ama neyse.. Belki de dövüş sanatlarına gitmiştir." dedi Chan. İlk cümlesinde mırıldanmış daha sonra daha net şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Olabilir.." dediği sırada gelmişti dörtlünün siparişleri. Seungmin getirdiği tatlıları ve içicekleri sahiplerine verdikten sonra selam vermiş ve çekilmişti. "Yalnız hesap Chan'a girecek." demiş ve kıkırdamıştı Hyunjin. "Benim ödediğimi kim söylüyor?" tek kaşını havaya kaldırarak oldukça ciddi şekilde söylemişti bunu. "Haklısın.. Kasada diğeri olursa Minho senden önce atlar." demişti Changbin de. "Ha ha ve ha. Sanki siz benden farklısınız." demiş ve tatlısına dönmüştü Minho da.

Mafya'm°^°minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin