The wekend- heartlees
Lana del rey - video games
Dktt- Yapma n'olursun
20-20-20 kuralına uyup okuyunuz.
Kafanda mı kuruyordum yoksa bu bir ihtimal mi inci kendi halinde bir kızdı ama her zaman ihtimal vermediklerimiz vuruyordu bizleri mesela sadakatsizlik şıkını hiç düşünmesiniz ama cevap o'dur
Ben ilk cinayetimi 5 yaşımda işledim ve bu cinayet kaza ile oldu ve her şeyde olduğu gibi bu kazada da kendimi suçlamadım her ne yaparsam yapayım asla kendimi suçlamıyordum yaptığım hatayı bu hatayı yapmam için bana kim emir vermişse veya zorunda bırakan herkes suçluydu ben değilCani bir katil olduğumuzu söyleyenler masumlugumuzu katledenlerdir
Odamın camından içeri giren rüzgar tenimi ürpertirken gözlerimi açtım telefonumu yastığımın altından çıkardım kilit ekranını açıp saate baktım saat 5 olmuştu hızla yataktan kalktım hızla lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım
Üstüme vücudumu saran beyaz saten bir elbise boynum elbisenin kumaşından yapılmış beyaz bir fular telefonumu kulaklığımı ve gerekli diğer eşyaları kulpu inci kaplamalı olan beyaz kutu çantama koydum beyaz bantlı topuklularımı giyip makyaj masasına oturdum saçlarımı sıkı bir topuz yaptım perçemlerim yanda kalacak şekilde beyaz tonlarında sade bir makayaj yaptım ve odadan çıktım
Bavullarımızı dün akşam arbaya yerleştirmiştik odamın kapısının önünde duran beslemeyi yani kedimi görünce yüzümü buruk bir gülümseme kapladı
Yere eğildim ve beslemeyi kucağıma aldım besleme aşırı kilosu yüzünden bir kaç gündür veteriner de kalıyordu onu görmek benim gülümsememe yetiyordu
Beslemeyi kucağıma aldığım anda kucağımda mayışmaya başladı besleme ile hasret gideririken savaşın odasını kapısı açıldı içerden savaş çıktı bizi görünce şaşırdı ilk kediye sonra bana baktı "günaydın" dedi hala bana bakarken "günaydın""Senin kedin mi" dedi yüzündeki şaşkın ifade ile
"Evet benim beğenemedin mi" dedim ve beslemeye daha çok sarıldım
"Daha önce kedi besleyen seri katil görmemiştim" dedi ve güldü beslemeyi savaşa doğru uzatım "sevemek istermisin" dedim savaş korku ile gözlerini açtı "Ya düşerse" dedi bana bakarak "bir şey olmaz" dedim savaş zorlama da olsa kollarını uzatım beslemeyi kucağına aldı "adı ne" dedi besleme kucağında iken "besleme" dedim savaş beslemeye baktı "adının hakını veriyor çok ağır" dedi savaşa kaşlarım çatık bir şekilde baktım.
merdivenlere yöneldim bir iki basamak indikten sonra savaşa döndüm "düşürürsen seni öldürüm" dedim ve hızla basamakları inmeye devam etim
ikinci kata geldiğimde yağızı gördüm yanında berfu vardı asansörü bekliyorlardı "günaydın" dedim ve yanlarına gitim "besleme ile hasret gidermişsin bakıyorumda" dedi berfu üstümdeki tüyleri eli ile sirkelerken "siz mi getirdiniz teşekkür ederim" dedim ve yağıza döndüm beni süzerken konuştu "at yarışına giden zengin kızlara benzemişsin" dedi berfu da sessizce kıkırdıyordu
Yağıza göz devirdim arkama döndüm ve merdivene yöneldim merdivenlerden inerken savaşında aşağı doğru inme seslerini duyuyordum merdivenlerden indikten sonra oturma odasına girdim aras koltukta oturuyordu ve gazete okuyordu bana arkası dönük olduğu için görmemişti sessizce arkamı döndüm tam gidecekken "özür dilerim ama seni üzdüğüm için değil seninle tekrardan saygı çerçevesinde konuşmak için" dedi hala gazeteye bakarken geri arkama döndüm "ukala" dedim ve dış kapıyı açıp bahçeye çıktım ipek koltukta oturmuş dosyalara bakıyordu yan tarafında duran tekli koltuğa oturdum ipek bana baktı ve sehpanın üstünde duran kutuyu bana doğru uzatı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
41 EYLÜL
General FictionBige bataklıkta çıkmış lotus'du her şeye rağmen asla umudu bitmeyen biriydi ama bu umutun arkasında bile umutsuzluk vardı bige her şeyi tiye alan biriydi herkes bige veznadarı bataklıkta açan lotus sansada bige bataklığın ta kendisiydi lotus saflığ...