Gözümüzün yaşına bakmayanların
Gözlerinin yaşına bakmayacağım günler gelmişti herkes için cehenem olacaktı herkes ağlarken ben kahkaha atacaktım
Kimseye acımayacaktım karşımdaki en değer verdiğim kardeşim olsa bile adaleti vicdanımın sesini susturmak için değil vicdansızları susturmak için saglıyordum gerçekten zor olan günlermiydi? yoksa acılarımız mı zor? günler değil kaldırması imkansız günler vardıraglarsın herkes 'abartıyor' der
Susarsın herkes 'önemsemiyor' der
Gülersin herkes 'vicdansız' der
Şaşırırsın herkes 'dalga geçiyor' der
Sinirlenirsin herkes 'piskopat' der
Ve bunları sende herkese yaparsın zor dediğin her şeyi meğerse sende insanlara yaşatıyorsun zor bir kelimeydi ama kelimeden daha çok fazlasıydıHata yapmak insanın bir özelliğidir hatasız bir insan var mıdır? yada hata nedir? benim için hata birini öldürmektir bir başkası için insanları kırmak yada bir başkası için bir soruyu yanlış yapmaktır
Savaşa manasız ve sinirli bakarken çoktan uçağın özel bölümüne yerleşmiştik yanımda oturan savaşa gıcık bir bakış atım ve kafamı pencereye doğru çevirdim "of bige inci görmedi zaten önemli olan o" dedi uçağın penceresine yüzü yansıyordu
"Hayır o inci'de bir köpeklik seziyorum" dedim alaycı bir şekilde ve savaşa döndüm savaş başını olulmu bir şekilde yukarı ve aşağı saladı
"Kafan'da kuruyorsun" dedi halen bana bakarken alaylı bir şekilde güldüm
"Bence sen ileri zeki falan degil gerizekalısın " dedim o kadar hızlı konuşmuştum ve ne dediğimi bile unutmuştum
"Şu yanından bak inci bizi fark etmedi" dedi ve çarpık bir gülüşle dudagını ıslatıp güldü kucağımda duran yastıgı savaşa fırlatım savaş iyi bir reflekse sahip oldugu için yastıgı hemen tutu
"En sevdiğin içki ne" dedim savaşa bakarak savaş düşünüyormuş gibi gözlerini kıstı
"Beyaz şarap seninki" dedi uzun süre düşündükten sonra "soveyt votkası onu almak için her ay rusyaya uğrarım" dedim cümlem ile savaş şaşırdı "en ağır içiklerdendir hiç içmedim ve çok zor bulunuyor" dedi yüzünde hala şaşırmış ifadesi varken "rusyanın yarısından fazlasını benim olduğu için çok zor olmuyor" dedi kendimi beğenmiş bir ifade ile "bir de bana egoist dersin ya" dedi ve elindeki yastıgı döndürmeye devam eti
"Dosyada senin üzerine olamayan ama senin olan 4578 tane evin oldugu yazıyor onlar kimin üzerine" dedi beliki dosyayı iyi incelemişti yada gerçekten merak ediyordu
"Kimsesiz çocuklar için açtığım bir kurum var oradaki her çocuğun üstüne en az bir ev var" dedim ve kucağındaki tabletin kilit ekranın açtım
Tam o sırada yanımda duran savaşın telefonuna mesaj geldi mesaj alev adındakinden birinde sesli mesaj kaydı olarak gelmişti kızın profilin'de sarışın mavi gözlü beyaz tenli yani klasik güzelik algısına uyan bir güzelliği vardı ama gözleri lens'di ve çoğu yeri estetikti ve botokstu savaş telefonunu aldı ve ses kaydının dinlemeden hızlıca bir şey yazdı. Galiba sevgilisiydi
"bakabilirsin mesaja"
"Yok önemli değil"
"Bence bak sonra aranız bozulur"
"Sevgilim değil bunu öğrenmek için ugraşma"
"Tabiyki de bunu öğrenmek istemedim"
"Tamam bige""Hiç kadın öldürdün mü" dedi beni tanımaya çalışıyordu yani sanırım
"Evet binlerce hata milyonlarca kadın öldürdüm hepsinin elinde çocuk kanları vardı peki sen" dedim savaş başını bir sağa bir sola saladı olumsuz bir biçimde
"İlk sen olacaksın" dedi ve çarpık bir gülüşle güldü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
41 EYLÜL
Ficción GeneralBige bataklıkta çıkmış lotus'du her şeye rağmen asla umudu bitmeyen biriydi ama bu umutun arkasında bile umutsuzluk vardı bige her şeyi tiye alan biriydi herkes bige veznadarı bataklıkta açan lotus sansada bige bataklığın ta kendisiydi lotus saflığ...