"Saçlarına bakın tarak, koysan sabit kalır." Gülme sesleri.
"Dillin yok mu senin, dilsiz kız?" Tuhaf bakışlar.
"Galiba altına yapacak, baksanıza. Bundan bile korkuyor." Eğlenen yüzler, acıyan insanlar.
Burası Dünya; yaşadığımız, acındığımız, dalga geçildiğimiz Dünya. Dön bak etrafına insanlar bastırılıyor. Çocuklar eziliyor, kadınlar öldürülüyor.
Sayfalarca yazılı adalet ise, yetemiyor.
O çocuklar büyüyor. O kadınların hayalleri yarım kalıyor. O baba elini cebine atamıyor, o anne yüreğine taş basıyor.
Dön bak, sen bu kanlı Dünya'nın neresindesin? Hangi sahnede ışıklar, tam tepende parlıyor.
"Cinayet bürodan polis, Eylül Dora Vizgin." İşte şimdi sahne benim, ışıklar ise karanlık dosyaların üstünde.
Ben sesleri, yüzleri, bakışları değiştirdim.
"Eylül Hanım cesaretinizi kutlarız, çok iyi bir iş çıkardınız." Hayranlık nidaları.
"Şu kadını görünce dilsize dönüyorüm ya." Parlayan bakışlar.
"Eylül Hanım saçlarınız çok güzel hep böyle olsun isterdim, ne zaman siz olurum?" Eğlenen yüzler, Meraklı insanlar.
Sırada mümkünse eğer böyle şey, Dünya değiştirmekte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KELEPÇE
General Fiction"Cinayet büro polis, Eylül Dora Vizgin." İşte şimdi sahne benim, ışıklar ise karanlık dosyaların üstünde. Dışarıdan bakıldığında hayatı mükemmel giden Ata Burhan yaptığı bir hata yüzünden tepetaklak olur, bu hata ona güzellikleri getiriken bir o kad...