Bölüm 5: Gerçekler ne kadar gerçek ?
Karekterlerin hepsinin kurgusal olup, terimsel bilgiler hayal ürünüdür. Yanlış bir bilgi konusunda mazur görün. 🤍
İyi eğlenceler.
Dora mı demişti? Hemde anlamıyla!
Kendime gelmeliydim. Ne oluyordu yani? Orta da abartılacak bir şey de yoktu, altıüstü Dora diye seslenmişti.
"Bu noktada teşekkür mü etmeliyim?" diyebildim sonunda konuşabildiğimde. Kendi içimde ufak çaplı ateş basmalar yaşasamda, dışarıda ki bende hala soğuk esintilerim hakimdi.
"Bilmiyorum, bende her gün birinin ismini araştırıp, isminin ona ne kadar yakıştığını düşünüp, dile getirmiyorum." dedi gözlerime bakararak. Gerçekten düşünüyor gibiydi. Kaşları havalanıp, devam etti. "Evet, evet kimseye 'hediyem' olduğunu söylemedim."
O an bir cevap verip vermemek arasında kalmıştım, zaten ne diyebileceğim konusunda da emin değildim. Fakat gerek kalmamıştı. Ata'nın yanında ki çocuğun meraklı bakışları ile birlikte meraklı sesi de duyuldu.
"Hey, hey birileri tam olarak ne kaçırdığımı söylebilir mi?" dediğinde elini Ata'nın yüzüne sallıyordu. "Bu Burhan'nın içinde ki kişi ve konuştuğu hanımefendi de kim?" Masadaki kız ise 'hiç bir fikrim yok' der gibi bir bakış atmıştı.
Sahiden ne dönüyordu?
İpler benim elimde olmalıydı. Amacımdan sapmayacaktım. Avcı olmaya gelmiştim av, olmaya değil.
"Her şeyin bir ilki olur derler." diyerek umursamaz bir tonda ilk olarak Ata'yı cevapladım. Ardından Asaf'a dönerek, elimi uzattım.
"Eylül ben, polisim." Tekrar gözlerim Ata'ya döndü. "Burhan Bey ile de rastgele tanıştık." dediğimde selamlaşmıştık.
Bana gülümseyip memnun oldum dercesine başını salladıktan sonra Ata'nın kulağına eğildi.
"Olum polisin ne işi var? Başımızı mı yakıcaksın? Ya partimizi şikayet ettiyse." diyerek fısıldadı, evet kesinlikle kimse duymamıştı.
Duyduklarım karşında hafifçe gülümsedim. Benimle birlikte Deniz'de gülmüştü. Asaf'ın meraklı bakışları, parıltı da eklenip Deniz'e dönmüştü bu sefer.
"Peki mükemmel hanımefendi, siz kimsiniz acaba?" diyerek elini uzatan kişi bu sefer Asaf olmuştu.
"Deniz bende, Burhan Bey'in avukatıyım. " diyerek oda nezaketen gülümsedi.
"Çok memnun oldum Deniz Hanım. Asaf bende." diyerek aptal aptal sırıttı.
Hâkaret etmek istemiyordum ama içimde ki insan sevgisi hiç yardımcı olmuyor.
"Sizi hiç beklemiyordum, Dora." Tekrar demişti işte, neden Eylül demiyordu ki? Güzel Polise bile tamamdım.
"Kafa dağıtma ihtiyacı hissetim, ve paylaşımını görünce nereye gideceğimi düşünmek yerine buraya gelmeye karar verdim." diyerek açıkladım. Ters tepkiler yerine daha ılımlı yaklaşacaktım. "Sakıncası yoktur umarım." dediğimde sesime hafif bir ima ekledim.
"Ne sakıncası Dora Hanım, sizi görmek büyük bir şeref." diyerek elini karnına koyarak hafif eğildi. Gülümsüyordu ve masadakileri umursamıyordu. Davranmak istediği gibi davranıyordu.
Bu hareketi istemsizce gülmemi sağladı. Benimle birlikte diğer gülen kişide Asaf'tı. Ata'ya bakarak gülüp durup duruyordu, oldukça eğlendiği belliydi bu durumdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KELEPÇE
General Fiction"Cinayet büro polis, Eylül Dora Vizgin." İşte şimdi sahne benim, ışıklar ise karanlık dosyaların üstünde. Dışarıdan bakıldığında hayatı mükemmel giden Ata Burhan yaptığı bir hata yüzünden tepetaklak olur, bu hata ona güzellikleri getiriken bir o kad...