Fire Of Love - Minsung

promise

Bölüm 1

_________________________________________________

Saat 17.30 gibi Minho evinden çıkmış ve aşağıya inip garajdan motorunu dışarıya çıkartmıştı. Motora yaslanıp iki kaskı da ellerinde tutmuş bir şekilde karşı apartmandan gelicek olan arkadaşını bekliyordu. Arkadaşını beklerken de söylemeyi ihmal etmiyordu. "Ah Kim Seungmin... Bir kere de gidiceğimiz saatte hazır olup aşağıya inmiş olsan ne olur ki!". Seungmin bir yere yetişmek konusunda ne kadar rahat hareket ediyorsa Minho da bir o kadar dakikti. Tâbiki Seungmin'in bu yavaş ve rahat hareketleri her zaman geçerli değildi. Önemli bir şey olduğunda herkesten önce o hazırlanıp diğerlerini beklerdi. Birkaç dakika sonra Karşı apartmandan çıkan beden ile Minho derin bir nefes verdi. Seungmin sonunda evden çıkabilmişti. Seungmin arkadaşını daha fazla bekletmemek adına hızlı adımlarla motorlu gencin yanına gelmişti.

Seungmin dün Minhonun evinde kaskını unutmuştu. Minho ise buna dayanarak sahte bir agresiflik ile Seungmine kaskını vermiş bir yandanda bıkkın bir sesle konuşmuştu; "Sonunda gelebildin!". Kaskı alan Seungmin ise arkadaşının bu tavrına gözlerini devirip "daha geçte gelebilirdim buna şükret" demiş ve elindeki kaskı kafasına takmıştı. Minho ise oflayıp kendi kaskını da kafasına takmıştı. Minho motora binip Seungmine "bin hadi" demişti. Seungmin de Minhonun arkasına oturunca Minho motoru çalıştırmış ve yola koyulmuşlardı.

Minho hızlı gidiyor olucaktı ki Seungmin "BİRAZ YAVAŞ GİTSENE APTAL HERİF!" diye bağırmıştı. Biliyordu Seungmin, arkadaşı yine ailesi ile ilgili durumları düşünmüş ve bu düşüncelerine sinirlendiği için de hızlı gitmeye başlamıştı. Minho'nun hayatını mehvetmişti ailesi, hâlâ da mahvediyorlardı. Seungmin de bunu bildiğinden arkadaşının düşüncelerinin susmasını sağlamak için bağırarak konuşmuştu, korktuğu için değildi sonuçta hız onların işiydi. Minho Seungmin'i duyup normal hızına döndüğünde yine sessiz bir şekilde yola devam etmişlerdi.

Birkaç dakikanın sonundan pist alanına vardıklarını belli eden giriş kapısından içeri girip barlardan tarafa sürmüştü Minho. Barlardan tarafa ulaştıklarında ise Minho sakin bir yere motorunu park etmişti. Seungmin motordan inip kaskını çıkarmış ve kaskı eline almıştı. Minho da aynı şekilde motordan inip anahtarı kendi çantasına koymuş sonra ise kaskını çıkartıp eline almıştı. İkili motorun yanından ayrılıp piste doğru yürümüşlerdi.

"Minho iyisin değil mi?"

"İyi olmasamda pek bir şey değişmiyor"

Bu kısa diyaloğun ardından tekrar sessizliğe bürünmüşlerdi. Pistin kenarında masada oturan arkadaşlarının yanına doğru ilerlediler. Diğerlerinin yanına vardıklarında Minho kendini boş olan sandalyeye atmış kaskıyla çantasını ise masaya koymuştu. Seungmin arkadaşına ters olarak herkese selam vermiş ondan sonra boş bir yere oturup kaskıyla çantasını, Minhonun eşyalarının yanına koymuştu.

Çilli genç bir Minhoya bir Seungmine bakıyordu. aklındaki soruyu sormakla sormamak arasında kalmıştı. Taa sabah yazmıştı sevgilisine ama görmemişti daha doğru ne attığı mesajlar gitmişti ne de aramalarıyla ulaşabilmişti sevgilisine. Bu sebepten ötürü fazlasıyla endişelenmiş ve merak etmeye başlamıştı. Evde ise daha fazla sevgilisini düşünüp bunalmamak için piste gelip yarışları izlemeye başlamıştı. Fakat düşündüğü gibi olmamıştı, hâlâ fazlasıyla endişe ediyor ve meraklanıyordu.

Minho Felix'in ikide bir kendilerine baktığını az buçuk fark etmişti ama kendisi Felix'e bakmamıştı çünkü Changbin buradayken sesli bir şekilde soramazdı ne olduğunu, aynı şekilde Felixte Changbin buradayken sorusunu soramazdı. Sevgilisi olduğunu sadece Minho ve Seungmin biliyordu. Diğerlerine söylediği anda Jisung'un, sevgilisinden ayrılmasını istiyeceğini biliyordu hatta Jisung'un artık kendisiyle konuşmayacağını da biliyordu. İki yıl önce olsa bir şey demeyeceğini hatta herkesten çok sevinenin Jisung olucağını da biliyordu. Jisung dışında diğerlerine de söyleyemiyordu çünkü hepsinin olmasa da illa ki birinin ağzından kaçıracağını biliyordu.