Bölüm 15_________________________________________________
Oyuna kendisini fazlasıyla kaptırmıştı altı bedenin altısı da. Sekiz kişi başladıkları bu oyunda şuan altı kişiydiler. Oyuna başladıktan bir yarım saat sonra Felix'i karakoldan abisini bulmak için ona yardımcı olan polis aramıştı. Bunun üstüne Hyunjin hem yanında durmak hem de sevgilisini götürmek için karakola Felixle beraber gitmişti. Tabii Felix diğerlerine 'önemli bir işim çıktı çocuklar üzgünüm' demiş ve ayaklanmıştı fakat Hyunjin de onunla kalkıp kapıya doğru gitmiş ve sorunun ne olduğunu söylemişti Felixte polis memurunun aradığını söylemişti. Hyunjin de diğerlerine Felixle beraber gideceğini söylemiş ve evden beraber çıkmışlardı. Açıkçası diğerlerine oyunu bırakmamaları için ve beraber vakit geçirmek için haber vermemişlerdi.
Şuan ise tam tamına üç saattir oyun oynuyorlardı. Tabu... Asla bitmemişti fakat fazlasıyla eğleniyorlardı. Minho, Jeongin ve Jisung aynı gruptaydı. Grupları gitmeden önce Hyunjin ayarlanmıştı ve evet bilerek Jisung'la Minhoyu aynı gruba koymuştu. Kaynaşmaları için. Başarılı da olmuştu. İkisi diz dize oturuyor, konuşuyor, kelime bildiklerinde beraber sevinip sonra da Jeonginle seviniyorlardı, fazlasıyla mutluydular. Diğer grup ise; Seungmin, Changbin ve Chan'dan oluşuyordu. Onlarda fazlasıyla eğleniyorlardı. İki grubunda büyük etkende eğlenmesini sağlayan bir diğer şeyde Minho ve Seungmin'in sürekli birbirleri ile atışması fakat sonradan dayanamayıp kahkahalara boğulmalarıydı. Bir diğer etkense beraber vakit geçirmeleriydi. Gerçekten özlemişlerdi. Beraber gülmeyi hak ediyorlardı.
Changbin ve Seungmin boşalan kaselere mutfakta diğerlerinin gelirken getirdiği atıştırmalıklardan koymuş ve geri içeriye geçip kaseleri yerlerine bırakırken onlarda yerlerine oturmuşlardı. "Hadi Chan al eline kartları" Seungmin konuşmuştu. Sıra onlardaydı. Chan anlatıcak, Seungmin ve Changbin bilmeye çalışacak, Jeongin Chan'ın kartına bakıcaktı yasaklı kelime kullanmaması için. Jisung ise süre tutucaktı.
"Başla!"
Jisung'un kum saatini çevirip konuşması ile Chan da konuşmuştu hemen.
"Nasıl anlatayım bunu ben ya off, geç!"
Oyuna devam ediceklerken zilin çalması ile boşta olan Minho ayağa kalkmış ve diğerlerine oyuna devam etmelerini söylerken kapıya doğru ilerlemişti. İçinde bir huzursuzluk hissetmişti kapıya daha da yaklaşırken fakat buna anlam veremedi. Kapının kulpunu tutup aşağıya indirdi ve kapının açılmasını sağladı. Kapı açılır açılmaz yüzüne yediği acı dolu tokat ile birkaç adım sendeledi. Acıyan yanağını tutarken başını kaldırıp ona vuran bedene baktı. Babası, babası buradaydı. Annesini de görmüştü. Kapının ardında duruyor ve gülümseyerek izliyordu.
"Ne hakla geri gelirsin ha!!"
Babasının bağırması tüm apartmanda duyulurken içerdekiler de hızla Minho'nun yanına doğru gelmişlerdi. Seungmin onları kapı dışarı edicekken Minho'nun babasının bağırması ile yerinde kalakalmıştı.
"Ailesiz piç sen dur orada!"
Gözleri dolmamıştı fakat bu laf fazlasıyla ağırına gitmişti. Alışmıştı ailesinin yokluğuna fakat bu konudan vurulmaya alışamamıştı.
"Arkadaşlarıma karışmaya hakkın yok!"
Minho bağırmıştı bu sefer tabi bağırınca ağzının üstüne tekrardan bir tokat yemişti. Diğerlerinin bile canı acımıştı bu sert tokata. Jisung'un stresten elleri titriyor ve Minhoya yardım etmek için bile adım atamıyordu. Ama sevdiği çocuğun bu hâlde olmasını istemiyordu. Jeongin ise Jisung'u bildiği için onu biraz gerilemiş ve beraber öyle duruyorlardı. Seungmin adım atıyor fakat geri geriliyordu. Chan ve Changbin ise tam adım atıcakken adamın onlara da bağırıp Minhoya zarar vermekle tehdit etmesi ile hepsi durmuştu yerinde. Seungmin biliyordu eğer biri Minhoya yaklaşırsa arkadaşını buradan götürür, onu ölesiye döver sonrasında da sokağa bırakırlardı. Yaşamadıkları şey değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire Of Love - Minsung
Fanfictionİki yıllık hırsla yapılan şeyler birinin hayatını mahvedebilir ve daha da kötüsü onu ölüme sürükleyebilir özellikle de ona bunu yapan sevdiği kişiyse... TW: intihar girişimi, kendine zarar verme, küfür, aile baskısı vb gibi etkileyebilecek unsurlar...