fire and water's history

69 8 209
                                    

Bölüm 12

_________________________________________________





12. 12. 2020

Gözyaşlarını boşta olan eliyle sildi, kollarına baktı, titreyen elindeki jileti lavaboya bıraktı ve kollarından kan akmasını önemsemeden çalan telefonunu eline aldı. Kolunu acıdığından sonra telefonu açıp , hoparlöre aldı ve geri lavabonun kenarına koydu.

"Nasılsın Hyung"

"İyiyim Lix sen nasılsın?"

İyi değildi. Jisung'u hatırladığı için çok sinirliydi, Kore'ye geri dönünce Jisung'u affediceğini bildiği için çok sinirliydi kendine. Bu yüzden Jisung'u her hatırladığında koluna kesik atıyordu. Kendisi affetse bile bedeni unutsun istemiyordu. Gerçi koluna attığı çiziklerin tek sebebi Jisung değildi. Bunca yıllık yaşamıydı. Minho kendi kalbini deşmek istiyordu. Jisung'u unutmak istemiyordu ama hatırlamakta istemiyordu.

"İyiyim ben de, bir arayayım dedim"

"Ah anladım ee napıyorsun, diğerleri nasıl?"

"Ben piste gittim geldim işlerim vardı. Chan ve Seungmin dershanede ders veriyorlardır heralde şuan. Hyunjin de yanımda oturuyor daha doğrusu bizi dinliyor"

Minho gülmüştü Felix'in son dediğine.

"Ee o zaman Hyunjin'i verde onunla da konuşayayım olur mu?"

"Veriyim veriyim dikkat et kendine hyung görüşmek üzere"

"Sende dikkat et kendine Lix görüşürüz"

"Heyy nasılsın Minho?"

"İyi Hyun, sen nasılsın?"

Hyunjin Minho'nun sesinde bir değişiklik olduğunu, bir şeyler olduğunu zorda olsa fark etmişti. Fakat Felix'in endişelenmemesi için çaktırmadı.

"İyiyim ben de ee napıyorsun"

"Yanii bir şey yapmıyorum aynı şeyler. Sen napıyorsun"

"Yani bende de aynı şeyler. Piste gidip geliyorum, bizimkilerleyiz, seni özlüyoruz falan öyle"

"Salak, bende sizi özlüyorum..."

"Özle zaten sal-"

"Ah Hyunjin şimdi gitmem lazım dikkat et kendine baybay"

"Peki görüşürüz Min sende dikkat et kendine

Telefonu kapattı ve yere doğru çöküp sırtını duvara verdi. İşi falan yoktu. Sadece daha fazla yalan söylemek istemediği için kapatmıştı telefonu. Nefesinin kesildiğini fark etmesi ile birkaç dakika önce yere fırlattığı astım ilacına uzandı ve derin bir nefes çekti. Gözleri dolarken kendini tutamadı ve gözyaşlarının akmasına izin verdi. Yorgundu. Çok yorgundu, kırgındı. Kendine de kırgındı. Neden böyle yapıyordu. Neden kendine zarar veriyordu bilmiyordu.

Lee Minho kollarını yarın da, sonraki gün ve ondan sonraki gün de çizicekti. Kedi tırmığı gibi duran bu izler onunla bir süre boyunca aynı vücutta yer edinecekti.







03. 01. 2021

Seungmin dershane sonrası kahve içmek için bir cafeye uğramak istemişti. Biraz dinlenmek istiyordu bu yüzden tek başına çıkmıştı dershaneden. Cafeye girip boş bir masaya oturmuş ve siparişini verdikten sonra bir süreliğine telefonuyla ilgilenmişti. Birkaç dakika sonra bir sandalye çekilme sesi, hemen yanından gelen adım sesleri, kısacası bir hareketlilik hissetmişti fakat umursamamıştı. Lakin hemen yakınında olan hareketliliğin kendi oturduğu masadan geldiğini fark ettiğinde telefonunu elinden bırakıp karşısına oturan bedene baktı. Bakar bakmaz tanımış ve sakin olmak adına kendine bir söz vermişti.

Fire Of Love - Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin