1

19K 296 12
                                    

Yeni hikayeme hoşgeldiniz

Diğer kitabımı okuyanlar bilir türkçe ikinci dilim.

Yani arada yabancı kelime ve yazım hataları olabilir.

Bundan rahtsız olanlar varsa, sürekli hata arayıp kötü yorum yapmaya geldiyse hiç okumadan çıkabilir.

Aynısı kadın haklarını koruma adı altında hakaret edenler içinde geçerlidir.

Sadece kafamdaki KURGU bi hikayedir, gerçeklik ve tutarlılık armayın.

Çok heyecanlıyım ve yorumlarınızı bekliyorum 🤍

Umarım benim kadar beğenirsiniz

İyi okumalar🤍
____________________

"Sibelim, güzel kızım hadi abin işe gitmeden uyanda sofrayı hazır edelim."

Annemin pamuk gibi gelen sesi beni uykumdan uyandırdı. Söylediklerini idrak etmemle yattığım yataktan doğruldum. Annem başımda oturmuş şefkatli bakışlarıyla beni izliyordu.

"Abin ekmeğe gitti, o gelmeden hazır olsun kahvaltı."

Babam benim doğmamdan kısa süre sonra kapıldığı hastalığa yenik düşüp hayatını kaybettiğininde annem, abim bide ben kalmıştık. Annem tekrar evlenmeyi hiç düşünmedi, hem 2 küçük çocuklu dul bi kadını kim alırdı ki. Durum böyle olunca üçümüz birbirimize kenetlenip hayatımızı geçirdik. Her zaman böyle rahat değildik tabi. Abim askerliğini bitirip mezun olana kadar geçim sıkıntısı çektiğimiz yıllar oldu elbette ama işe başlaması ile o yıllar arkamızda kalmıştı. Babamdan tek miras kalan Köy evimiz ve abimin geçen ay aldığı arabayla artık diğer ailelerden pek farkımız kalmamıştı.

Yataktan kalkıp hemen elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçacıktan sonra abimin verdiği haşlıklardan biriktirdiğim paralarla aldığım kremi sürdüm yüzüme. Okul vakitlerinden beri en yakın dostluk ettiğim arkadaşım Mehtap kasabaya akrabalarının yanına inince bana kremler kokular getirirdi. Evden pek dışarı çıkmasamda hep özenli ve bakımlı olmayı çok severdim küçüklüğümden beri. Güzel bi kızdım, bunun farkındaydım. Uzun dalgalı saçlarıma, yeşil gözlerime köyde herkes hayrandı. Her bakkala, çarşıya gitmemde hatta kapıya çamaşır asmaya bile göründüğümde köyün delikanlıları hayranlıkla izlerdi. Lakin kimse abimin korkusundan gelipte niyetini diyemezdi. Abimin omuzlarına ailesini koruyup kollama görevi daha küçük yaşlarda yüklendiği için hep katı kurallı, çatık kaşlı biri olmuştu. Hele dışarıya iki katını sergiliyordu. Namı alıp gitmişti, e bu durumdada kimse güzel kardeşine farklı gözle bakmaya cesaret edemez olmuştu. Kimsede demeyelim, vardı tabi cesaretini toplayıp köyün kızlarıyla haber salan, mektubunu ulaştıran. Hepsinin sonuda bi kamyon dayakla bitmişti.

18 yaşıma girmemle görücüler bir bir kapıya dizilmeye başlamıştı. Annem abimi ikna etmişti daha çok küçük olduğuma. Ama yıllar geçtikçe bu mana geçerliliğini kaybediyordu ve bugün 21 yaşındaydım, yani evlenmemem için hiç bir neden yoktu. Benim ise tek gönlümden geçen aşık olup evlenmekti. Maalesef öyle biride karşıma çıkmamıştı.

Lisenin ortalarındayken annem ağır bi hastalık geçirmesiyle en doğrusu benim okulu bırakıp hem annemle, hemde ev ile ilgilenmeye başlamamdı. Böylece en büyük hayalim okuyup kendi ayaklarımın üstüne durmak, bir erkekten bağımsız olmakta yarım kalmıştı. Olsun, abim sözünü vermişti, dışardan bile olsa okutacaktı beni.

SibelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin