hello bebeklerimm🌼
yeni bi bölüm ile geldim💛
Yıldız ve yorumlarınızı bekliyorum 🌼💛
İyi okumalar💛🌼
_______________________Yatağın içinde bi sağıma, bir soluma dönsemde gözüme uyku girmedi bi türlü. Abimle eve girdikten hemen sonra odama geçip camın önüne tünemiştim. Camdan yolu görebiliyordum ve perdeyi biraz aralayıp gözümü ayırmadan Turanın geri dönmesini bekledim. Semanın evine gidip gelmesi 15 dakkadan fazla sürmezdi ama Turanın geri gelmesi bir saati geçmişti. Elinde sigarasıyla yaylana yaylana dönmüştü paşam. Sinirle perdemi çekip yatağa attım kendimi. Artık ne yaptılarsa bi türlü evin yolunu bulamamıştı. Oflayıp sırt üstü uzandım. Bana ne oluyorsa, tanımadığım ve benden hiç haz etmeyen bu adam yüzünden mi uykusuz kalacaktım. Canı isteyince nasılda nazik davranmıştı ona. Kendimi Semayla kıyaslamaya başladığımda saçmalık olduğuna karar verip Turan konusunu aklımda kapama kararı adım.
Sibelsin sen, kendine gel. Sen kimsenin peşinden koşmazsın, senin peşine sıra olur millet.
Onun yaptığı gibi yarın düğünde bende onu görmezden gelme kararımı almıştım.
🌿
Sabah Mehtapın cırlak sesiyle uykumdan sıçradım. Ne olduğunu anlamadan yatağın üstüne oturup pikeyi üstümden çekti.
"Huu tüm köy uyandı, bi hanımefendi güzellik uykusunda."
"Beş dakika daha.." diyerek gözlerimi açmadan pikemi aradım ama nafile.
"Düğünümüz var düğümüzz" diye bağırarak dans eden adımlarla çıktı odamdan. Bu deli halleri güldürüyordu beni. Bu saatten sonra beni asla rahat uyutmayacağını bildiğim için istemeyerekte olsa yatağımdan kalktım. Evde kim var kim yok diye bakındığımda kimseyi bulamadım. Herkes düğün evine geçmişti demekki. Sadece Mehtap iştahla hazır kurulu sofraya oturmuş kahvaltı yapıyordu. Ağzım açık Mehtapın rahatlığını izledim, hiç istifini bozmadan ağzına bi zeytin daha attı.
"Hiç bakma öyle bizim ev ağzına kadar dolu. Kuaför saati gelene kadar buraya çöreklendim bende."
Sırıtarak başımı sallayıp tekrar odama dönünce kısa bi duş için havlumu ve temiz kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim. Duşun altında pek oyalanmadan işimi halledip havluma sarıldım. Kurulanıp eşofman altını üstüme geçirdikten sonra sütyenimi es geçip sadece askılı tişört giyip saçlarımı havluya sardım. Zaten kimse yoktu evde. Geceliğimi ve çıkardığım çamaşırlarımı kirli sepetine attıktan sonra banyodan çıktım. Bu sıcak yaz sabahında duş almak iyi gelmişti ve son kalan uyku kırıntılarınıda alıp götürmüştü. Odadamda saçlarımın nemini alıp havluyu çıkardım daha hızlı kurumaları için. Salık bıraktığım saçlarımla mutfağa Mehtapın yanına oturup çay doldurdum kendime. Masanın ucunda duran ekmek sepetine uzanırken kahkaha tuttu beni. Sorgulayan bakışlarını bana çevirdi Mehtap.
"Sizin ev yangın yeri. Biz burda kefiyle kahvaltı yapıyoruz, annemler görse bu yaşta meydan dayağı çekerler bize valla."
Gülmekten sözümü bitiremezken Mehtapta kahkahalarıyla bana katılmıştı. Kahvaltımızı edip masayı toplamaya başladığımızda zil çaldı.
"Ben bakarım," diye ayrıldım mutfaktan. Annem gelmiş olmalıydı. Hazırlanmak için saat yaklaşmıştı malum. Kapıda bekleyen kişinin annem hariç başkasının olmadığına çok emin halde açtım kapıyı. Turanın gözlerine bakarken senin emin olan aklına sıçıyım diye geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sibel
RomanceHikaye yetişkinlere yöneliktir, 18+ sahneler vardır. Çocuklara uygun değildir! Köy yerinde geçen bir aşk hikayesi.. Gayret etmeden aşk olur mu? Yada zorla aşk olur mu? Doğru cevabı elbette bulabilirsin, peki uğruna nelerden vazgeçmeye hazırsın?