1''tanisma'

979 45 131
                                    

Güzel şeylerden konuşsak mı artık?
Mesela mevsimin kış oluşundan...
Aylardan da kasım ya hani,
Buram buram sevda kokan....
Şarkılardan mı konuşsak biraz?
Türkülerden.
Nağmesi aşk veya ezgisi huzur olan...
Uçsuz bucaksız hayallerimizi
En sevdiğimize boyasak...
Dursak mı biraz?
Durulsak mı, veya..
Durduğumuz yerden,
İzlesek mi hayatı yeniden?
Daha mı çok gülsek artık ?
Biraz fazla ağladık.
Gam bitmez biliyorum
Keder de tükenmez amma; umudumuz hep baki,
inancımız tam değil mi?...

--------------------------------------------------------------------------
İnsan önce nerden geldiğini bilmeli ve hatta adını soyadını, ama bunlardan önce de ailesini bilmeli.

Hadi ben adımı biliyorum da ailemi bilmiyorum. Öylece yetimhaneye bırakılmış bir kızım ben.. yaşım 18 olunca ordan çıktım ve üniversite okumak için İstanbul'a gittim.4 senelik gazetecilik bölümünden lisans derecesi ile mezun oldum. İstanbul da bir eve yerleştim ve bir haber ajansında işe başladım. Hayatımı düzene koymuştum.
--------------------------

Çok yoğun olmayan bir güne uyanmış günlük işlerimi yapmıştım ve arkadaşımla buluşmak için hazırlanmıştım. Arabama binip buluşacağımız kafeye gittim. O çoktan gelmişti bile. Yanına geçip oturdum.

"Erdem çok bekletmedim değil mi?"

"Yok canım bende yeni geldim zaten"

"Klasik erkek yalanı" diyip güldüm.

Siparişlerimizi verip beklemeye başladık.

"Ee varmı bi haber , araştırıyor musun o mahalleyi"

"Evet araştırıyorum, mahalle bildiğin mafya kızım ne yazsam hep orası başta çıkıyor"

"Başında İdris koçovalı vardı değil mi?"

"Evet yanında da oğlu Yamaç koçovalı duruyor"

"Bi ara gidip röportaj yapmak lazım onlarla"

Onayladı ve siparişlerimiz de gelmişti geri kalan zamanı ise koyu dedikodu yaparak geçirdik. Akşama doğru ajanstan aradılar ve apar topar ajansa gittim. Patronun odasına geçtim.

"Buyrun efendim beni çağırmışsınız"

"Gel Gizem otur şöyle"

Gösterdiği yere geçip oturdum ve ona bakmaya başladım.

"Bugün o mahalleye git mahallenin başında duran İdris beyle konuş görüş, biz onayı aldık gerisi sende"

Heycanla yerimde kıpırdandım gülümseyerek kalktım.

"Ben hazırlanıp çıkayım o halde, saolun efendim"

Hızla ajanstan çıktım ve arabama atlayıp evin yolunu tuttum. Eve geçtiğimde küçük sırt çantama eşyalarımı koydum ve telefonumu da sarjdan çıkarıp aldım ardından evden çıktım.

Bana atılan konuma gitmeye başladım. Yol boyu heycandan ölecek gibi hissettim. Çocukluğumdan beri oranın adını duyuyordum ve şuan oraya gidiyordum. Orayı hep haberler de görüyordum hep merak etmişimdir. Yol o kadar uzun sürmemişti. Mahalleye giriş yaptığımda arabamın etrafında erkekler belirmişti. Kapıyı kitleyip arabayı durdurdum. Arabanın camına yaklaşıp cama vurdu bende camı hafif açtım.

"Kimsin?" diye sorunca korkmuştum.

"İdris koçovalı ile röportaj yapmaya gelmiştim, izin verirseniz geçicem"

Tas kafalı çocuk geri çekildi ve elini yol verir gibi salladı bende camı kapatıp arabayı sürmeye devam ettim. Ellerim tir tir titriyordu. Sakinleşip koçovalıların kahvehanesinde durdum. Arabanın içinde etrafa baktım çantamı alıp arabadan indim. Yavaş adımlarla kahvehaneye ilerledim kapıda duran iki koruma yanıma geldi.

İçimizden Biri // ÇUKUR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin