16 'Mezarlık

149 21 75
                                    

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski istanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

--------------------------------------------------------------------------

Aradan 1 ay geçmişti. 1 ay boyunca ben evden çıkmıyor sadece odamda dinleniyordum. Arada bahçeye çıkıp hava falan alıyordum ama bu süre zarfında hiç mahalleye inmemiştim. O gece olanlar beni çok etkilemişti ama kimseye çaktırmıyordum. Karaca ve Akşına anlatamamış Senayla dertleşiyordum. Salihi şu 1 ayda sadece gündüzleri görüyordum o da kahvaltıda denk gelirsem. Eve geç geliyorlardı onun için akşamları göremiyordum doğru düzgün.

Yine aynı sabaha uyandım. Yatakta biraz daha durduktan sonra kalktım ve duşa girip güzelce yıkandım. Çıktım ve rahat şeyler giyip saçımı kuruttum. Saçımı da at kuyruğu yapıp yatağımı topladım. Komidine uzanıp üstünde duran sigara paketini aldım ve içinden bi tane aldım. Bu paket Salihindi ama almayı unutmuştu sanırım. Elimdekini yakıp içmeye başladım.

Pencereye ilerleyip camı açtım ve dışarıya göz gezdirdim. Kapıda yine bir ton adam duruyordu. Ben dışarıyı izlerken elimdeki sigara sona gelmişti camın köşesinde söndürüp dışarı fırlattım. İç çekip camdan çekildim ve odadan çıktım.

Aşağı inip salona baktım. Sultan kahvesini önüne almış nakış yapıyordu. Yanındaki koltukta da Karaca ve Akşın dergilere bakıyorlardı. Ses çıkartmadan mutfağa geçtim ve bahçe kapısından dışarı çıkıp gül budakları arasında yürümeye başladım.

Ellerimi göğsüme birleştirip öyle yürüyordum. Yürürken aklımdaki sesleri susturmaya çalışıyordum.

Arkamdan sesin geldiğini duymamıştım omzumda hissettiğim elle arkama döndüm. Senayı görünce rahat bi nefes aldım.

"Ödüm koptu Sena"

Hafif tebessüm etti
"Özür dilerim, korkutmak istemedim.. iyi misin Gizem durgun gözüküyorsun"

Başımı hafif olumsuz anlamda salladım ve Senaya bakmaya devam ettim. Koluma girdi bahçenin ortasındaki banka geçtik ve oturduk.
Karşımızdaki manzarayı izlemeye başladım. Sena arkasına yaslandı ve bana baktı.

"Anlat hadi dinliyorum"

Derin bi iç çekip ellerimi hafif 'ne anlatayım ' dercesine salladım. Daha sonra toparlanıp başımı öne eğdim.

"Kendimi çok yanlız hissediyorum.. 1 aydır o odada hapsolmuş ve kimsesiz gibi hissediyorum, Salihte yok.. merak etseydi yanımda dururdu, belki de sevmiyor artık eskisi gibi.."

Elini omzuma koyup okşadı.
"Emin ol Salih seni çok seviyor.. Yamaçla konuştum dün, şu karakuzu işini hallediyorlarmış"

"Ama bi ilgiyi fazla mı gördü bana.. ben öyle orda yatarken.. off hiç mi değerim yok onun gözünde!"

"Neden olmasın Gizem saçmalama, işleri yüzünden eve dahi uğrayamıyorlar"

Bişey demek istemediğim için arkama yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Bi süre oturduktan sonra Sena'nın telefonu çalmıştı.

"Efendim Deren, tamam Gizemi de alıp geliyorum ben hem onada iyi olur"
Telefonu kapatıp bana döndü.
"Kalk hazırlan hadi"

"Of Sena ben hiç almayım canım saol"

İçimizden Biri // ÇUKUR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin