Sabah gözümü Taehyung'un gürültülü seslenişleri ile açtım.
''Jimin kalk hadi ya, saat kaç oldu derse geç kalacağız'' diye bir yandan odamda koşturup bir şeyler arıyor, bir yandan bağırıyordu.
Zar zor yatakta doğruldum ''Ne bağırıyosun Tanrı aşkına böyle uyandırılır mı insan, aklım çıktı''
''Ay özür dilerim Jimin, bugün çok önemli benim için biliyorsun heyecanımdan uyuyamadım da zaten'' diyerek gelip bana sarıldı.
Bugün sevdiği adamla bir randevuya çıkacaktı. Adamın randevu olduğundan haberi yok da gerçi. Sunuma çalışmak için bir kafede buluşacaklar, Taehyung bunu randevu diye anlatmaya bayılıyor.
''Tamam şapşal sorun değil, ne arıyosun sen böyle telaşlı?'' diye sordum saçlarını karıştırarak.
''Jimin şu siyah keten gömlek nerde ya bulamıyorum, onun bana çok yakıştığını söylemiştin, canım SeokJin'im beni güzel görsün istiyorum'' dedi ağlak bir tonda.
Jin hyung bizim üst sınıfımız, bu sene üst sınıflarla bazı projelerde yer alıyoruz. Bizimki 2 senedir Jin hyung'a yanık ama asla muhabbet edecek cesareti bulamamıştı. Bu sunumda bir araya gelmeleri ona 'bu adam benim kaderim' cesareti verdi.
Gömleği bulup verdim, heyecanla sarılıp yanağıma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra odasına gitti koşarak. Onu böyle görmek yüzümü güldürmüştü. Ben bu heyecanları yaşamayalı uzun zaman oldu.
Ben de kalkıp banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra hazırlandım. Mimarlık bölümünde 2. senemdeyim. Bölümümü çok seviyorum, İlk sene, ailemden uzakta çok zorlansam da Taehyung ile aynı eve çıkınca rahatlamıştım. Sonuçta o da benim ailem, daha 3 yaşındayken tanışmıştık.
''Hadi Jimin nerdesin ya, daha derse gireceğiz ve ben bitmesi için dakika sayacağım!!''
??! gerçekten inanılmaz..
''Geliyorum Taehyung bu ne telaş, sen 7 aylık falan mı doğdun'' dedim sitemle.
''Ay keşke 7 aylık doğsaydım yaşlarımız yakın olurdu Jin'imle'' diyerek aptal aşığa bağlayınca koşarak aşağı indim. Buna daha fazla dayanamayacaktım.
✤✤✤
Dersler bittiğinde Taehyung kolumdan çekiştirerek beni yemekhaneye sürüklüyordu. Tanrım bir an önce şu buluşma gerçekleşsin de kurtulayım diye düşünürken Taehyung beni birden bıraktı, ne oldu neden durdu diye ona döndüm. Bir yere kitlenmiş, gözlerini kocaman açmış bakıyordu.
Ne var orda ne oluyor diye baktığımda Jin hyung'u gördüm. Biriyle masada hararetli bir sohbetin içindeydi.
''Hadi Taehyung noluyor yürüsene''
''Yürüyemem yemin ederim yürüyemem, nasıl yemek alacağım elim ayağıma dolaştı bile Jimin'' dedi gözlerini bebeksi hale getirerek.
''Ya Tanrı aşkına şimdi yemek bile alamıyorken akşam nasıl buluşacaksın Taehyung, saçmalama da yürü hadi''
''Gidelim hadi okul dışında yeriz, ay ben yapamayacağım galiba Jimin, kalbim yerinden çıkacak şimdi'' dedi kalbini tutarak. Bu haline üzüldüğüm için müdahale etme gereği duydum. Ve Taehyung'u kolumdan tuttuğum gib Jin hyungun yanına sürükledim.
Dur etme napıyosun demesine kalmadan Jin hyunga merhaba dedim.
''Merhaba hyung ben Jimin, Taehyung'u zaten tanıyorsun'' diyerek elimi uzattım. O sırada hem kendi hem arkadaşı kafasını kaldırıp bir bana bir Taehyung'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawsome - Jikook
Genel KurguEvet kusurların vardı, bu kusurlarınla benim için en kusursuz yine de sensin.