Sakin kalmaya çalışırken karşımda elindeki kelebek bıçağı evirib çeviren adam sakin kalmama izin vermiyordu.
Soğuktan buz kesen bedenimi ısıtmak adına ellerimi çılpak kollarıma sürtdüm. Hava soğuktu ve biz bu soğukta ilerlemekte olan kamyonun buz zemininde oturuyorduk.
Sorun şu ki bu lanet yerde ne için bulunduğumu bilmiyordum sanki zihnimiz silinmişti. Sadece okul gezisinde olduğumuz aklımdaydı ve silah sesleri duyuldu. Sessizlik bozulmuştu sadece kızları araca bindirdiler. Araçta çoğu kişi soğuğa dayanamayıb iki büklüm uyumuştu. Bense uyumayıb saçım başım dağılmış bir şekilde karşımdaki adamı inceliyordum.
Bakışları bir an beni bulduğunda yerimden kalkıb ona doğru hızla ilerledim. Yanı boştu kimse ona yaklaşmaya cesaret edemezdi.
-Bizi neden kaçırıyorsun?
Bir cesaretle sorub yüzünü inceledim. Nerdeyse şefkatle diye bileceğim bir soğukkanlı sırıtma ile bana döndü. Kahverengli gözlerini bana dikti.
-Oh, prenses. Merak mı ettin?
-Evet seni tanımıyorum doğru. Ama bu kadar insanı yani kadınları neden kaçırıyorsunki?
-Onur Ak kadınlardan nefret ediyor çünki tatlım.
-Yani senmi?
Başıyla onayladığında dudaklarımı büzüb gözlerimi kıstım.
-Peki ya neden?
-Çok soru sordun hm? Sessizce önüme dönüb ellerimle oynamaya başladım.
-Sırayla inin.
Kamyondan tek tek inen kızları takib ederek konteynerden çıktım. Harap olmuş bir malikaneye getirmiştiler.Artık ne hiss edeceğimi bilmiyordum. Korku,endişe,öfke.Gerçekten bilmiyorum.
Yıkık dökük bir malikanenin 1 ci katındaydık. Rütubet küf kokusu burnuma doldu. Yüzümü buruşturdum kafamı iki yana doğru salladım.
Belime dolanan bir kol ile bakışlarım sağıma kaydı.
-Beğendinmi yeni evimiz. Çok kalmayacağız zaten bir az idare edersin.
Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Bu Onur denen adam kafayı sıyırmış olmalıydı. Benimle dalgamı geçiyordu?Elini belimden çekib kafasındaki siyah şapkasını ters koydu. Ellerini çırparken her kesin aradında dolanmaya başladı.
-Haydi bayanlar,sizi misafirim edeceğim. Bir az yemek ister misiniz? Çorba,su,ekmek?
Hala anlam veremezken 30 kadının en son köşesinde oturmuş bekliyordum.
Yemeği alıb geçenlerin tabağında çorbayı görüb midem bulandı. Su ve üzerinde kalmış yağ parçaları. Sonumun ne olduğunu bilmeden bekliyordum. Soğukkanlılıkla yerimde dikelib etrafa bakış attım. Artık kızların çoğu bu eziyyete dayanamayıb ağlamaya başladı. Bu böyle olmaz.
Yan odaya geçen Onuru gördüm. Onurla yapacağım konuşmayı planlayarak ayaklandım. Kapının önüne geldim kilitli olduğunu fark efib kapıya vurdum.
-Kimsin?
-Benim,Alara.
-Oh,prenses. Diyerek kapıyı açtı.İçeri cesaretle girdiğimde tepki vermeden karşımdaki sandalyede oturdu.
-Bizi senmi kaçırdın? Kaşlarını çatdı.
-Hayır.
-O zaman bize yardım edermisin? Ona doğru bir addın atdım.
-Neden? Bu adam bizimle dalgamı geçiyordu yoksa manyakmıydı?
-Çünki başımız belada ve sonumuzu bilmiyoruz.
-Üzücü.Tekrar işine döndüğünde anlamaya çalışır gibi onu inceledim. Birşey demeden odadan çıktım ve herkese hotaben konuştum.
-Bu adam kim ne işi var bizimle kim ne biliyorsa konuşsun. Sert sesimden bir kız ürkerek konuştu.
-Bu adam Onur Demir şizofren tehşisi var. Bir kaç kez akıl hastanesinde yatmış. Annesinden zulüm görmüş ve kadınları öldürünce rahat oluyor. Bildiklerim bu kadar. Bir anlık acıdım ona. Derin bir nefes alıb yerime oturdum. Bıçağı direk kızın kalbine geçirdi her kesin çığlığı kulaklarıma doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKUNUN NOTLARI 18+
ActionTutkulu bir travma. Gerçekliklerke yüzleşen kendi ailesi bildiği aslında onu olaylardan korumak için gerçek ailesi tarafından tutulmuş bir aile. Ben Alara Dark. Karşımdaki ailem ve haklı taraf arasında sıkışmış bir kız. Ama ben göz yummayıb dünyayl...