Çığlık.Bölüm 2.

40 3 0
                                    

Gözlerimi etrafta gezdirdim ama nerede olduğum hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Herkesi katl eden bu adam bana dokunmadı bile.

Nedenini bilmesemde kadınların çığlıkları kulaklarımdaydı. Susuyordum çünki çığlığımı duyacak kimsem yoktu burada. Sadece odanın konforlu oluşu o lanet yerde olmadığımıza işaretdi.

Kapının gıcırdamasıyla orada olmadığımıza bir daha inandım.
Bilmediğim bir olayın içindeydim. Keşke elimde ısbat olsaydı bu kadınları kurtara bilirdim. Benim bile burada olmam tehlikeliydi.

Beni serbest bırakıb yeniden geri getirmesi garipdi. Hayatım uçurum kenarındaydı biliyordum. Ama elimden ne gelen bir şey vardı ne çığlığımı duyacak birisi. İnsanın sessiz çığlığını duyan birisi gerek hayatında.

Ardımdan gelen ayak seslerini duyuyordum. O kadar sessizdiki her yer bu beni ürkütüyordu. Kapım gıcırdadı kapıya döndüğümde Onurun bana baktığını gördüm.

-Bakıyorum prenses uyanmışsın. Neden atladın bıçağın önüne?
-Bırakmalımıydım ölsünler?
-Peki onlar seni umursadılarmı?
-Ben umursasınlar diye yapmadım. Sırıtması beni korkutuyordu. Ama bu adamda bir şeyler vardı çözemediğim. Tehlikelimiydi? Yoksa tehlikeli gözüken bi saf. Parmaklarını şıklatmasıyla düşüncemden ayıldım.

-Hadi prenses dinlen. Ben çıkıyorum.
-Hey benide götür.
-Hayır prenses. Götüremem. Gözlerinde o tedirginliği görüyordum.
-Neden dedim sadece? Beni neden öldürmedin?
-Ölmek mi istiyorsun?
-Soruma cevap ver.

-Asi prenses. Tam benlik. Yüzüme yakınlaştı elleriyle kollarımı sardı.
-Napıyorsun?

-Serumu çıkarıyorum. Beni kolumdan tutarak odanın kapısından dışarı çıkardı. Kendisi içeriye girdi ve kolumu bıraktı. Fırsat bu fırsat arkama bakmadan bilemediğim yöne koştum. Yaralı olmam umrumda değildi. Koştum durmadan.

Ardımdan ayak sesleri geliyordu. 5 dakikadır koşmama rağmen sanki labirentteydim. Hiç bir yeri göremiyordum bulamıyordum.

Ayak sesleri yaklaşıyordu. Korkmam normalmiydiki? Koştum ardıma bakmadan çünki bakmamalıydım. Bir minik boşluk gördüm gözümün önünde. Şansım yaver gidiyordu. Hemen yere çömelerek deliğin nereýe çıktığına baktım.

-O sadece bir resim prenses. O an hangi hissleri geçirdiğimi bilemedim. Nasıl yani ne ara buldu beni? Eliyle koymuş gibimiydi beni bulması. Arkamı dönmedim. Ama dönmek mecburiyyetinde olduğum bir dakikadaydım.

Her kes kulaklarını tıkamış çığlığımı duymamak için.
-Arkana dönmekten korkuyormusun prenses?
Mecburiyyetden arkamı döndüm. Arkamda sinir bozucu bir sırıtmayla karşılaştım. Sırıtması insanı sinir hüceyrelerini bitire bilecek bi güce sahipdi.

Yanına yaklaşarak koşmaya başladım. Kahkaha atmaya başladı.

-Daha nereye kadar koşucaksın. Burada baş başayız. İstemsizce ayaklarım durdu. Yüzümü döndüm.
-Sen benden ne istiyorsun? Gözlerime bakarak bana bir adım atdı.
-Seni istiyorum. Sözlerini alaycı bir yüzle yanıtladım.

-Beni mi?
-Evet seni istiyorum.
-Ciddimisin sen?
-Evet. Suskun gözlerle bakarak ittirdim .
-Salakmısın sen? Burada ölücemmi kalıcammı bilmeden seninmi olucam?
-Aynen. Sırıtması ve olaya böyle cevap vermesi sinirimi bozuyordu. Umursamayacağım bir olay değildi öleceğimi kalıcağımı bilmeden hala buraya mahkun olmuştum.

-Prenses çok konuştun galiba. Kolumu hafifce tutarak beni ilerlemeye zorladı. Onu anlamaya çalışmak istiyordum ama anlamak çok zordu. Duygularını bilmiyordum. Şizofrenler böylemi davranırdıki? İlk kez bir şizofrenle karşı karşıyaydım.

TUTKUNUN NOTLARI 18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin