11- İlk Gece

1.5K 81 40
                                    

Bölüm kısa mı sanki ne?
Ben bir öyle hissettim sanki.
1.7 bin kelime ne zamandır kısa yav?
Siz bölüm uzunluklarını ne kadar istersiniz?

7 bin kelime ne zamandır kısa yav?Siz bölüm uzunluklarını ne kadar istersiniz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaptığım ima kesinlikle komik değildi. Rastgele bir arkadaşıma söylesem belki gülerdi, ama yanlış kişi ve yanlış bir zamanlama seçmiştim.

Tahmin ettiğim gibi, o da sözlerimi komik bulmadı. Verandaya tutunan elleri serbest kaldı, meydan okuyan bakışlarla yandaki odayı işaret etti. Açıkçası beni ters köşe etmişti.

"Oldukça yakınmış." dedim zorlukla. Benim odam köşede, onunki ise hemen yan taraftaydı. Devamında başka odalar yan yana sıralanıyordu.

Onun yan odada kalacağını beklememiştim. Bu durum beni rahatlatmalı mıydı, yoksa daha da mı germeliydi, emin değildim. Tek bildiğim, hemen konuyu değiştirmem gerektiğiydi.

"Odama bakayım." dedim, lafı uzatmadan.

Gözleri, ne yapmaya çalıştığımı anlamış gibi kısıldı. Benimle alay ettiğini hissediyordum, ama bunu görmezden gelmeye karar verdim.

Hiçbir şey söylemeden arkasını döndü ve verandanın kısa merdivenlerini hızla çıktı. Kapıya uzanıp kolu çevirdiğinde, kapı anında açıldı. Merdivenleri tırmanıp peşinden ilerledim. İçeri girmem için bana alan tanıyıp önden geçmemi bekledi.

Tereddüt etmeden adımımı attım ama yanından geçerken kolum, geniş göğsüne hafifçe sürtündü. Bunu bilerek yaptığından emindim. Yine de belli etmemeye çalışarak odanın içinde ilerledim.

Düşündüğüm gibi oda küçüktü. Girişteki dar koridorun sağında kapısı açık bırakılmış bir banyo, koridorun sonunda ise duvara dayalı bir yatak vardı. Banyoya uğramadan odaya ilerledim. Sağ köşede küçük bir buzdolabı, basit bir tezgâh ve dolap dikkatimi çekti. Eşyalarım ise benden önce yerleştirilmişti. Valizimi hemen tanıdım; gemideki eşyalarımı taşıyan valizdi. Yanında duran büyük sırt çantası ise hastanedeyken babamın getirdiği şeylerle doluydu.

"Düşündüğümden daha ferah." dedim, hafif bir şaşkınlıkla.

"O halde minik bir hücre beklediğini varsayıyorum."

Sesine dönmek için başımı çevirdim. "Belki de." diye cevap verdim hafifçe gülümseyerek.

Yatak bir anda fazlasıyla cazip göründü. Yorgundum ve bu kadar bitkinken hala nasıl ayakta durabildiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Kuzey, bu durumumu fark etmiş gibi arkamda hareketlendi.

"Bugünlük biraz dinlen. Yarın etrafı tanıtması için ekipten birini gönderirim." dedi sakince.

"Sen gelmeyecek misin?"

Sözler, farkına bile varmadan dudaklarımdan döküldü. Buranın benim için ne kadar yabancı olduğunu biliyordum ve bu tepki normaldi. Aralarında en uzun süre Kuzey'le vakit geçirdiğim düşünülürse, söylediklerimin yanlış anlaşılmamasını umdum.

SAT KOMANDOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin