17
Kurtulduk Mu?Kaç gün olmuştu? Ben onları unutmamak için çabalarken onlar beni aramayı unutmuş muydular? Korkuyordum. Karşımdaki adamdan deli gibi korkuyordum. Mavi gözleri içime işliyordu. En azindan küçük Kayra gelsindi yanıma. O beni korurdu. O beni korurdu değil mi?
Adam ışığı açıp karşıma geçti. Bedenim tir tir titriyordu. Bana dokunacak mıydı? Ondan kendimi kurtaramazdım bile. O kadar güçsüz düşmüştüm ki bana dokunursa elimi bile kaldıramazdım. Gözlerim tekrar doldu.
"Yaklasma bana!" dedim göz yaşları içinde. Eğilip önümde diz çöktü. Elleri havaya kalktı. Korkarak çığlık attım. Ve geri gitmeye çalıştım. Tekerlekli sandalyenin yanından tutup geri gitmemi engelledi. Mavi gözlerine baktığımda, onunda gözlerinin dolu olduğunu gördüm. Eli tekrar havaya kalktı ve kafasındaki şapkayı kenara fırlattı.
Şapka kafasından çıkınca sarı saçları anlına düştü. Gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Bu adam o'ydu. Onun gözleri, onun saçlarıydı. Onunda gözleri dolmuş umutla bana bakıyordu. Gözlerinden yaş düştü. Ellerim havaya kalktı ona dokunmak için ama dokunamadım. Ya o da rüyaysa.
"Rüya değilsin değil mi? Lütfen rüya olma. Lütfen Kayra" dedim titreyen sesimle ve ellerim maskesine gitti. Maskesini çıkarıp atıp onun günlerdir belkide aylardır görmediğim yüzünü gördüm. Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı. Maske gittiği için en son öptüğüm dudakları ortaya çıktı. Ellerim korkarak yüzüne yerlestirdim. Dokundum ona. Ona dokundum günler sonra. Ve omuzlarım hıçkırıklarımdan sallanmaya basladı.
"Kayra, az önce seni özlediğimi fark ettim. Sana bunu daha sık söylemeliyim biliyorum. Bir daha gitme benden. O ışıl ışıl olan gözlerin ırak olmasın benden" dedim ve eğilip anlını öptüm. Ellerim yerinde rahat durmuyordu ve günlerdir görmediğim unutmaya yüz tutmuş yüzünde geziniyordu.
"Kara parçam..." dedi ellerimi tutup yüzünden çekti. Kafamı iki yana salladım. Ve ellerimi ondan kurtarıp tekrar yüzüne yerlestirdim.
"Sana dokunmadığımda rüya sanıyorum. Lütfen ellerim burada kalsın" dedim ve ellerim yüzünü okşadı.
"Seni burdan çıkarmaya geldim" dedi ve burkça gülümsedi.
"Kayra. Ben, ben seni unutuyordum. Seni unutturuyorlardı bana. Bir odaya kapattılar sadece yemek ve ilaç verdiler Kayra. Çok korktum seni unutucam diye. Çok ağladim Kayra. Küçüklüğünü görmem bile bir işe yaramadı. Kayra ben, ben çok korkuyorum. Lütfen çıkar beni buradan. Yalvarırım çıkar beni buradan. Kayra ben seni çok özledim" dedim zorlukla hıçkırıklarımın arasında. Ayağa kalkıp bedenimi kucakladı. Ona sımsıkı sarıldım bırakmak istemez gibi. Rahatlatıcı kokusunu içime çektim. Hala ağlıyorum bunun rüya olma ihtimali ile çok korkuyordum.
"Seni seviyorum Kara Parçam" dedi ve saçımın üstünden öptü. Dudaklarımda buruk bir gülümseme oldu.
"Seni seviyorum Kayıkçık" dedim ve boynunu öptüm. Göz yaşlarım artık akmıyordu. Mutluydum, çünkü artık evime dönecektim. Kayra ve diğerleri yanımda olacaktı. Akıl sağlığım eski haline dönecekti. Tam biz odadan dışarıya çıkacaktık ki odanın kapısı bir hışımla açıldı.
"Ah aptal aşıklara bak sen" dedi Mert Kıran kapıdan içeriye girerken. Yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. Bedenim onu görünce korkudan titremeye başladı. Kayra beni kurtarırdı değil mi? Onu öldürürdü değil mi? Gözlerim yine doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Orman
Teen FictionBir gün üç arkadaş; Ada, Aden, Polen bir ormana kamp yapmaya giderler. Gece olduğunda çadırlarına geçerler herkes mışıl mışıl uyurken Ada bir hışırtı duyar. Kızlara der ama kızların umrunda olmaz. Ada ise tekrardan uykuya dalar. Sabah uyandıklarınd...